İhsan DAĞI
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını tespitte zorlanacak gibi. Aday, ya parti liderlerinden biri olacak ya da bir başkası. Geniş muhalefet kesimleri için adayın kim olduğundan çok kazanıp kazanamayacağı önemli. Siyasetçi, “Biz çalışalım iktidara başkaları mı gelsin?” diyebilir. Ancak siyasetçilerin kendi aralarındaki iktidar mücadelesi halkı pek ilgilendirmiyor. Onlar baskı rejiminin, yanlış ekonomi politikalarıyla derinleşen yoksulluğun bitmesini istiyor; yani, ‘doğru aday’la seçimin kazanılmasını…
‘Doğru aday’ın kim olduğunu tespit etmek ise kolay olmayabilir. Doğru veya yanlış, muhalefetin birden fazla potansiyel adayı var. Aslında bu önemli bir avantaj; rakibi şaşırtıyor ve gerçek (nihai) adayın yıpranmasını önlüyor.
Millet İttifakı’nın iki lideri; Kılıçdaroğlu ve Akşener aday olabilir. Ayrıca, yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’da AKP’yi ağır bir yenilgiye uğratan İmamoğlu ve Yavaş’ın da adı gündemde. Yani şu anda muhalefetin güçlü ve hepsi seçimi kazanabilir en az dört adayı var. İktidar cephesinde ise seçimi kazanabilir aday sayısı sadece bir, ki o da mevcut cumhurbaşkanı. Dolayısıyla, Millet İttifakı seçime en güçlü adayla gitme imkanına sahip.
Peki, nasıl bir aday?
Öncelikle, ‘sembolik’ bir adayla seçime gitmek yanlış olur. Seçimin mevcut sisteme göre ve bu sistem için olduğu unutulmamalı. Seçim sonrası Meclis çoğunluğu anayasa değiştirmeye elverirse, parlamenter sisteme geçilir, ama seçmen böylesi varsayımsal bir modele dayanarak şimdiden ‘sembolik’ bir cumhurbaşkanı adayına oy vermez. Millet İttifakı’nın adayı, aktif siyasetin içinden gelen, tanınan, bilinen, icracı yönü olan bir kişi olmak zorunda. Adı geçen dört isim de bu özelliklere sahip.
Eğer aday, liderlerden biri olmazsa, siyasi partiler ile aday arasında koordinasyonun nasıl sağlanacağı ve bunun seçmen tarafından nasıl algılanacağı önemli. Böyle bir aday Millet İttifakı’nın ‘sekreter’i gibi mi görünecek, yoksa kendi gündemi, programı ve öncelikleri olan bir aktör mü? Baştan yetkilerini kullanmayacağını, seçilirse iktidarı ittifaka -6’lı masaya- devredeceğini söyleyen bir adayın seçim kazanması zor.
İttifak (veya 6’lı masa) şunu bilmeli: Aday olarak tespit ve ilan ettikleri kişi, o andan itibaren eşitler arasında birinci olacak. Bu kaçınılmaz. Sistem ve seçim dinamikleri bunu gerektiriyor.
İttifakın (veya 6’lı masanın) tam desteğini alan ama gölgesinde kalmayan bir aday cumhurbaşkanlığını kazanabilir. Adayı şimdiden ittifakın vesayetine almaya çalışmak veya ittifakın vesayetinde kalacak bir aday belirlemek, seçimi kazanmaya yönelik bir strateji olamaz. Seçmen, tepesinde vasi oturan bir kişiyi gücü neredeyse sınırsız bir makama seçmez. İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylıklarına ‘Kontrolümüzde kalmazlar’ gerekçesiyle karşı çıkanların başka bir bahane bulmasında fayda var, çünkü ‘kontrolünüzde’ görünürlerse seçimi kazanamazlar.
Adayın ‘kazanabilir’ olması, neredeyse herkesin ortak talebi. Kazanacak, hem de en güçlü şekilde kazanacak bir aday bekleniyor. Eğer beklenti buysa, şimdiye kadar AKP karşısında yarışmış ve kaybetmiş siyasilerin yeniden sahne alması pek isabetli olmaz. Denenmiş ve başarılı olamamış birisi yarışa psikolojik üstünlüğü rakibine vererek başlar. Adaylardan ismi geçen Kılıçdaroğlu, 2011’den bu yana Erdoğan’a karşı hiçbir genel seçimi kazanamadı, partisinin oy oranı yüzde 26’yı aşamadı. Akşener ise 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaydı ve yüzde 7 oy aldı. Dolayısıyla, iki genel başkanın ‘kazanabilir’ olduğu iddiasının geçmiş performanslarına dayanan bir zemini yok.
Bu bağlamda, İmamoğlu ve Yavaş gibi iki siyasetçinin varlığı değerli. Her iki aday da İstanbul ve Ankara’da 25 yıllık hegemonyaya son verdi. 1994’te bu iki metropolü Refah Partisi adaylarının kazanması nasıl bir yıl sonra RP’nin seçim zaferinin habercisi olduysa, İstanbul ve Ankara’nın 2019’da kaybı iktidarın gelecek seçimlerde yenilgisinin habercisi olarak okundu, AKP’nin ‘gidici’ olduğu beklentisi yarattı. AKP’ye karşı ‘kazanan’ bu siyasiler psikolojik ve politik üstünlüğe sahip. Dahası, halkın yüzde 50+1 oyunu alabilen ve tüm Türkiye’ye hitap edebilen başka siyasetçi yok muhalefette. İmamoğlu yüzde 54, Yavaş da yüzde 51 oyla seçmenin yarısından fazlasının oyunu alabildiğini gösterirken, muhalefetten hiçbir genel başkan böyle bir performans sergileyemedi.
Yüzde 50+1 oyun gerektiği bir seçimde partileriyle özdeşleşen genel başkanlar yerine yerel siyasetten gelen adayların başarılı olma ihtimali daha yüksek olabilir. Yerel siyasetçiler daha az ‘partizan’ görünür çünkü yerelde siyaset hizmet odaklıdır. Siyasal ve ideolojik kutuplaşmalar halka yakınlık ve hizmet siyaseti üzerinden aşılabilir. Bu bakımdan İmamoğlu ve Yavaş’ın daha avantajlı bir konumda olduğu söylenebilir.
HDP’ye dikkat
Aday seçiminde dikkate alınması gereken bir başka konu, HDP’nin tutumu. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmesi için HDP’nin desteğini alması şart. Dolayısıyla, aday tespitinde HDP’nin aday çıkarmasını engelleyecek bir isim aranıyor olmalı. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na karşı HDP’nin aday çıkarma ihtimali düşük olabilir. Aynısını Akşener ve Yavaş için söylemek zor. Ancak, Ahmet Türk’ün “Kürtler Yavaş’a oy vermez” hükmümün geçerliliği de tartışılır. Ayrıca, Millet İttifakı adayı kim olursa olsun ‘demokrasi ve refah’ üzerinde bir oydaşı ararsa, HDP seçmenine ve yönetimine ulaşabilir de.
Aday tespitinde kimlik siyasetini ‘uyandıracak’ bir isimden kaçınılmalı. Muhalefet ne zaman kimlik siyasetini öne çıkardıysa seçimleri ağır kaybetti. AKP enerjisini kimlik siyasetinden alıyor. Ekonomik kriz karşısında bu enerjisini kaybetmeye başlayan AKP’ye karşı kimlik siyaseti yapacak bir imkan sunmak, iktidara can suyu vermek olur. Bu anlamda Kılıçdaroğlu’nun inancının iktidar tarafından manipüle edileceği uyarıları ciddiye alınmalı. Kimsenin inancı kimseyi ilgilendirmez. Bu, siyasetin konusu yapılamaz, yapılmamalı.
Toplum da devlet de yüzleşmeli günahlarıyla. Biliyoruz ki bu rejim devam ettiği müddetçe yüzleşme olmayacak. Yüzleşmeyi de mümkün kılacak topyekun demokratikleşme ancak İslamcı otoriter rejim seçimle gönderilince başlayacak.
Otoriter bir rejimi, hem de İslamcı-otoriter bir rejimi seçim yoluyla değiştirebilen bir Türkiye mümkün. Siyasetin gençlere, göçenlere, gelecek nesillere, zulme uğrayanlara, gözleri açık gitmek istemeyen yaşlı demokratlara verebileceği en güzel hediye bu.
Kimsenin, “Riskse risk… yanacaksak yanalım, öleceksek ölelim” deme lüksü yok. Bunlar ancak sağ, sol, laik veya dindar cihadçıların söyleyebileceği laflar. Mümkün olan en güçlü adayla, mümkün olan en geniş muhalefet koalisyonuyla seçimlere katılmak, muhalif siyasetin boynunun borcu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023