Etyen MAHÇUPYAN
On gün içinde Erdoğan AK Parti’nin Genel Başkan’ı olacak. Bir açıdan bakıldığında başarılı bir kariyer çizgisinin doğal parçası… İstiyordu ve şimdi gerçekleşiyor. Ancak başka bir açıdan baktığınızda parti başkanlığı Erdoğan’ın karşısında kaçınılamaz ve reddedilemez bir teklif olarak duruyor. Diğer bir deyişle bu adım artık Erdoğan’ın kişisel ve serinkanlı bir tercihini değil, ‘kaderin’ ördüğü ağlara tabi bir liderin, kendisini akıntıya teslim etmesini ifade ediyor.
Siyasetçiler için ideal durum gücün yükselmesiyle birlikte tercih yelpazesinin de büyümesidir. Aslında doğal beklenti de bu yöndedir. Gücü artan bir siyasetçi, bunu rakiplerini sıkıştırmak ve kendi imkanlarını azami kılmak için kullanır. Hatta tersten söylersek, herhangi bir siyasetçinin gücünü artırma isteğinin ardındaki temel saik de rakiplere kıyasla çok daha esnek ve etkin olabilmektir. Dolayısıyla gücü en üst noktaya tırmanırken, giderek girdiği yolda ve yaptığı seçimlerde edilgen hale gelen siyasetçi alışılmış bir durum değil.
***
Ne var ki Erdoğan farkında olsa da olmasa da, bu yönde ilerliyor. Koyduğu hedeflere yaklaştığında vazgeçme ihtimali kalmıyor. Hedef onu bir mıknatıs gibi kendisine çekiyor. Çünkü söz konusu hedef bir büyük ‘dava’ konusu haline getirilmiş, ya da bir ‘davanın’ ayrılmaz parçası kılınmış durumda. Öte yandan bunu sağlamak üzere kısıtlanmış bir tartışma ve söz söyleme ortamına girilmiş… Hatta sözün belirli bir çerçeve içinde kalmasının garanti edilmesi uğruna partinin entelektüel zemini ve basın üzerinde manevi baskı kurulmuş… Bu arada liderin söz konusu hedefe doğru yürümesinden kişisel kariyer umutları devşiren bir kadronun militanlaşması kaçınılmaz olmuş…
Lider hedefe bu kadro sayesinde ulaştığı konusunda ne denli samimi bir inanca sahip bilemesek de, o kadronun bu hizmetinin karşılığını almak istemesi şaşırtıcı değil. Bunun da asgari koşulu liderin hedefe ilerlerken olabildiğince yetkili hale gelmesi ve bu yetkinin liderin bilgisi dahilinde veya dışında, militan kadro tarafından kullanılması. Bu nedenle Erdoğan’ın parti başkanlığı bugün kendisinden ziyade, söz konusu kadro için anlam vaat ediyor, çünkü onlar bu gelişmede kendileri için mukayesesiz bir ikbal fırsatı görüyorlar.
Eğer referandumda yüzde 60 alınabilseydi, önümüzdeki dönem daha kabul edilebilir ve yönetilebilir olur, iktidarın kullanım biçimine itirazlar daha sınırlı kalabilirdi. Ama 51.4 bu imkanı ortadan kaldırdı. Şimdi ‘kaderin’ itelemesi ile tüm yetkileri kendi elinde ve çevresinde toplayan bir Cumhurbaşkanı olacak ve tüm yanlışlar, hoyratlıklar ve başarısızlıklar onun hanesine yazılacak. Bunları başkaları yaptığında bile, hem muarızları hem de bizzat yandaşları Erdoğan’ı işaret edecek, ‘sorumlu o’ diyecekler. Düşünün ki Erdoğan’ın artık kendi tabanından isteyeceği ilave bir yetki kalmadı… Her istediğini aldı ve şimdi hayatla karşı karşıya. Üstelik bu kadroyla ve bu siyasi kültürle…
***
Galiba ‘kader’ Erdoğan’ı bir çaresizlik siyasetine doğru götürüyor. Yetki kullanılmak için vardır ve siz kullanmasanız bile birileri onu sizin adınıza kullanır. Genel Başkanlık’la birlikte parti içinde ve yürütme erkinde bir tahkimat sürecine girilirse bu uğraştan Erdoğan yaralı olarak çıkacaktır. Çevresindeki kadronun onu mızrak ucu gibi kullanıp kendilerine alan açmasını engellemesi çok zor olacaktır…
Buradan ne iyi yönetim ne de normalleşme çıkabilir. ‘Ceza’ ise AK Parti’ye de yazılır. Bu gidişi durduracak ihtimal Erdoğan’ın parti başkanlığını reddetmesi… Ama ne çevresi ne de partinin ataerkil kültürü buna izin verir. Kendisi de istemez çünkü muhtemelen bunu ‘yenilgi’ addeder.
AK Parti kritik bir karar anına
yaklaşıyor gibi gözüküyor…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024