Yıldıray OĞUR
Türkiye yargısında tuhaf olaylar dizisinde dünün manşeti Alman Die Welt gazetesinin Türk asıllı Alman vatandaşı muhabiri Deniz Yücel’in bir yılı aşkın süredir yazılamayan iddianamesinin Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya ziyareti sırasındaki açıklamalarının ardından yazılıp, hakkında aynı gün tahliye kararı verilmesiydi.
Ama günün tek tuhaf yargı gelişmesi bu değildi.
Aynı gün Ankara ve İstanbul’daki iki ayrı davada savcının verdiği mütalaanın ardından sanıklar son savunmalarını yaptılar.
Ankara Sincan’da 60 sanık için ağırlaştırılmış müebbet istenen dava, 21 yıl önceki 28 Şubat darbesinin yargılandığı davaydı.
Bir sene ve üzerinde tutuklu yattıktan sonra tahliye edilmiş yaş ortalaması epey yüksek olan sanıklar arasında emekli orgeneral, general ve albaylar var.
Dört sanık altı yıldır devam eden yargılama sırasında vefat etti.
Dün son sözlerini söylemek üzere Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı (86) kürsüye çıktı, Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in de karardan önceki son sözlerini söylemesi bekleniyordu.
Tuhaf bir tesadüf.
Aynı saatlerde İstanbul Silivri’deki davada ise son savunmaların ardından,28 Şubatçı askerlerle aynı suçlamalarla yargılan ve yine haklarında ağırlaştırılmış müebbet istenen sanıklar hakkında mahkeme kararını açıkladı.
Ahmet Altan (68) (65) ve Nazlı Ilıcak’’ın (74) aralarında olduğu altı sanığa “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi.
(Bu davanın iddianamesine ilişkin daha önce bu köşede çıkmış değerlendirme için http://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/kanaat-notuyla-tutuklugun-devamina-5950)
Tuhaf tesadüf çünkü haklarında dün Ankara ve İstanbul’da ağırlaştırılmış müebbet istenen bu isimler, 20 yıl önceki gizli bir askeri belgede de yan yana gelmişti.
Ve ortada yine bir kanaat mühendisliği vardı.
21 Nisan 1998 tarihli gizli belge, “Genelkurmay İstihbaratı Dairesi”nden, “Komutan Katına” yazılmıştı ve adı “Güçlü Eylem Planı”ydı. Ya da kamuoyunda bilinen adıyla “Andıç.”
Şöyle başlıyordu:
“TSK’nın başarılı bir operasyonu ile yakalanan üst düzey teröristlerden biri olan Şemdin SAKIK’ın sorgulanması sonucu alınan ifadelerin psikolojik harekat ve basın uygulamaları açısından değerlendirilmesi maksadıyla; ilgi (a) emirle çalışma grubu teşkil edilmiş ve bu grup tarafından uygulama zamanlarını ihtiva eden bir eylem planı hazırlanmıştır”
Psikolojik harekatın hedefinde Fazilet Partisi, HADEP gibi siyasi partiler, İHD gibi dernekler, işadamları ve bir grup gazeteci vardı.
Gazetecilere yapılmak istenen şöyle anlatılmıştı:
"Adı geçen gazetecilerin kamuoyunda saygınlığının azaltılması ve itibarının düşürülmesi ile terör örgütüne sağladığı dolaylı destek ile ilgili aleyhlerine kamuoyu oluşturulması.”
Peki nasıl yapılacaktı bu:
“Örgütün para ile her şeyi kendine müzahir gazetecilere yaptırdığının gazete sahipleri, seçilen köşe yazarlarına ve televizyonlara aktarılması. Televizyonlarda basın ahlak yasası açısından konunun tartışılmasının sağlanması.”
Belgenin altında dün Sincan’daki 28 Şubat davasında müebbetle yargılanan iki kişinin ismi vardı: Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir (79) ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Fevzi Türkeri. (77)
Peki kimdi bu andıçlanan gazeteciler:
“Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, Yalçın Küçük, Yaşar Parlak, Mahir Kaynak, Mahir Sayın ile ilave edilmesinin fayda sağlayacağı değerlendirilen gazeteciler (Yavuz Gökmen, Altan Kardeşler gibi)”
Andıç, 20 Ekim 2000 tarihinde Yeni Şafak gazetesinin sürmanşetinden açıklandı. Haberin altındaki imzanın sahibine de dün müebbet hapis cezası verildi: Nazlı Ilıcak.
https://www.yenisafak.com/arsiv/2000/ekim/21/nilicak.html
Bir kaç gün sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu belgeyi dolaylı olarak doğrulamıştı.
Andıç da sadece kağıt üzerinde kalmamıştı.
26 Nisan 1998 günü Sabah, Hürriyet ve Kanal D haber Şemdin Sakık’ın ifadeleri üzerinden andıçtaki isimleri suçlayan birbirine benzer haberler yapmışlardı.
http://web.archive.org/web/20120308044221/http://webarsiv.hurriyet.com.tr:80/1998/04/26/40102.asp
http://web.archive.org/web/20130303022822/http://arsiv.sabah.com.tr:80/1998/04/26/r01.html
Hikaye burada da bitmedi.
Andıçta PKK ile işbirliği içinde gösterilen gazeteciler gazetelerinden ve televizyonlarından kovulmuşlar, İHD başkanı Akın Birdal’a suikast düzenlenmişti.
Andıçta PKK ile işbirliği içinde gösterilmesi tavsiye edilen Fazilet Partisi ise 28 Şubat havasının devam ettiği 2001 yılında kapatıldı. Partinin sadece iki milletvekiline beş yıl siyaset yasağı getirilmişti: Bekir Sobacı ve Nazlı Ilıcak.
Nazlı Ilıcak’ın suçu hem andıcı yayınlamak hem de yemin töreninde başörtülü ilk vekil Merve Kavakçı’nın yanında durmaktı
28 Şubat’ın üzerinden 21 yıl geçti. O günlerden bugüne aynı kalan çok az şey var.
O günlerde 28 Şubat’ı sessizce izleyen ve ardından iktidara gelip 28 Şubat uygulamalarını sürdüren MHP, bugün 28 Şubat’ın mağduru olmuş Refah Partisi’nden yetişmiş siyasetçilerin kurduğu AK Parti’ye yakın, 28 Şubat günlerinin İçişleri Bakanı, bugün 28 Şubat davasında yargılanan bir paşanın alenen tehdit ettiği Meral Akşener ise muhalif.
28 Şubat günlerinde devrim kanunları uygulansın kampanyası yapan Aydınlık çizgisine göre “yargı altın çağını yaşıyor”, Refah Partisi’nin mirasçısı Saadet Partisi ise yargıyı sert biçimde eleştiriyor.
Andıçlanan, gazetesinden kovulan Mehmet Ali Birand, Yavuz Gökmen, Mahir Kaynak artık hayatta değiller.
Andıçlanan isimlerden Cengiz Çandar yurtdışına gitti. 28 Şubat mahkemelerinde başörtülü öğrencilerle yargılanan Ahmet Taşgetiren, EMASYA planını ortaya çıkan Ali Bayramoğlu, askerlerin mektuplu protesto kampanyası yaptığı Gülay Göktürk, postmodern darbe linçine katılmayan, eleştirel yazılar yazan Fehmi Koru, Ruşen Çakır gibi isimler bugün gazetelerde yazamıyor.
Ve son olarak 28 Şubat döneminde andıçlanmış Ahmet Altan, Meclis’in darbeler komisyonunda 28 Şubat darbesi üzerine konuşmuş Mehmet Altan, siyasi yasaklı ilan edilmiş Nazlı Ilıcak da dün müebbet hapis cezası aldılar.
Çünkü 28 Şubat’tan bugüne bir şey hiç değişmedi:
Yargı devletin ev sahipleri değişse de o brifing odasından bir türlü çıkamadı.
Hala yargı günün yükselen değerlerini, hakim siyasi havayı koklayarak kararlarını veriyor. Bunu yaparken de meyveleri topladıkları ağaçların zehirli olup olmadığına dahi bakmıyorlar.
Yaş ortalaması 70 olan 60 eski askere ağırlaştırılmış müebbet istenen 28 Şubat davası da bu havadan azade kurtarılmış bir temiz hava sahasında yürütülmüyor.
28 Şubat’tan 14 yıl sonra 2012’de irtica nedeniyle ordudan atılmış bir tabip binbaşının şu an FETÖ firarisi olan savcı Fikret Seçen’e, 28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubuna ait belgeleri ve bir CD’yi getirmesiyle başlamış bir dava bu.
Firari savcı Seçen belgeleri, halen FETÖ’den tutuklu olan savcı Mustafa Bilgili’ye göndermiş, 2012 yılında dalga dalga tutuklamalar başlamıştı.
Bu tutuklamaları yapan polislerin, tutuklama kararlarını veren hakimlerin, delilleri inceleyen bilirkişilerin çoğu bugün ya FETÖ’den tutuklu ya da firari.
Bu soruşturmalara yardımcı olan Genelkurmay Askeri Savcısı da FETÖ’den tutuklananlar arasında. Sanık avukatların mahkemeye sunduğu özel bilirkişi raporlarına göre davanın merkezindeki CD’de de tahrifat var. 28 Şubat sürecinde öne çıkmış isimlerle birlikte, sadece adları bu CD’de geçtiği için başka pek çok subay da ya tutuklandı ya da müebbetle yargılanıyor.
17/25 Aralık’ın ardından ortaya çıkan FETÖ bağlantısı nedeniyle ne yapılacağı bilinemediği için de altı yıldır sürüyor dava.
Çünkü 28 Şubat bir darbeydi. Acılar yaşandı, binlerce insan mağdur oldu. Ama Türkiye’de askeri vesayet resmi bir düzendi. Siyasetçiler, askerler ve hukukçular da bunu kabul etmişlerdi, bu düzen ancak güç ilişkilerinin değişmesiyle dönüştürülmüştü.
Herhalde hem bu yüzden, hem de bunu bir kan davasına çevirmemek için davadaki suçların birinci elden muhatabı olan Tansu Çiller, Meral Akşener, Şevket Kazan gibi isimler sanıklardan şikayetçi olmadılar.
Bugün 28 Şubatçıların yargılanması, 28 şubat döneminin ruhu, linç havası ve zayıf delillerle ağır hapis cezalarına çarptırılan ve hala içerde tutulan 28 şubat mağdurlarının yargılanmalarına benzememeli, somut suç aranmalı, kanaat notlarıyla karar verilmemeli.
Çünkü mahkemeler siyasi hınç, yürek soğutma, had bildirme alanları değil. Bütün siyasi, fikri, dönemsel hesaplaşmalar mahkeme eliyle yapılamaz. Yapıldığı sanılır ama aslında yapılmamış olur.
Ceza hukukunun evrensel ilkesinde söylendiği gibi sadece kanunsuz toplanan delil, baskı altında alınan ifade zehirli ağacın zehirli meyvesi değildir, hukuku siyasi hınç, yürek soğutma, had bildirme için kullanmak da güzel görünen ama zehirli birer meyve gibidir, sonunda adaleti zehirler.
Bir yıl önce büyük laflar, manşetler eşliğinde tutuklanan bir gazeteciyi, bir yıl sonra bir dış politika jesti olarak bırakmanın bir ülkeye bedelini pazarlık masasında alınan hiçbir şey kapatmaz.
Dönem davalarında insanlara, zayıf delillerle bu kadar rahat müebbet cezaları vermek de 28 Şubat’taki brifingler gibi hep ibretle hatırlanır, yapanlarına itibar getirmez.
Adaleti rövanşizm arenasına çevirmekten herkes zararlı çıkar.
2012’de 28 Şubat davasında tutuklama dalgaları başladığında artık bu davalardan yorgun düşmüş toplumun hissiyatını Başbakan Erdoğan “Bu dalgalar Türkiye’yi boğar, toplumun huzurunu kaçırır” diyerek ifade etmişti.
Herkese o günlerde tuhaf gelen bu açıklamanın ne kadar haklı olduğu daha sonra ortaya çıktı. Ama maalesef bugün de bu kolayca verilen tutuklama kararları, müebbet cezaları Türkiye’yi boğuyor.
Bu ağacın artık ülkeyi zehirlemesine izin verilmemeli.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025