Hakikaten rezalet… CHP Genel Başkanı ve seslerini yükselterek, etrafa salvolar gönderme konusunda birbirleriyle yarışan adamları Meclisi yine karıştırdılar. AB ve FETÖ söylemleri birleşip Meclis’e gelmişler gibi…

FETÖ’den Gülen Hareketi diye söz eden AB raporunun her satırına sahip çıkan, Osmanlı’yı zalim olarak gösteren, 15 Temmuz’dan çok ‘20 Temmuz darbesi’(!) diye OHAL’e çatan zihniyet, son rauntta gerginliği iyice tırmandıracağa benziyor.

25 Ocak’ta bir devrin kapanacağını gören ve bürokratik oligarşi etrafında kümelenip muhalefette kalsalar bilse iktidardaymış gibi hareket edebilme ikbalinden vazgeçmeyi, toplumsal yok olmayla eşdeğer addeden CHP ve ondan medet umanlar, son çırpınışlarında hem giderek hırçınlaşabilir hem de akla sığmayan abukluklara imza atabilirler…

Bu abukluklardan biri de hiç şüphesiz İYİ partiye geçici olarak gitmeleri emredilen (!) 15 Milletvekili operasyonudur. Bunu Güneş Motel operasyonuyla karşılaştıranlar bizce yanılıyorlar. Rahmetli Ecevit, partisine bir kara leke gibi yapışan o aksiyonu devreye soktuğunda hiç olmazsa 11 Milletvekiline 11 bakanlık verip hükûmeti kurabilmişti… Bunlar 15 Milletvekili verip itibar kaybı dışında ne elde ettiler?..

Basit bir siyasi iletişimi uygulayabilen herkes, İYİ Parti’nin YSK kararıyla seçimlerden uzak tutulmasının, karar yasalarla ne kadar uyumlu olursa olsun, İYİ partiye yarayacağını görüyordu. Sonuçta mağdur durumuna düşecekler ve mesela DP’nin adı altında seçimlere katılıp oy potansiyellerini artıracaklardı.

Nitekim aynı gün YSK, İYİ Parti’nin seçimlere katılmasında bir engel olmadığını açıklayıverdi… İnsan, “Ucuz kahramanlık” boşa mı gitti, diye düşünmeden edemiyor…

Bu arada Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu da temenni ve hüsnükuruntu havasına girmiş. Demiş ki: “Kitlelerin desteği %60’ın altında kalmaz”… Araştırma şirketi Konsensus dün son araştırma sonuçlarını açıklamış… Durum şu: Cumhur İttifakı 45,9 (AK Parti 37,6 – MHP 8,3); CHP 15; İYİ Parti 11,3; HDP 5,5; Saadet 1,2; Diğerleri 0,9; Kararsızlar 20,2… CHP’ye hiç de uzak olmadığı bilinen araştırma şirketinin ortaya koyduğu bu tablodan %60’ı nasıl çıkarıyorlar şaşmamak elde değil.

Şirketin Genel Müdürü Murat Sarı, kararsızların bu kadar fazla olmasını, muhalefetin adaylarının hâlâ belli olmamasıyla açıklıyor…

CHP adayları konusunda da Pazar günkü yazısında Orhan Bursalı, hayli ilginç bir aday analizi yapmış:

“Önceki gece bir dost sohbetinde CHP’nin ortalıkta dolaşan aday isimleri üzerine konuşurken, İlhan Kesici adı öne çıktı. Bunu sosyal medyada paylaştım. Yazıyı yazarken şimdi saat 17.20; 245 beğenen olmuş, 53 kişi bu bunu kendi izleyicilerine yaymış, 123 kişi de görüş belirterek tartışmaya katılmış. Tartışmaya katılıp görüş belirtenlere bakıyorum: 25 kişiye yakın olumlu; 40’a yakın olumsuz. Şüphesiz Muharrem İnce’yi önerenler de var, 12 kadar, ve bir o kadarı da Büyükerşen’i öneriyor. Kimi Ali Koç gibi genç birisi olsun demiş, Sunay Akın’ın ve Metin Feyzioğlu’nun da adını veren az sayıda kişi var. Bana özel yazan bir kişi de Uğur Dündar diyor. Kılıçdaroğlu için 3 kişi olumlu.”

Nasıl? Harika değil mi?.. Dahası var; bu listeye bir de Sayın Abdullah Gül’ü ekliyorlar… Sonra da ben “Lider, head hunter’le (kafa avcısı İK şirketleri) ya da mülâkatla aranmaz. Öyle arananlar ancak yöneticilerdir” dediğim zaman kızıyorlar…

FETÖ’nün kripto olarak devam ettiğini bilmeyen yok. Hâlâ her şeye burnunu sokmaya çalışan Pennsylvania’nın Türkiye’nin kaderini belirleyecek bu seçimde “Bana ne!” deyip kenara çekileceğini sanmak saflık olur. O nedenle, esas sorulması gereken soru, Pennsylvania’nın kimi aday göstereceği ve son ölüm kalım kavgasını nasıl vereceğini kestirmek için nasıl bir yol izlemek gerekliliğidir…