Fehmi KORU
Neyse Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına bildiri yayınlayanların gözaltıları uzun sürmedi. Ancak şimdi de TTB ile birlikte Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) isimlerinde bulunan Türk ve Türkiye sözcüklerinin kaldırılması gündemde.
Afrin konusunda farklı görüşler açıklamıştı TTB, savaş-dışı yöntemler tavsiye eden görüşler…
TBB başkanı Prof. Metin Feyzioğlu ise Afrin harekâtını desteklediğini daha ilk günden açıklamıştı.
Sosyal medyadan ‘savaş karşıtı’ içerikli mesajlar yayınlayanlara da göz açtırılmıyor.
Gerekçe askerin ve milletin moralinin bozulması ihtimali…
Geçmişin uygulamaları bugün anlamlı mı?
İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın saldırısına uğrayan İngiltere’de de savaş-karşıtlarına göz açtırılmamış; dolayısıyla bizde de böyle muameleler yerindeymiş…
Doğrudur. İngiltere, Nazi saldırısına uğradığında (1940), 18B diye anılan bir düzenlemeyle başını Osward Mosley’in çektiği faşist örgütün bazı üyelerini derdest etmişti.
ABD de, Pearl Harbor’a Japonya’nın saldırısı üzerine savaşa katılınca, çok uzun yıllardır ülkesinde yaşayan, çoğu Amerika doğumlu Japon vatandaşlarını toplama kamplarında ağırlamıştı.
Sorulması gereken soru şudur: Acaba o tedbirler doğru muydu?
Mosley ve öndegelen İngiliz faşistlerin 1940-1943 yılları arasını cezaevinde geçirdikleri doğrudur; ancak Hitler’le görüşmüş ekzantrik bir politikacıydı Mosley; savaşın ortasında serbest bırakılmıştı.
Japonları toplama kamplarına tıkan ABD ise, Jimmy Carter’ın oluşturduğu bağımsız bir komisyonun aleyhte bulguları üzerine, Ronald Reagan döneminde (1988), o uygulama yüzünden kamplarda toplanmış her bir Japon’dan hem hükümet adına özür diledi, hem de herbirine tazminat ödedi.
Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı döneminde dünyanın şartları ile bugün arasında büyük farklar olduğu bir gerçek. Bireysel hak ve özgürlüklerin insanın vazgeçilmezi olduğu kanaati İkinci Dünya Savaşı sonrasının değeridir ve uluslararası belgelere de savaştan sonra girmiştir.
Türkiye, Afrin’deki sınır güvenliğini tehdit eden terör odaklarına karşı başlattığı askeri operasyonu ‘savaş’ olarak takdim etmiyor zaten.
Bugünün dünyasında devletler zecri sayılacak tedbirleri mümkün olan çok nadir ortamlarda ve noktasal uygulamalarla alma yolunu tercih ediyorlar. Hukuki çerçeve mutlaka gözetiliyor, mağduriyetler yaratılmaması için titizlik gösteriliyor, temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi anlamına gelecek uygulamalardan da kaçınılıyor.
Toplama kampları veya toplu cezalandırmalar günümüzde başvurulan tedbirler değil artık.
Avrupa’dan dışlanabiliriz
Acaba askeri bir operasyon yürüten ülkemiz, bu esnada ne tür bir yol tutsa kendisi için daha iyi olur?
Daha önce, Afrin’e askeri operasyon başladığı ilk günlerde, bu soruya cevap teşkil edecek düşüncelerimi yazdım: Dışarıda böylesine önemli bir harekata girişildiğinde, içeride kendini güvenli kılacak bir davranış tarzı benimsemektir doğru olan. Bu da ancak hukuk devleti ilkelerinden taviz vermemekle sağlanır.
Yerleşik meslek örgütleri veya üyelerinin ya da değişik ilgi alanlarından isimleri duyulmuş kişilerin resmi görüşe ters düşen görüş açıkladıkları için takibata uğramalarına bu gözle bakmakta yarar var.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son birkaç hafta içerisinde Fransa ve İtalya’yı ziyaret ettiğinde, o ülkelerin medyasında çıkan saygısız değerlendirmeler çoğumuzu rencide etti.
Şimdi de Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Parlamentosu (AP) ağır eleştirilerle Türkiye’yi hırpalamakta.
AP, dün, Türkiye ile ilgili özel bir oturum düzenledi ve bir yandan Afrin’e yönelik operasyon eleştirilirken bir yandan da ülkemizdeki hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi standartları ciddi biçimde sorgulandı.
Yarın (Perşembe günü) AP’de oylanacak ortak kararın Türkiye için olağanüstü olumsuz olabileceğine dair haberler geliyor.
“AP’deki siyasi grupların üzerinde anlaştığı ve Perşembe günü oylanacak ortak karar taslağında çok sert eleştirilere yer verildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında alınan AP kararlarıyla büyük benzerlik içeren belgede, temel hak ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğü alanlarında yaşanan kötüleşme ve yargıda bağımsızlık eksikliğinden duyulan derin endişe dile getiriliyor. İfade özgürlüğü alanında orantısız ve yasadışı eylem ve önlemlerin devreye sokulduğu belirtiliyor. Türkiye’nin seküler ilke ve değerlerindeki kötüleşme not ediliyor. (..) Belgede, tutuklu olan çok sayıda akademisyen ve gazetecinin adı verilerek atılması istenen adımlar sıralanıyor.”
Bazen unutulduğu için hatırlatmak gerekebiliyor: Şimdi Dışişleri Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne, Avrupalı parlamenterler tarafından başkan seçilmişti (2010-2012). Aynı Meclis, geçen yıl (25 Nisan 2017), Türkiye’yi siyasi denetime alma kararı çıkardı.
AP’nin yarın alması beklenen karardaki gerekçelerle…
Kızalım, kızıyoruz da, ancak kızmamızı gerektirmeyecek bir tavır da benimseyebilirdik.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025