Ergun BABAHAN
Anayasa Mahkemesi'nin önünde çok kritik davalar var. Ancak şu anda aciliyet gösterenler bence HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda yaptığı itiraz ile Avukat Orhan Kemal Cengiz'in ‘‘Zaman ve Diğerleri'' davasında talep ettiği tedbir kararı. Yüksek Mahkeme'nin bu iki davada vereceği kararlar, sorunu ya iç hukuk sistemi içinde çözecek ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacak.
Yakın zamana kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki mahkumiyet sayısı bakımından Rusya ile yarışan Türkiye, devreye Anayasa Mahkemesi'nin girmesine rağmen, bu alanda tekrar rekora gidecek gibi görünüyor. Çünkü Anyasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularda takınacağı tavır, Ankara'nın bu süreci çürütmek, zamana yaymak ve adaletin tecellisini geciktirmek olarak değerlendirmeye yol açabilecek ve bireysel başvuruyu anlamsız bir uygulama haline getirebilecektir. Gidişat ne yazık ki, bu yöndedir.
Mehmet Altan dünkü yazısında siyasi iktidara güdümlü bir yargı sisteminin dönemsel gelişmelere göre nasıl karar ve içtihat değiştirdiğini ‘‘Biji Apo'' kararlarını örnek göstererek anlatmıştı. ‘'Zaman ve Diğerleri'' davası da bu açıdan uluslararası alanda hükme bağlanmış çarpıcı bir örnek olacaktır. Savcı Bharara, Reza Zarrab davasında savunmanın iddialarını çürütmek içine sadece bu davayı örnek gösterse ve yargı sisteminin siyasi iktidara bağımlılığını Zaman gazetesi üzerinden ortaya koysa, jüriyi etkilemesi için başka söze gerek kalmayacaktır. Avukat Orhan Kemal Cengiz, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda şu hususların altını çiziyor:
- Gazeteye kayyım atanmasının hiçbir koşulu yoktur. Sulh Ceza hakimliği, kararını ‘örgüt yayını olmak' veya ‘örgüt propagandası' yapmak üzerine kurmuştur ama Zaman gazetesi yöneticilerine bugüne kadar bu konuda yöneltilmiş tek bir somut suçlama yoktur.
- Bu davada tedbir kararı verilmelidir. Evet, tedbir kararı ancak başvurusunun yaşam hakkı ve fiziksel veya ruhsal esenliği tehdit edilen durumlarda verilir. Çünkü, kayyım kararı Zaman gazetesi ve diğer yayın organları için ‘Ölüm Kararı' niteliğindedir. Amaç, bu gazeteleri önce orijinal editoryal çizgisinden uzaklaştırmak ve sonrasında yok etmektir.
- Koza-İpek Grubu, Bugün-Millet gazetelerine el konulmasının ardından Anayasa Mahkemesi'ne tedbir kararı başvurusunda bulunmuş, ardından dört ay gibi bir süre geçtikten sonra bu yayınlar kayyımlar tarafından kapatılmıştır. Yani ölüm hükmü verilmiştir. Bu nedenle, zaman kaybına tahammül yoktur.
- Muhalif medyaya yapılan baskılar, getirilen yasak ve kısıtlamalar, çalışanları hakkında verilen hükümler göz önüne alındığında, Anayasa Mahkemesi'nin alacağı tutum, Türkiye'de basın hürriyetinin ve demokrasinin geleceği bakımından yaşamsal öneme sahiptir.
- Anayasa Mahkemesi, otoriterleşmiş her rejimde olduğu gibi, siyasal iktidarın kendisine düşman ilanı ettiği kişi ve kurumlara olağanüstü bir hukuk rejimi uygulaması karşısında pasif bir seyirci konumunda mı bulunacak, yoksa Türkiye'ye özgü bu McCarthyism karşısında hukuku savunmanın gerektirdiği bir aciliyet duygusuyla mı hareket edecektir?
Evet, Orhan Kemal Cengiz'in Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurunun gerekçeleri böyle. Yüksek Mahkeme, topu taca mı atacak yoksa gündemine alıp bir karar verecek mi? Anayasa Mahkemesi'nin takınacağı tutum, bu Mahkeme'nin uluslararası alanda itibarını belirleyeceği gibi, davanın nasıl bir seyir izleyeceği konusunda da belirleyici olacaktır. Dünyanın kendisine hukuk devleti diyen her ülkesinde kararın ne olacağı açıktır ama buraya artık hukuk devleti demek mümkün değil maalesef.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021