Rus Büyükelçi’ye yönelik suikastın arkasında kim veya hangi güçler bulunuyor? Gerek Türk yetkililerin gerekse Rusların yanıtını aradığı soru bu.

Soruşturmanın daha başlarında ortaya çıkan sonuçlar, suikastın arkasında FETÖ’nün bulunduğunu gösteriyor. Devletin en tepesindeki isim olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, katilin FETÖ’yle bağlantılı olduğunu duyurdu.

Soruşturmadan sızan bilgilere göre de katil Mert Altıntaş, Gülen’in dershanelerinde yetişmiş, Polis Yüksek Okulu giriş sınavlarında soru çalan şüpheliler listesinde ve kırmızı listede yer alan 8 ByLock’çu ile irtibatı tespit edilen bir isim.

Bu veriler, katilin FETÖ profiline uygun bir isim olduğunu gösteriyor.

Tabii büyükelçi suikastı tek taraflı olarak soruşturulmuyor; Ruslar ile ortak bir komisyon kurulmuş vaziyette ve soruşturma birlikte yürütülüyor. Rusların da bu soruşturmada failin arkasında kimlerin, hangi örgüt ve güçlerin bulunduğuna dair ulaşacağı sonuçlar önem taşıyor.

Ancak iki taraf da FETÖ’den başka bir faile veya sonuca ulaşamayacak.

Batı’ya karşı büyük bir soğuk savaş tecrübesi olan Rusların, bu konuda yanılması pek mümkün değil.

Zaten FETÖ’nün CIA’in yan kuruluşu olduğuna dair ilk tespiti Türkiye’den önce Ruslar yaptı; FETÖ’ye bağlı kuruluşların Rusya’dan çıkarılma sebebi de bu örgütün CIA ile olan bağlantılarıydı.

Rusya, suikastçının FETÖ’cü olduğunu tasdik ederse ne düşünür?

Lideri Pensilvanya’da olan bir örgütün, liderinden ve ABD’deki birtakım güçlerden bağımsız bir suikasta giriştiğini mi?

İşin doğrusu büyükelçi suikastı, Türkiye’den daha çok Rusları hedef alan bir saldırı. Amaç sadece Türk-Rus ilişkilerini vurmak veya sarsmak değil, bundan daha fazlası. Öyle ki bu suikast, Amerika ile Rusya arasında yeni bir soğuk savaşı başlatacak nitelikte bir olay. Bu suikast, yeni bir soğuk savaş döneminin miladı olabilir.

ABD Dışişleri, suikastla Amerika’nın irtibatlandırılmasından son derece rahatsız. Haklı olabilirler. Ne var ki suikastçının bağlı olduğu örgüt lideri Pensilvanya civarlarında yaşıyor. Buna bir yanıtları var mı? ABD, “Suikastı bizimle irtibatlandırmayın” demeye devam mı edecek, yoksa Gülen’i himaye etmekten vaz mı geçecek?

Eğer ABD, Gülen’i korumaya devam ederse bu kez hem Türkiye, hem de Rusya, haklı olarak Karlov suikastının arkasında Amerika’nın olduğunu düşünecek. Trump’ın görevi devralmasının ardından ABD’nin bu çelişkiden veya açmazdan kurtulacağını umalım, yoksa Türk-Amerikan ilişkilerini büyük bir kriz bekliyor.