Ali Türer
Bu yazıda Necati Eğitim Enstitüsü örneğinden hareketle 12 Eylül Darbesine doğru Türkiye’de öğretmen yetiştirmenin ne hale geldiğine bakacağız.
CHP hükümetinin yerini Demirel Hükümeti’ne bırakması ardından bir ay sonra 13 Aralık 1979’da Necatibey Eğitim Enstitüsünün başına Cahit Acar getirilir. Cahit Acar 12 Eylül 1980 darbesine kadar müdür olarak görev yapacaktır.
Bu dönemde okulda Fizik, Kimya Biyoloji (FKB), Sosyal Bilimler, Matematik ve Türkçe Bölümleri ile Eğitim Şefliği bulunmaktaydı. Bir yıl sonra Türk Dili Edebiyatı bölümü kurulacaktır.
Bu dönem bütün Türkiye’de eğitim enstitülerinin “Yüksek Öğretmen Okulu” haline getirilerek kapatıldıkları dönemdir. Necati Eğitim Enstitüsü’nün Yüksek Öğretmen Okulu haline gelmesi Cahit Yarış’ın son yılında başlayacak, 1978-1979 öğretim yılı başında dört yıllık programa öğrenci alınmaya başlanacaktır. Fakat yeni okullaşmanın Necati Yüksek Öğretmen Okulu olarak adlandırılması1980- 1981 öğretim yılı başında olmuştur.
Cahit Acar, Necati Eğitim Enstitüne atanmadan önce Savaştepe İlköğretmen Okulu müdürüdür. Savaştepe İlköğretmen Okulunda öğrenci temsilciliği seçimlerine, Sağ görüşlü öğrenciler yanında çok sert müdahalelerde bulunmuştur. Sol görüşlü 700 öğrenci Savaştepe’de bunu protesto etmek amacı ile 1978’de yürüyüş yapmıştır. (Necdet Özer, Nazif Çınar tanıklıkları)
Bu akımdan Demirel Hükümeti tarafından Necati Eğitim Enstitüsü başına getirilmesi bilinçli bir seçim olarak görülebilir. Cahit Acar’ın ilk işi bütün Sol görüşlü öğretmenlerden istifalarını istemek olur. Cahit Yarış ile birlikte Necati Eğitim Enstitüsünde görev yapmaya başlayan Sol görüşlü öğretmenlerin hemen hepsi çevre ortaöğretim kurumlarına dağıtılırlar. Bu öğretmenlerden pek azı mahkeme kararı ile okula geri dönebilecektir.
Bu dönemde, geçmişte karıştıkları olaylarda oynadıkları rol nedeni ile okuldan uzaklaştırılan Sağ görüşlü öğrenciler 8 haftalık telafi programlarına alınacak sonra da mezun edileceklerdir. Bu aynı zamanda dönemin Milli Eğitim Politikasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı çıkardığı yönetmeliklerle bu uygulamanın yasal dayanağını oluşturmuştur.1977-1978 öğretim yılında başlayan, Açık Yüksek Öğretim Kurulu (AYÖK) eliyle yürütülen Hızlandırılmış Eğitim uygulaması da bu süreçte önemli rol oynamıştır.
Necati Eğitim Enstitüsü’nde Cahit Yarış döneminde öğrencilerin devam zorunlulukları sıkı biçimde takip edilirdi. Eğitim Enstitüleri Yönetmeliğine (1968) uygun biçimde 20 gün üzeri devamsızlık yapan öğrenciler dönem sonu sınavlarına alınmamıştır.
21 Haziran 1980 tarihli Necati Yüksek Öğretmen Okulu Yönetim Kurulu toplantı tutanağında af getirilen öğrencilerin kapsamı şöyle belirtilir:
“Daha önce tutuklanıp salıverilen, tek ders sınavlarına alınmayan, okulla ilişkisi kesilen, aldığı ceza nedeniyle derslere alınmayan, öğrencilik haklarından yararlanamayan, belgeli duruma düşen, rahatsızlığı nedeni ile sınavlara (raporlu) giremeyen, can güvenliği ve öğrenim özgürlüğü nedeniyle okuldaki çeşitli baskılar yüzünden kendi isteği ile kaydını alan”
Böylece geçmişte ne ceza aldığına bakılmadan olaylara karışan bütün öğrencilere mezun olma hakkı tanınmıştır. Oysa 1976-1979 arasında okulda gerçekleştirilen planlı saldırılarda yaralananlar, hatta ölenler olmuştu. Pek çok öğrenci normal sürede mezun olamamış, okullarını uzatmak zorunda kalmışlardı. Oysa şimdi ölen öldüğü yerde kalıyordu.
Osman Yıldırım, 1978-2016 yılları arasında Necatibey Eğitim Enstitüsü ve Necatibey Eğitim Fakültelerinde 38 yıl öğretim görevlisi, öğretim üyesi, müdür yardımcısı olarak görev yapmış, okul kültürünün oluşmasında iz bırakmış sevilen sayılan bir hocadır. Cahit Acar döneminde bir öğrenci elinde nereden alındığı belli olmayan imzasız, mühürsüz bir yazı ile yanına gelir. “Hocam ben Ankara’da bu listedeki dersleri aldım, dönem sonu sınavlarında aldığım notlarda karşılarında yazılı, bunların geçme notu olarak kabul edilmesini, mezun olduğuma dair belgenin tarafıma verilmesini istiyorum” der. Osman hoca öğrencinin elindeki listeyi alıp Cahit Acar’a verir. Öğrencinin talebini iletir. Cahit Acar belgeye bakar, “yapacak bir şey yok belgedeki notları geçerli sayıp öğrenciyi mezun edeceğiz”, der. Öğrenci bu notlarla mezun olur.
Cahit Acar Yönetiminde disiplin kurulu cezaları da Sol düşünce sahip öğrencilere kesilmeye başlanmıştır. Örneğin yasal ve izinli olsa da “Zamları protesto” gibi bir mitinge katılma, okuldan uzun süreli uzaklaştırma nedeniydi.
Disiplin Kurulu önüne, 8 Eylül 1979’da Cahit Acar imzası ile bir dosya gelir. Bir öğrenci sınıfındaki 4 öğrenciden şikâyetçidir. Belli ki Solcuları sınıftan uzaklaştırmayı kafasına koymuştur. Suçlamaları soyuttur, dayanaktan yoksundur. Fakat Disiplin Kurulu şikâyeti haklı bulmuş, dört öğrenciye “tahrik edici davranış içinde olma, enternasyonal marşı söyleme, okulda Dev-Genç teşkilatı oluşturma” suçlarını işledikleri gerekçesi ile okuldan uzun süreli uzaklaştırma cezası vermiştir.
Aradan bir buçuk yıl geçer, konu Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Kurulu önüne ancak gelir. Kurul cezayı bozar, dört öğrenci yeniden okullarına dönerler, mezun olurlar. Fakat mağdur olmuş, öğretmenliğe iki yıl gecikme ile atanmışlardır.
Bütün bunlar Türkiye 12 Eylül darbesine doğru yol alırken, öğretmen yetiştirmenin nasıl çürümeye başladığının somut, açık göstergeleridir.
Türkiye’nin siyasi iklimi, çatışma kültürü içinde, kamplaşma içinde karşıtına yaşam hakkı tanımayan bir süreçte ilerlemektedir. Bunun bedelini de en başta öğretmen yetiştirme sistemi ödemiştir.
Günümüzde geçmiş deneyimden ders çıkarıldığını söylemek ise zordur. Son yıllarda açılan onca İmam Hatip Lisesi ile ortaöğrenim gençliği bir siyasi partinin yandaşı olacak şekilde yetiştirilmeye çalışılmıştır. Fakat onca gayrete rağmen, Türkiye’de ortaöğretim gençliği İmam Hatip Liselerine itibar etmemiştir. Bugün İmam Hatip Lisesi başına düşen öğrenci sayısı 153’tür, oysa genel liselerde okuyan öğrenci sayısına göre, lise başına düşen öğrenci sayısı 525’dir.
İçine sürüklendiğimiz siyasi, ekonomik, sosyal, insani çöküş süreci içinde faturanın bir kez daha en başta öğretmen yetiştirme sistemine çıktığını görüyoruz. 2019 KPSS sınavına giren yeni mezun öğretmenler, alan sorularından rehberlik (%50,5) dışında hiçbir alanda sorulan sorunların yarısına bile doğru yanıt veremediler.
Bugün Türkiye’de, pandemi koşullarında ağırlıklı olarak asenkron eğitim ile yani belge paylaşımı üzerinden öğretmen yetiştirilmeye çalışılıyor. Ülke geleceği bakımından bu, herkesin gözü önünde işlenen cinayettir.
Madem Corona salgını koşullarında, Eğitim Fakültelerinde yüz yüze eğitimi sürdüremiyorsunuz, öte yandan elinde diploması olan yüz binlerce öğretmen atanmak için sıra bekliyor; bu koşullarda Eğitim Fakültelerine iki yıl öğrenci almasanız ne olur?
KAYNAKLAR:
Necati Eğitim Enstitüsü Arşivi
TANIKLIKLAR
Osman Yıldırım
Necdet Özer
Nazif Çınar
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024