Kurtuluş TAYİZ

Olağan durumları olağanüstü olaylara dönüştürmekte üstümüze yok. Önceki seneler polis engeline takılmadan serbestçe kutlanılan Nevruz, bu yıl, hükümetin getirdiği yasak nedeniyle şiddet olaylarının yaşanmasına neden oldu. Ortaya çıkan görüntülerin tasvip edilecek bir tarafı yok elbette; ancak halkın toplu kutlama yapma ve gösteri hürriyetine getirilen kısıtlama yüzünden kimsenin Kürtleri suçlamaya da hakkı yok. PKK’nın Nevruz’u her yıl yeni bir şiddet festivaline dönüştürme arzusu sır değil, fakat, havadan sudan bahanelerle kutlamalara getirilen yasak, sadece şiddet gösterilerinin büyümesine hizmet ediyor.
Kürtlerin sokağa taşan öfkesi tanıdık; onlar yıllardır her fırsatta sokağa inip varlıklarını duyurmaya çabalıyorlar.
Bu yıl farklı olan bence batıdakilerin Kürt sokağına bakışı. Batıdakiler bu tür şiddet olayları yüzünden artık daha az şaşırıyorlar ve daha çok öfkeleniyorlar. Hani Kürt tarafının sık sık dile getirdiği “duygusal kopuş” tezi, bu kez tersinden Türkler için dile getirilse sanırım daha doğru olacak. Batıdakiler Kürt sokağına olan ilgisini neredeyse tümden yitirme noktasına geldi.
Ve şu sıralar Kürtlere olan ilgileri “sıfır” düzeyinde seyrediyor. Nevruz’da polis müdahalesinden sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Hacı Zengin’in ölümüne gösterilen ilgiye bakarak, bazı ipuçlarına ulaşabiliriz. Televizyonlara, gazetelere, internet medyasına yansıyan tepkiler, çok cılız.Hatta Hacı Zengin’in ölümü medyaya oldukça “olağan” geldi. Hayatın olağan akışına uygun bir ölümdü sanki; kaçınılmazdı... Hatırlarsınız, geçen yıl benzer bir müdahale sonucu Hopalı öğretmen Metin Lokumcu yaşamını yitirdiğinde, hiç olmazsa, büyük bir gürültü koptu. Bu tepkinin büyüklüğü, güvenlik güçlerinin bir daha kolayca gösterici öldüremeyeceğine dair hepimizi ümitlendirmişti. Ne var ki, Lokumcu’nun ölümüne gösterilen tepkinin birazı bile Nevruz’da hayatını kaybeden Hacı Zengin olayına gösterilemedi. Bunun nedeni Batı’nın Kürt sokağına son yıllarda gösterdiği ilgi ve empatiyi PKK’nın kanlı saldırıları ve Kürt hareketinin sokağa taşıdığı şiddet gösterileri nedeniyle kaybetmesi. “Mağdur Kürt” algısı, yerini daha aşağılayıcı, dışlayıcı tanımlara bırakıyor. Bu tanımlama eğitim ve kültür düzeyine göre farklılıklar gösterse de, işlevi aynı; ötekileştirmeye yarıyor...
Oyuncu Tuba Ünsal’ın Atatürk Havalimanı’na giderken Zeytinburnu’nda rastladığı göstericilerle ilgiliçektiği resim ve attığı tweetler, ülkenin batısının bence Kürt sokağına gösterdiği ortak tepkiyi de gözler önüne seriyor.
Ünsal’ın gördükleri karşısında kapıldığı şaşkınlığı ve öfkesini yansıtan o tweetlerden bazıları şöyle:
“Bütün otobüs durakları tuz buz olmuş. Taşlı sopalı bir grup Taksim’e doğru hareketteler.”
“Nevruz kutlamaları böyle mi olur ya... ellerde taş sopa... polis arabalarını tekmeliyorlar, savaş alanı burası.”
“Zeytinburnu sahil yolunda kalabalık bir grup her yeri yakıyor.”
“Ne kadar gereksiz bir manzara.. her yer talan edilmiş durumda.”
Bu yıl ki Nevruz’un toplumsal yansımaları ayrıştırıcı ve bölücü oldu. Bunun sorumlusu elbette en başta hükümet veya bu yasağı koyan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin. Nevruz’u olağan bir bahar kutlamasına dönüştürmeyi başaramadan bu ülkede Kürt barışını sağlamak da bence imkânsız. İşkence gören, kafası gözü yarılan, kemikleri kırılan ve ağır yaralı olarak hastanelerde yatan göstericiler bir yana, hükümet, Hacı Zengin’in ölümünden sorumlu olanları açığa çıkarmak için etkin bir soruşturma yapmak zorunda. Göz göre göre ölüme sebebiyet verenlerden hesap sorulamazsa, kimsenin bu devlete ve ülkeye güveni kalmaz. Hiç olmazsa gelecek Nevruz’u kurtaralım, bir daha güzel bir bahar gününde kimse ölmesin.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019