Vahap COŞKUN
Türkiye geçen Cuma gecesi koronavirüs ile mücadelesinde çok büyük bir hatâ yaptı. Muhalefet ve uzmanlar uzunca bir süredir, salgının yayılmasını önlemek için kısmi ya da genel bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini talep ediyordu. Hükümet ise “Türkiye’de her şart altında çarkların dönmesi gerekir” düşüncesiyle bu talepleri ısrarla reddediyordu. Hattâ iktidara yakın medya gruplarında, ciddi ciddi, sokağa çıkmanın bir tuzak olduğu ve halkı sokaktan çekerek hükümete karşı bir kalkışmanın tezgâhlandığını yazanlar bile oldu.
Ancak, artık kaçınılmaz bir gereklilik haline geldiğinden olsa gerek, İçişleri Bakanlığı Cuma gecesi saat 22 sularında, otuz büyükşehir ve Zonguldak’ta iki gün sokağa çıkılmasını yasakladı. Yasağın iki saat sonra devreye girecek olması, halkta bir panik havası yarattı. İnsanlar fırınlara, marketlere, bakkallara hücum etti. Titizlikle uyulması gereken sosyal mesafe ve temastan kaçınma gibi mücadele ilkeleri unutuldu, sokaklar ana-baba gününe döndü.
Tablo çok rahatsız ediciydi. Hükümete salgınla savaşta danışmanlık yapan Bilim Kurulu üyeleri, bir hazırlık yapılmadan ve halka ihtiyaçlarını nasıl temin edeceklerini bildirmeden ilân edilen böyle bir yasağın, hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu ifade ettiler. Bir çuval incirin berbat edildiğini savunan bazı üyelerin Kuruldan istifa etmek istedikleri, ancak Sağlık Bakanı’nın gayretleriyle bu istifaların önüne geçildiği haberi kulislere yayıldı. Muhalefet partileri, iş bilmezliğinden ötürü bugüne kadar yapılan her şeyi boşa çıkardığı gerekçesiyle hükümete yüklendiler. Sosyal medyada iktidar topa tutuldu.
Mızrak çuvala sığmayınca
Her kesimden gelen eleştirilere hükümet önce iki şekilde karşılık verdi. Biri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verilen kararın doğru olduğunu savunmasıydı. Soylu’ya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla alınan bu kararın hem zamanlaması hem de tatbiki yerindeydi; bazı yerlerde kalabalıkların oluşması ve bi rtakım arzu edilmeyen görüntülerin yaşanması doğaldı. Sokağa çıkma kararı ne zaman alınırsa alınsın bu tür manzaralar yaşanabilirdi ve zaten sınırlı sayıda insan sokağa inmişti. Dolayısıyla kararı ve ardından yaşananları abartmamak lâzımdı.
Diğeri, hükümet yerine halkın suçlanmasıydı. Soylu’nun açıklamasının makul bir tarafı yoktu, kimseyi tatmin etmemişti. Kabineden bile hiç kimse Soylu’ya arka çıkmadı. Bedeli ağır olabilecek bir siyasi yanlış vardı ortada ve oklar hükümet yöneltilmişti. Bunun üzerine bir medya bombardımanı başladı. Her şart altında iktidarı savunmakla vazifeli kalemşorlar ve troller, iktidarın sorumluluğunu perdeleyip bütün suçu halkın üzerine yıkmak için yoğun bir mesaiye başladı. Halkın sorumsuzluğundan, cehaletinden, kıt akıllığından vurdular; eğitimsizliğinden, açgözlülüğünden, nankörlüğünden çıktılar. Hükümet üzerine düşeni yapmıştı; eğer bir kusur varsa bu hükümette değil, “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan” kara kalabalıklardaydı.
Kendi siyasal geleneğini inkâr
Ne var ki, merkez sağın bugüne kadar asla müracaat etmediği ve bir nevi kendi siyasal geleneğini inkâr sayılabilecek bu argüman tutmadı. Eleştirilerin önünü kesmedi. Aksine, ters tepip eleştirilerin daha keskinleşmesine neden olunca iktidar çark etti. Evvelâ Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cuma akşamı bir kargaşa olduğunu, gerekli tedbirlerin alınacağını ve kararların zamanında açıklanacağını belirtti. Ardından Soylu bir öngörü hatası yaptığını ve eleştirileri alıp kabul ettiğini duyurdu.
İktidar kanadında sular duruldu diye düşünülürken, sokağa çıkma yasağının bitmesine az bir süre kala Soylu, sosyal medya hesabına koyduğu bir açıklamayla bütün sorumluluğun kendisinde olduğu belirterek İçişleri Bakanlığı görevinden istifa etti. Muhalefet partileri istifayı olumlarken, AK Parti tabanı da Soylu’nun istifasının kabul edilmemesi için hareketlendi. Nihayetinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, istifanın Cumhurbaşkanı tarafından uygun görülmediğini duyurdu ve böylece Soylu yerinde kaldı.
Günah keçisi
Soylu’nun gitmesi ile gelmesi arasında kalan saatlerde tam olarak nelerin yaşandığını, kimlerin kimlerle görüştüğünü ve hangi pazarlıkların yapıldığını bilmiyoruz. Muhtelif teoriler olmakla birlikte iki tanesi çok popüler.
Biri, olan biteni “tümüyle bir mizansen” olarak görüyor. Buna göre, bir yandan Cuma gecesinin günahını Erdoğan’ın üzerinden çekip alan ve diğer yandan da Soylu’nun samimi ve sorumlu devlet adamı portesini cilâlayan bir oyun sahneye kondu. Yaşanan, sokağa çıkma fiyaskosuyla epey yıpranan iktidarın imajını tekrardan parlatmayı amaçlayan bir tiyatroydu; oynandı ve bitti.
Diğeri ise istifayı bir mizansen değil, Soylu’nun karşı atağı olarak yorumluyor. Buna göre de, sokağa çıkma Soylu’nun şahsi tasarrufu değildi. Erdoğan’ın bilgisi dâhilinde alındı ve onun talimatıyla yerine getirildi. Lâkin bu karar menfi neticeler üretip çok tepki çekince Soylu yalnız bırakıldı. İbrahim Kalın gibi Erdoğan adına konuşma yetkisini haiz aktörler, topu Soylu’nun sahasına sürdü. Günah keçisi haline getirilen Soylu, istifa hamlesiyle rest çekti ve el yükseltti.
İstifanın, aktörlerin rolleri konusunda anlaştıkları bir senaryo olduğu yorumlarına katılmıyorum. Aksine, Pazar akşamı başlayıp Pazartesi günü öğlene kadar uzayan olayın, iktidar içi anlaşmazlıkların bir yansıması olduğu yönündeki görüşlere daha yakın duruyorum. Mamafih, arka planındaki gelişmelerden bağımsız olarak bu istifadan birtakım siyasi sonuçlar çıkarabileceğimiz düşünüyorum.
Bulunmaz Hint kumaşı!
Birincisi, mevcut hükümet sistemiyle doğru ve işlevsel bir yönetimin mümkün olamayacağına dair zaten var olan kanaatin daha da pekişmesini ve yaygınlaşmasını sağladı. İktidar, karşı karşıya kalınan bir krizi idare edemediğini ve bunun da bir siyasi sorumluluğa tekabül ettiğini kabul etmek durumunda kaldı. Önce Ulaştırma Bakanı, ardından İçişleri Bakanı; üstü örtülemez bir yönetim sıkıntısı var. Tencerenin kapağı açıldı, kokular sağa sola yayıldı. Muhtemelen çok da uzak olmayan bir gelecekte parti içi mücadele ve rahatsızlıklar, AK Parti’de daha sert rüzgârların esmesine yol açabilir.
İkincisi, Erdoğan, Soylu’nun ayrılmasının yaratacağı zedelenmeyi düşünerek istifasını kabul etmedi. Daha önce 2018’de de Soylu ayrılık sinyali vermiş, Erdoğan müsaade etmemişti. Soylu’nun medyadan destek almasının ve Erdoğan’ın ona bulunmaz Hint kumaşı gibi muamele etmesinin, AK Parti’deki klikler arası mücadelede Soylu’nun elini güçlendirdiği açık. Ancak bunun ilânihaye böyle süreceğini söylemekten imtina etmek gerekir. Kemal Can’ın benzetmesiyle “Soylu’nun bir set aldığı düşünülebilir. Fakat maçı kazanıp kazanmadığı hakkında yorum yapmak için biraz erken.”
Ve üçüncüsü, istifa açıklamasından ve istifanın kabul edilmediğinin duyurulmasından sonra, ulusalcı çevrelerin ve MHP lideri Bahçeli’nin Soylu’nun arkasında durması not edilmelidir. Soylu’ya verilen açık çek, iktidar denkleminin anlaşılması açısından son derece önemli; Soylu, sadece Soylu değil.
(*) Kürdistan 24, 15.04.2020
https://www.kurdistan24.net/tr/opinion/68fbbd16-9c66-4f5f-a757-1128e40c008b
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025