Akif BEKİ
Borsa İstanbul, Hakan Atilla'nın Genel Müdürlükten kendi isteğiyle istifa ettiğini duyurdu ya.. "Yok bir de istemeden mi istifa edecekti" diye alaya alındı ama aslında kimse şaşırmadı.
Çünkü bırakın atamayla gelinenleri, seçimle gelinen görevlerden bile istemeden ayrılan AK Partili çok görüldü.
İstek üzerine iradeleriyle filan da istifa etmediler, bodoslama istifaya zorlandılar, mecbur edildiler.
Rahmetli Kadir Topbaş, onlardan biriydi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına üçüncü kez sandıkla gelmişti. Ama anlaşılmaz bir biçimde sandıksız gönderildi.
2017'deki o furyada istifaya ayak direyen belediye başkanlarının yolsuzluk ve FETÖ'cülük gibi türlü zanlar altında bırakıldıklarını da hatırlarsınız. En hafif suçlama, metal yorgunluğuydu.
Yanlış yapanları, yorgun düşenleri, ayak uyduramayanları kenara koyup yola devam etmek iddiasıyla el çektirilmişlerdi.
Sanki yolsuzluk ve FETÖ'ye yardım gibi yanlışlar yapanlara verilecek karşılık, yargıda hesabını sormak değilmiş de bir kenara koyup yola devam etmekmiş gibi.
Uyarılara kulak asılmadı. Seçmen iradesinin hiçe sayılıp sayılmayacağına aldırılmadı.
Aldıkları oyların, şahıslarına değil onları aday gösteren iktidar partisine verildiği argümanıyla düpedüz vesayetçilik savunuldu.
Sandıkla gelen sandıksız gönderildi. Ve antidemokratik müdahaleye girer diye bundan çekinilmedi.
Bunları şimdi niye mi gündeme getiriyorum?
Çünkü AK Parti Grubu, İBB Meclisi'ne bir teklif sundu. Kadir Topbaş'ın adını Yenikapı Meydanı'na vermek istiyorlar.
Yargısız infazla itibarına saldırıldığını, örgütlü bir kampanyayla karalandığını, hayata küstürüldüğünü, haksızlığa ve vefasızlığa uğradığını, bir demokrasi ayıbının mağduru olduğunu, seçmeninin iradesine saygısızlık yapıldığını, kahrından ölmediyse bile zayıf düşürüldüğünü unutturur mu?
Kim lekeledi ki, AK Parti Grubu şimdi itibarının iadesini talep ediyor? Kim karaladı ki adını yaşatmak için AK Parti Grubu sahip çıkıyor?
Bu konuda da bir çift laf etmek, kendisinden manen helallik istemek, pişmanlık göstermek, seçmeninden bari bir özür ve af dilemek gerekmez mi?
Kadir Bey'in de her dediği, her yaptığı doğru değildi. Hatasıyla sevabıyla İstanbul'a emeği, hizmeti geçti.
Yenikapı Meydanı'na adının verilmesini destekliyorum.
Fakat ardından güzelleme yarışına girenlerin yaşarken ona reva gördüğü muameleyi ortadan kaldırır mı, insaf!
Sokak şiddetini körüklemeyin yeter
Çeteciler korunmayacağını, kollanmayacağını, yanlarına kalmayacağını bilse bu kadar pervasızlaşabilir mi?
İktidara düşen lafta kınamak, ‘onaylamıyoruz, tasvip etmiyoruz’ demek değil.
Saldırganlar yerli ve milli diye kahramanlaştırılmasın, saldırıya uğrayan suçu kendinde aramaya çağrılarak saldırılar haklılaştırılmasın, zorbanın sırtı sıvazlanarak sahiplenilmesin yeter. Başka ihsan istemez.
Komşusunu tartaklayan Halil Sezai, bir buçuk ayda tutuklu yargılanıp cezası kesildi. Kılıçdaroğlu’nu terörist diye diri diri yakmaya kalkışanlara da bu yapılsa arkası gelmezdi. 2 yıla yaklaşıyor, dava hala bitmedi, tek tutuklu yok.
Gelecek Partili Selçuk Özdağ ve Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu ile diğer örneklerde, soruşturmanın nasıl savsaklandığını saymıyorum bile...
Eleştiren gazetecilere, muhalif siyasilere yeni saldırıları cesaretlendiren, teşvik eden bu değil mi?
Siyasi şiddeti ayrımcı ve dışlayıcı nefret dili körüklüyor, hatta davetiye çıkarıyor.
Alın işte, son hedef Levent Gültekin...
“O hain, bu düşman, şu terörist” diyerek hedefleştirmekten...Sokağı, sabah akşam kin ve düşmanlığa tahrik etmekten başka ne sonuç bekleniyordu ki? Şiddete dönüşmeyecek miydi? Övünülecek bir eser mi?
Eleştiriyi haksız, ölçüsüz, insafsız dahi bulabilirsiniz. Şiddeti meşrulaştırır mı, sokakta cezalandırma hakkı doğurur mu?
Sokaklarda asayişi ve can güvenliğini sağlamak, iktidarın sorumluluğudur. Amasız, fakatsız bir şey söylenecekse, o da budur.
Sonra kimse kadına karşı şiddetle mücadeleden, hukuk devleti olmaktan, insan hakları ve demokrasi reformundan, eleştiri ve düşünce açıklamasını suç olmaktan çıkarmaktan bahsetmesin. Lamı cimi yok, her şey ortada.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025