Gülay GÖKTÜRK
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi Altın Köyü’nde yaşamını yitiren 3 askeri kimin vurduğu meselesi arapsaçına dönüştü.Olayın olduğu günden bu yana üç farklı kaynaktan üç farklı açıklama gelmesi haliyle kafalarımızı epey karıştırdı.
İlk açıklamayı yapan Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, kaçakçılarla askerler arasında çatışma çıktığını söylemişti. Valiye göre, yaklaşık 15 kişilik kaçakçı grubunun sınırı geçerken askerlerin ’dur’ ihtarı üzerine açtığı ilk ateş sırasında 2 askerimiz şehit olmuş, 1 askerimiz de yaralanmıştı.
Ne var ki Küçük’ün açıklamasından bir gün sonra Genelkurmay internet sitesinden yapılan resmi duyuruda Şanlıurfa'daki saldırıyı PKK/PYD'nin gerçekleştirdiği bildirildi. Açıklamada "en az 6 PKK/PYD'linin de öldürüldüğü" belirtildi.
Genelkurmay'ın açıklamasının ardından bir açıklama da YPG’den geldi. Ceylanpınar’ın karşısındaki Serêkaniyê kentindeki YPG Komutanlığı, Genelkurmay’ın açıklamasının doğru olmadığını, YPG’den Türkiye'ye yönelik herhangi bir saldırı gerçekleştirmediklerini, ayrıca yaralı veya yaşamını yitiren bir YPG'li olmadığını iddia ediyordu.
Bu arada Fırat Haber Ajansı Gazeteci Seyit Evran'a dayandırarak bir haber servis etti. Haberde, saldırının IŞİD tarafından düzenlendiği ve örgütün bu olayı resmen üstlendiği veriliyordu.
Özgür Gündem’in yayını
Bütün bu çelişkili açıklamalar sürerken, Özgür Gündem dün son derece sert bir manşetle çıktı. TSK’ya ve hükümete “Asker IŞİD’le aynı mevzide” gibi ağır bir suçlama yönelten gazete AKP hükümeti ve TSK’nın, IŞİD’e lojistik ve Heron desteğini bir adım ileri götürdüğünü; TSK’nın, Kobanê’yi düşürmeye çalışan IŞİD katilleriyle aynı safa geçerek YPG güçlerine ateş açtığını ileri sürüyor ve şöyle diyordu: “IŞİD’in takviye gücü gibi hareket eden AKP hükümeti ve asker, Heronlar’la istihbarat sağladığı IŞİD’le aynı safta yer aldı. Önceki gün Riha sınırında yaşanan çatışmayı YPG güçlerine yıkmaya çalışan TSK, bu bahaneyle Serêkaniyê’deki YPG mevzilerine ateş açtı.”
Bulanık hava
Görüldüğü gibi, orada karışık bir şeyler oluyor ve biz ne olup bittiğini anlayamıyoruz. Olayın yaşandığı günden bu yana, üç farklı merciden 3 farklı açıklama yapılması midemizi bulandırıyor. Malum, kurt puslu havayı sever ve biz geçmişte de gördük ki, bu bölgede hava ne zaman bulandıysa, derin güçler kontrolü sağladı ve bölge halkının başına korkunç çoraplar örüldü.
Acaba şu anda da yeni çoraplar mı örülüyor? Çözüm sürecine düşman bazı mihraklar Türkiye hükümeti ile Suriye’deki Kürt oluşumunun arasını açmak için provokasyon mu yapıyor? YPG Türkiye’ye neden saldırsın? Suriye Kürdistanı’nı kurmaya çalışanlar bir yandan IŞİD’le savaşırken bir yandan da Türkiye’ye saldırmaktan nasıl bir fayda umabilir?
Politika bulanık olunca…
Bana kalırsa bu somut olayda ortaya çıkan bulanıklık esas olarak hükümetin Suriye Kürdistanı ile ilgili politikasının bulanıklığından kaynaklanıyor.
Bu hep böyle olur. Ne zaman siyaset net bir tutum belirlemez ve flu alanlar bırakırsa, provokasyon ya da manipülasyon için fırsat kollayanlar o alanda at oynatmaya başlar. Siyaset ne kadar net olursa, “kendi hesabı olanlar” o kadar çaresiz kalır, elleri kolları bağlanır.
O yüzden netlik bekliyoruz. Hem Ceylanpınar’da olup bitenler hakkında ama daha önemlisi, hükümetin Suriye Kürdistanı politikası hakkında…
Şu anda Türkiye’nin Suriye Kürdistanı ile ilgili olarak izlemesi gereken siyaset, geçmişten gelen takıntılarını bir yana bırakmak; bu oluşumu tehdit olarak değerlendirmek değil dost bir tutumla süreci etkilemeye çalışmak olmalıdır.
Her üç parçada Kürtler’in desteğini kazanan bir Türkiye’nin bölgede ve dünyada çok daha önemli bir güce sahip olacağını görmek için dış politika uzmanı olmak gerekmiyor. Fobilerden biraz kurtulmak yeterli.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015