Namık ÇINAR
Lâfa geldi mi, sevgili dostlarım, sağlığın ne denli önemli olduğunu vurgulamakta üstümüze yoktur.
Lakin bir hastalık başa gelmedikçe, insanın canının acı çektiği yerde attığını kaçımız doğru dürüst hatırlar da ona göre davranırız ki?
Sağlıklıyken hep biraz duyarsız değil miyizdir?
Aynı duyguyu bu son hafta boyunca ben de yaşadım. Soğuk algınlığı neticesinde apar topar hastaneye yattım, ama şimdi iyiyim.
Üç beş gün süren bedenimdeki o sıradışılık, şu sıralar merkezine Başbakan’ın yerleştiği toplumsal olaylar üstünde düşünmeme ve empati kurmama da yaradı.
Hastalıkla boğuşmazdan önce kızdığım biriyken, doğrusu, şimdi acımaya başladığım birisine dönüşüverdi.
Hiç insana hasta olduğu için kızılır mı?
Normal birisiyle karşı karşıya değiliz ki!
Söylenmesi gereken ne varsa, herkes tarafından söylendi; ama hangisi işe yaradı?
Vazgeçtik işe yaramasından, ruh hâli her geçen gün kötüye gitti ve korkarım daha da gideceğe benziyor.
Yenemediği öfkesine bakılırsa, aklının başında olmadığı gün gibi aşikâr!
O yüzden, bundan sonrası artık tıbbın işidir.
Böyle gider de önü alınmaz ise, günün birinde evden dışarıya tıpkı Hasan Mezarcı’nınkigibi kıyafetlerle çıkacakmış sanısı uyandırıyor.
Ayrıca itiraf etmeliyiz ki, bu başımıza gelenler, aynı zamanda ektiğimizi biçmekten ibaretmiş gibi de görünüyor.
Nitekim kusurun büyüğü onda değil; onu, bünyesinin bu kadarını kaldıramayacağı noktalara getiren toplumsal öngörüsüzlüğümüzde aramak gerekiyor.
Sığ bir İmam- Hatip koşullanmasının insanı getirip bırakacağı yer, bundan başka daha neresi olabilirdi ki?
Henüz ortaokuldayken O. Henry yahut Maupassant’ın öykülerinden nasip almamışsa...
İlyadave Odysseia’yi koltuğunun altında taşıdığı bir mitoloji sözlüğüne bakarak okumamışsa...
Flauberya da Zola, ruhunu bir yerlere sürüklememişse...
Victor Hugo’yu ders kitaplarından duymuş, Terentius yahut Schiller dendi mi bakışları tuhaflaşıyorsa...
Ve Thomas Mann denince aklına Alman Milli Takımı’nın çalıştırıcısı gelmekteyse...
O ne yapsın?
Verilmiş sadakamız varmış ki, bunca şeye rağmen daha hâlâ iyi sayılırız.
Doğru dürüst akademik bir ehliyet olmayacak, askerlik dahi kantin subaylığı tecrübesiyle karşılanacak; ne ki yandaşların “dünya liderliği” gibi akıl almaz çığırtkanlıklarıyla köpürtülmüş olsa bile, tabii ki bir noktadan daha öteye gidilemeyecektir.
Bir de öyle bir özelliği var ki, kendi yıkımını katiyen başkasına bırakmıyor. Ondaki kendini yok etme potansiyeli hiç kimsede yok dense, yanlış olmaz.
Eğer kendini tekrar edip durmaktan başka vasfı olmayan o bıktırıcı meydan naralarının, gerçekten taraftarları konsolide etmeye yaradığı düşünülüyor ise, bundan kitlelerin kaçıkça davranışlardan hoşlandığı anlamı da çıkar ki, halka edilecek en büyük hakârettir.
Ben, yolun sonuna geldik, derim.
Zira nereden bakarsak bakalım, kalıbının adamı olmadığını gösterdi.
Demokrasi falan hak getire, bundan sonraki her saniyesi doğrudan doğruya gasp ve işgaldir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016