Cihan AKTAŞ
Zünnun Mısri: “Seni buraya ne getirdi?”
Rabia: “Allah’ın kitabından bir ayet ‘Allah’ın arzı geniş değil mi? Öyleyse üzerinde gezinin’ diyor.”
Meydanın adını daha önce de biliyor, dikkate değer buluyordum. Rabia kültürümüzde yerleşmiş bir isim, ama ne bir meydan ne de kurum adı olarak mevcut ülkemizde.
İki yıldır meydan sadece Tahrir, öncelikle Tahrir demek. Meydanlar kalabalıkların dilini Tahrir’den öğreniyor, Tahrir’e öykünüyor. Herhangi bir meydan sessiz sedasız durduğu köşede kendine has kişiliği keşfediyor. Adeviyye Meydanı’nın göstericileri haklı: Alanları insanlar yeniden kuruyorlar.
Tahrir, Mısır halkının sömürge toplumu kalıplarını kırarak özgürleşme, vesayet dayatmalarına karşı kendi varlığıyla ayakta durma arayışlarının sembolik zemini. Orada havai fişeklerle kutlama gösterileri yapılırken, bir diğer meydanda göstericilerin üzerine ateş açılıyor.
Bir meydanın aktörleşmesi, canı yanan insanlara kucak açması... Rabiatü’l Adeviye Meydanı Tahrir’e göre daha geri planda, ikincildi, ancak kişilikli olduğundan kuşku duyulamazdı. Tahrir’de hakları gaspedilenlerin Rabiatü’l Adeviyye Meydanı’na koşmaları bana taşıdığı adın şahsiyeti açısından anlamlı geliyor. Sanki Tahrir’in bütün kapsayıcılığı, direniş/devrim geleneğiyle bir yerden sonra sunamaz olduğu hakkaniyet, anlam ve amaç şaşkınlığı, Rabia’nın Allah aşkıyla kavrulan kadın kişi temsilinde aranabilir.
“İslamiyet’te papazlık ve papaz sınıfı olmadığı için, kadını Müslüman veliler arasında en yüksek dini mertebeye ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir mani yoktur” diyor, “Bir kadın sufi: Rabia” kitabının yazarı, Margaret Smith. (İnsan; 1991) Yine de Rabia dikensiz bir yolda yürümüyor, eski ve yeni sayısız önyargıyı hedefine duyduğu inançla aşmayı başarıyor. Cami’nin aktarımı şöyle: “Birine sordular: “Abdal kaç tanedir?” “Kırk nefistir” diye cevapladı. Neden “kırk erkek” denilmediği sorulduğunda, “İçinde kadınlar da vardır” cevabını verdi. Veli biyografileri, kadın sufiler, onların mübarek hayatları, hayırseverlikleri ve kerametleri ile ilgili menkıbelerle doludur. Kadın sufilerin ulaştığı yüksek mertebe, sufilerin en eski mutasavvıflar arasında ilk mertebeyi kendiliklerinden bir kadına vermelerinde somutlaşıyor. O kadın, El-Atik kabilesinden azadlı köle Rabia’dır. Akla kabri Kabe’de bulunan Hacer geliyor.
Rabia, hayatın anlamını Allah aşkını tarifte aramış, bu aşkla arasına herhangi dünyevi bir bağ ve tutkunun girmesine izin vermemeye çalışmış ve bu aşka sadakatiyle yüzyıllardır Müslümanların gönlünde yaşattığı bir şahsiyet.
Feridüddin Attar onu `er kişi” safında sayma sebebini şöyle anlatıyor: “Uzlet ile halktan ayrılmış biri, sıdk örtüsü ile örtünen kadın, aşk ve özlemle tutuşan, Rabbine yakın olmaya ve rahmetinde yok olmaya aşık, Allah ile tevhidde kendini kaybetmiş kadın, erkeklerin ikinci Meryem olarak kabul ettikleri; Rabiatü’l-Adeviyye (r.a.). “Neden onu erkekler sınıfından andın?” derlerse, “Allah dış görünüşe bakmaz. (...) Bir kadın Allah yolunda erkek gibi ilerlerse ona kadın denilemez, derim”.
Attar’ın bu sözlerini kendi dönemi içinde anlamaya çalışmak gerek. Kur’an yeterince içselleştirilmemiş ve kadının Allah yolunda ilerlemesi tamamen erkek müminlerin (veya sufilerin) örnekliğinde tartılıyor. İhlaslı, iradeli, takvalı olma hasletleri, kadını akıl ve irade gibi konularda düşük cins olarak tanımlayan bir zamanın yargılarının baskısı altında pay ediliyor. Allah yolunda erkek gibi ilerlemek ve böylelikle artık kadın olarak görülemiyor olmak, Rabia’ya yöneltilmiş bir övgüdür sanki! Attar’ın Rabia’ya karşı büyük hayranlığını, bunu sorgulayan camiasına açıklama gereği yüzünden bu cümleleri kurduğu da söylenilebilir. Kadınlığa biçilen olumsuz niteliklerin güçlü imanı engellediğine dair yargılara sahip cahili zihniyet Zuhruf ve Tevbe gibi nice sureyle aşılabilmiş değil.
Buna karşılık elbet Rabia hayretle karşılanırken, Meryem, Ayşe Sıdıka, Fatıma-tüz Zehra zühtleri, ilimleri ve muhakeme yetenekleriyle hatırlanıyor. Sufi kadın kişilikler ne istisnadır İslam tarihinde, ne de yıllar geçerken çabaları yalnızca erkek sufilere nispeten takdir edilecektir. Rabia’nın “er meydanı” denilen bir sahaya adım atıp o meydanı dönüştürdüğü söylenilebilir. Mesela sonraki dönem biyografi yazarlarından El- Münevvi ondan şöyle bahsedecek: “...kadın dervişlerin başıydı, kadın zahitlerin, dindar ve sebatkâr olanların, şeriatı gözetenlerin lideriydi... Merhamet ve fazilet sahibi olanlardan, seçkinlerdendi.”
Rabia, İslam tarihinin kadınlar açısından alnı ak ilk sayfalarının aydınlığının hâlâ etkisini koruduğu Hicri 95 veya 99 yıllarından birinde Basra’da doğdu.
Öksüzlüğü, kıtlığı, köle olarak satılmayı yaşadı. Azad edildi, çöle gitti, bir kulübede inzivaya çekildi. Fakat hep meydandaydı. Münazaralarda öne çıktı. Zekası ve ferasetiyle Basralı sufiler tarafından saygı gördü. Hayat ve ölüm üzerine, ahiret üzerine kafasında mevcut sorularla öylesine meşgulken, evliliğe yanaşmayı istemedi. Reddettiği evlilik teklifleri arasında Basra Emiri Muhammed b. Süleymanel-Haşimi’ninki de var.
Rabia’nın hayranlarından olan Feridüddin Attar’ın “Mantık al-Tayr” kitabında hakikat arayıcısı adama öğüt verirken şöyle dediğini okuyoruz: “Sen karı gibi oturadur. O erler, ne içmek lazımsa içtiler.” Hemen ardından kimde Allah aşkının zevki zuhur ederse, o adamın iki âlemin anahtarını da tezlikle elde edeceğini belirtiyor sufi yazar. “O kadınsa bile, kadri yüce bir er kesilir; hele erse, uçsuz bucaksız bir deniz haline gelir” diye bitiyor hikaye.
Pürüzlü bilinci dönüştüren, görüş ufkunu genişleten, Rabia misali örnekler. Rabia’nın ancak evliliği geri çevirme yoluyla arayışını sürdüreceğine inanması, irdelenmeye değer kuşkusuz. “Meydan” sanki başka türlü bir oluşuma izin vermezdi, yanmak gerekirdi, yıkılmak, doğrulmak ve direnmeyi sürdürmek gerekirdi. “Bu meydan öyle bir meydandır ki, burada can bile görünmez olur. Hatta meydan bile gözden kaybolur, görünmez!” diyor Attar.
Rabia’nın er meydanına çıkıp “Allah aşkına” sürdürdüğü mücadele, bir bakıma en yüce bulduğu aşk için kendini adamaya hazır kadın bilincinin de eseri. Eşi, çocukları, ailesi olmadı, kendine bağışlanmak istenen lüks evlere, hizmetkâr sağlama taleplerine yüz çevirdi. Perdeleri hurma yaprağından kulübesi, aynı zamanda seccadesi olan keçeden bir yatağı vardı, o nedenle de şimdi bir meydanı var. Meydanlar dolusu da dostu, aşinası... Darbenin çelik nefesinden kaçan, Rabia Meydanı’nda başka türlü bir siyaset için direniyor.
Meydan, dönüşen bir yer olduğu kadar dönüştürüyor da... Kavramlar yerli yerine oturuyor, tarih meydanlara dökülen kadınlı erkekli kitlelerin iradesiyle yeniden okunuyor ve yazılıyor. Rabia Meydanı, Tahrir’i tashih ederken bir kez daha dönüşüyor, dönüştürüyor.
http://www.dunyabulteni.net/?aType=yazarHaber&ArticleID=19172
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları













































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016