Hilâl KAPLAN
Geçtiğimiz senelerde, 'devrimci halk savaşı' mantığı yüzünden çekilen acılar daha çok tazeyken, BDP'nin söylediği hiçbir sözün, kendi tabanları hariç, hükmü kalmadığını hatırlarsınız. Zira silahın gölgesi, siyaseti anlamsızlaştıran en önemli etkendi.
Ne var ki bu sene başından beri, can kaybı yaşanmayan, nisbeten normalleşmiş bir dönem yaşıyoruz. Yani BDP'nin talep ve siyasetini halka anlatması için en uygun dönemden geçiyoruz. Ancak, tam da BDP'li aktörlerin ön plana çıkması, kan akarken anlaşılması güç olan ne varsa kamuoyuna anlatması, ikna etmeye çabalaması gerekirken, garip bir şekilde CHP'nin kullandığı siyaset diline ve araçlarına benzer bir yol benimsendiğini gözlemliyorum.
BDP siyaseti, iki temel ayak üzerinde duruyor. Kendi tabanlarına devletin ne kadar zalim ve PKK'nın ne kadar haklı olduğunu anlatmak ve bundan arta kalan zamanda, aynı CHP gibi, 'ana akım medya' kanallarını kullanarak Ak Parti'nin otoriterliğinden şikâyet etmek...
Hâlbuki topluma baktığınızda, BDP'nin demokratik taleplerine karşı en duyarlı olan çevrelerin ne CHP'nin ne de MHP'nin tabanı, bilakis Ak Parti'nin tabanı olduğunu görmek mümkün.
BDP ise, bırakın bu tabanın takip ettiği gazeteciler veya kanaat önderleriyle irtibat kurmayı veya o gazete-televizyonlara çıkmayı, en çok 'Türkiye Türklerindir' yayın grubunun gazete ve televizyonlarında arzı endam ediyor,
Haziran'da olduğu gibi sağduyulu davranmak yerine, 'âkil insanları' taşlayanlarla Gezi'ye çıkıyor,
Meclisteki Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu'na üye bile vermeyen, 'teröristle muhatap olunmaz' seviyesinde seyreden CHP'yle beraber, Ak Parti'ye karşı omuz omuza yürüyor,
'İmralı pazarlığını deşifre ettik' yazıları kâleme alan askerin gözdesi gazetecilere 'candır' muamelesi çekiyor.
Sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu?
BDP'yi var eden PKK'nın silahlı mücadelesinden ziyade, halk tabanının dirayeti olmuştur. Böyle bir gelenekten neşet eden bir partinin, kendi tabanının istekleri ve tercihleri yerine, halk nezdinde hiçbir zaman karşılık bulamamış olan Türk solcularıyla kol kola girmesi ve yedi göbek 'cumuriyetçi-devletçi' çizgiden gelen basın kanallarıyla ağız birliği etmesi ilginç değil mi?
Ak Parti, tüm eksik ve hatalarına rağmen, ülkenin demokratikleşmesi için de PKK meselesinin çözümü için de tek alternatif olmayı sürdürüyor.
Öcalan'ın muhatap alınmasını sağlayan, bir zamanlar yargılanma vesilesi olan barış sözcüğünü 'norm' haline getiren, anadilde savunmadan siyasî propagandaya pekçok reforma imza atan, üstelik bunların hepsini Meclis muhalefetine rağmen yapan bir partiden söz ettiğimizi unutmayalım. Ak Parti, bunları hayata geçirebilmesini, 'milliyetçi-muhafazakâr' olarak tanımlanan kendi tabanını dönüştürme gücüne borçludur. Milliyetçi diye tabir edilen bir taban, genel başkanları milliyetçiliğin her türlüsünü ayağının altına aldığında alkışlayabiliyorsa, bu dönüşümün dinamikleri üzerine oturup düşünmek gerekir.
MHP'nin klasik çizgisini, CHP'nin 'anadilde savunma böler' ve benzeri reflekslerini bilen BDP de bu gerçeğin bal gibi farkında. Siyaseten kendisine en büyük ve hatta tek rakip olarak gördüğü Ak Parti hakkında latif sözler söylemesini BDP'den beklemek abesle iştigaldir. Zaten bu yazının da böyle bir derdi yok. Esas sorun, BDP'nin kendisini anlamaya en yakın olan toplum kesimlerinden ziyade, Ak Parti'yi sıkıştıracak bir manevra alanı olarak görene dek Kürt meselesine kör kalmış olanlara teveccüh etmesidir.
Mesela, çıkacak demokratikleşme paketinin içeriği tartışılıyor. Ak Parti'nin, anadilde kamu hizmetinden Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekincelerin kaldırılmasına, yer isimlerinin iadesinden seçim barajına kadar pek çok alanda reform yapacağından bahsediliyor.
Ancak BDP kanadından sadece anadilde eğitim talebini duyuyoruz. Bence de haklı ve mutlaka hayata geçirilmesi gereken bir taleptir. Fakat söz konusu tek talebin bu olmadığını, Öcalan'ın son görüşmede çizdiği yol haritasındaki üç ana çizginin bu olmadığını biliyoruz. Öyleyse neden birden bire anadilde eğitim tek ve nihai amaç olarak öne sürülüyor? Zira böylelikle BDP, hangi reformları yaparsa yapsın, Ak Parti'nin hâlen 'gerici ve otokrat' bir hareket olduğu ezberini 'Yeni CHP'yi parlatan solcu arkadaşlarıyla beraber tekrarlayabilecek. Daha da mühimi, şayet anadilde eğitim, diğer tüm talepleri gölgede bırakacak kadar önemliyse, neden dokuz aydır BDP, şimdilerde olduğu gibi bu yönde bir seferberlik başlatmamış, her fırsatta halka anadilde eğitimin önemini ve ülkeyi bölmeyeceğini anlatmamıştır?
Diğer iki muhalefet partisinin haline bakıldığı takdirde, iktidar partisi olmasına rağmen Kürt meselesinde de çözüm sürecinde de geniş kesimleri iknada Ak Parti'nin daha cesur davrandığı aşikârdır. Ancak geniş halk kesimlerini iknada büyük ölçüde yalnız başına kalmaktadır. Bu noktada, BDP'nin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini söylemek mümkün mü?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019