Lale KEMAL
Yüksek Askerî Şûra kısa adıyla YAŞ, siyasi iradenin yasalardan kaynaklanan hakkını kullanarak general atamalarına son iki yıldır müdahale etmesine rağmen TSK’nın, siyasilere hesap vermeyen özerk yapısını sürdürmesinin önemli bir aracı olmaya devam ediyor. Yalnızca Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı ile üç sivilin, askerin kırılamayan ve yasal dayanağı olmayan geleneği nedeniyle sınırlı ölçüde söz sahibi olduğu YAŞ’ta ağırlık general üyelerde. Bu yapı, F-4 uçağının düşürülmesi gibi ülkeyi savaşın eşiğine getiren ya da Uludere’de 34 kişinin PKK’lı sanılıp bombalanması gibi ülkenin en önemli sorununu daha da ağırlaştıran kritik konulara, kim ya da kimler karar veriyor sorularının yanıtsız kalmasına yol açıyor. YAŞ, istişari yani danışma niteliği taşımasına rağmen karar alıcı bir organ gibi hareket ediyor. Hükümet, sivil iradeye itaat edecek bir yapıya kavuşturmadığı sürece YAŞ gibi kurumların, mevcut özerk yapılarıyla askerlerin, siyasi iradeden bağımsız hareket etme alışkanlığını sürdürmesi gibi riskli bir durumla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz. Buna en yeni örnek, Türkiye’yi savaşın eşiğine getiren F-4 jetinin düşürülmesi olayı. Halen, jetin, düşürülmesi ya da düşmesiyle sonuçlanan olayda kararı kim ya da kimlerin verdiği, siyasi iradenin, bu karar mekanizmasında asli rolü oynayıp oynamadığı gibi soruları soran da olmayınca yanıt da alınamıyor.
Keza, Uludere olayında, bombalama emrini hangi komutanlığın verdiği, karar verme mekanizmasının nasıl işlediği hâlen bilinmezliğini koruyor. Nitekim Uludere saldırısını soruşturan Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karaca, Taraf’a, 10 haziran tarihinde verdiği demeçte, saldırıyı gerçekleştiren emir-komuta zincirine dair belgelerin TSK tarafından gönderilmediğini, hedef tayini yapanlar ve vur emrini verenler hakkında şimdiye kadar herhangi bir bilgi ya da belge ulaşmadığını bildiriyordu. Uludere olayı bize, TSK’nın, istediği bilgileri verip vermemede hâlen keyfî bir tutum sergilediğini ve siyasi iradenin asker üzerinde bir yaptırımı olmadığını gösteriyor. Her ne kadar Uludere olayının, Kürt sorununu ağırlaştırma gibi ağır bedelini, hükümet ve tüm Türkiye ödemek zorunda kalsa da.
Her ülke, ulusal çıkarlarına hizmet edeceği algısıyla zaman zaman gizli operasyonlar yapar. Ancak bu operasyonların, altyapısının çok iyi hazırlanması ve siyasi iradelerin gözetiminde gerçekleşmesi elzemdir. Aksi takdirde, büyük olasılıkla F-4 uçağının düşürülmesi olayında yaşandığı gibi kaş yapayım derken göz çıkartılır ve ulusal çıkarlara hizmet etmeyen vahim bir durum ortaya çıkabilir. TSK ve hükümet tarafından, jet olayının oluş biçimiyle ilgili yapılan açıklamalar ise kafa karıştırmaktan öteye gitmiyor.
Türkiye ve Suriye’yi savaşın eşiğine getiren ve iki pilotun ölümüyle sonuçlanan F-4 jetinin düşürülmesi olayında asıl sorulması gereken sorular sorulmadığı için, bu olay istikrasızlığı arttırıcı nitelik kazanıyor. F-4 olayında şu kritik sorulara yanıt verilmesi gerekiyor:
• F-4 jetinin, Suriye gibi çatışmaların yoğun olduğu bir ülke yakınlarında uçuş yapmış olması ve hatta hava sahasına kısa süreliğine girmiş olması ve nihayetinde Suriye sularında düşmesiyle trajik bir noktaya gelinmesindeki kararı kim ya da kimler verdi?
• Jet, resmî açıklamalara göre, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye ait radarı test etmek amaçlı bir keşif misyonu yapıyordu. Acaba düşen Türk jeti, Şam’ın, düşmanca bir tutum içine girmesine yol açan Suriye radarlarına çok yakın mesafeye mi gelmişti?
• Bazı müttefik ülke bilgilerine göre, F-4 jeti aslında Suriye karasuları içindeyken ya vuruldu ya da ateş açılması üzerine panikleyerek mi düştü?
• Jetin, Suriye gibi tehlikeli bir bölgede uçuş yapmasına, Genelkurmay Başkanlığı mı, bölge komutanı mı karar verdi yoksa hükümet ile istişare yapılarak mı, karar alındı? Ya da hükümet, çok kızdığı Esed rejimine çalım mı attı?
F-4 olayı bizim, “Türkiye’de kararlar nasıl alınıyor” şeklinde meşru bir soru sormamızı gerektiriyor. Demokrasilerde, vatandaşın yukarıdaki soruları sorma ve bu sorulara yanıt alma hakkı bulunuyor.
Amerikan CNN kanalında, geçen cumartesi günü, terörist bin Ladin’in, Amerikan kuvvetlerince Pakistan’da düzenlenen bir operasyonla öldürülmesi olayını yöneten, Amerikan Özel Kuvvetler Komutanı Amiral William McRaven ile bir söyleşi vardı. Bir soru üzerine McRaven, bin Ladin’e baskın kararını, ABD Başkanı Obama’nın verdiğini ve bu operasyonun tüm sorumluluğunu üstlendiğini anlatıyordu. Obama tabii ki, eşgüdüm hâlinde savunma bakanının, istihbarat örgütünün ve askeriyesinin yaptığı planlamayı inceledikten sonra nihai karar merci olarak bin Ladin’e operasyon emrini vermişti.
Nihai karar siyasi otoritededir ve sonuçlarına da katlanır. Dolayısıyla, YAŞ’tan, karar vericilere, iyi düşünülmüş, ülkeyi sıkıntıya sokmayacak planlamalar yapacak ve askerî aklın gereğini yerine getirecek atama kararları çıkması gerekir. Nihai hedef ise YAŞ’ın, vesayet aracı olmaktan çıkartılmasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016