Nermin ALPAY
Kar kristalleri, rüzgârın şiddetine göre dans ederek yere süzülürken, içime dolan çocuksu sevinçle dans eden kristallerin arasına dalıp, tıpkı onlar gibi yukarı, aşağı döne, döne koşmak isterim. Hatta bazen kimsenin ne diyeceğine aldırmadan, yaşıma başıma bakmadan bu seremoniye katıldığım da olur.
Yaşamımda; sonrasında utanç ve pişmanlık duyduğum tek sevinç,
bu kar kristallerine karşı duyduğum aşktır.
Öğrencilik yıllarımda ve iş hayatımın başlarında; yakacak odunum olmadığı zamanlarda bile, karın bana verdiği sevinç duygusunu hep taşımama rağmen, bu sevincimden dolayı hep suçluluk duydum. Hayatım boyunca, bir kutu kibritle ısınmaya çalışan Andersen’in Kibritçi Kız’ı, duyduğum sevince soğuktan donmaya başlamış nemli gözlerle bakmaya devam etti…
Kibritçi kızlar olmasın, kar sevinçlerimizi utanmadan yaşayabilelim diye; yoksulluğun, açlığın, evsizliğin yok edilmesi gerektiğini anladığımda, bu durumun
Kendiliğinden değişmeyeceğinin de farkına varmıştım. Dünyada yeterince ekmek
Vardı ama adil paylaşılmadığı için, birkaç insan gücüne güç katsın diye ekmeğin bütününe el koyuyor, yoksullara da kırıntılarını bırakıyordu.
Sıcak evlerimizden, “bilmem nerede şu kadar insan soğuktan dondu” haberlerini kumandamızın düğmesini değiştirerek izlememeye çalışırken, unuttuğumuz tek şey; Andersen’in Kibritçi kız masalı olmadığını bilmek, insanın içini daha bir acıtıyor. Beyaz cam karşısında, terk ettiğimiz tek şey o kız değil; O kızla birlikte, yüreğimizdeki vicdanı, insani sıcaklığı da terk ettik.
Herkesin bildiği bir gerçeği tekrar, tekrar anlatarak, sıcacık evlerimizden sefalet edebiyatı yaparak, vicdanlarımızı rahatlatalım diye yazmadığımın altını çizeyim.
Sıcacık çorbanızı yudumlarken, sosyal devlet nedir? diye düşünmeli ve devletin kurumlarına sosyal devlet olarak yapması gerekenleri hatırlatmanın yollarını bulmalısınız.(bulmalıyız) Bu ülkede vergi ödeyen herkesin, ödediği vergilerin ne için harcandığını bilme hakkı vardır. Ama bunu yapabilmek için kabuğumuzdan çıkıp, sivil toplum örgütlerinin oluşumuna katkıda bulunmalı ve örgütlü olarak, Hak, adalet, eşitlik ve özgürlük için taleplerimizi dile getirmeliyiz. Yurttaşlık görevimizi beş yılda bir bize sunulan alternatiflerden birini seçerek yerine getiremeyiz. Bizler talepte bulunmak için bir araya gelmeyi öğrenmezsek, beş yılda bir kandığımızla kalırız. Demokrasinin gelişmesine, sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunmayan, sadece şikayet eden insanlar olarak güçsüzlüğümüze, zavallılığımıza hayıflanırız. Yoksulları dilenen bir ülke olmaktan kurtulmanın yolu birazda sizlerin sesini yükseltmesinden geçiyor.
İhtiyacı olanlara sosyal devlet desteği, işsizlik ödeneği yapılmalı; çalışmadan gelir elde etmeyi alışkanlık haline getirmeden, iş, meslek eğitimleri ile insanlar kendi yağlarıyla kavrulacak duruma getirilmelidir. Bizler de yurttaş olarak; Yurttaşına insanca yaşama hakkını tanıyacak ve bunu sağlayacak yöneticileri seçmesini
Öğrenmeliyiz. Önce ülkemizde, sonra dünyada kibritçi kızların sıcacık evlerinde yaşayabilmeleri için; mahallemizde, kahvehanelerimizde, iş yerlerimizde örgütlenmenin yollarını bulmalıyız. Örgütlü olmaktan korkmamalıyız.
ONLAR İÇİNSE İNSANCA HATIRLAMAK YETER !
Kış ile baş etmeye çalışan insanlardan başka canlılar da var. Onlarla her an karşılaştığımız halde, artan yemeklerimizi onlarla paylaşmaktansa çöpe atmayı tercih ediyoruz. Kuşlar için pencerenize, balkona, ağaçlara bir şeyler bıraksanız,
Artan yemekleri diğer çöplerle karıştırmadan, çöp tenekesinin yanına koysanız
Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
TEK DERDİMİZ SİLAH SATIN ALMAKTI (!)
T.B.M.Meclisi alt komisyonu işi gücü bırakıp, silah taşıma yaşını 18 ‘e indirmiş.
Yeterince silaha yatırım yapılan ülkemizde, gün geçmiyor ki maganda kurşunuyla
biri ölmesin. Alt komisyon silah tekelleri ile ortak mı acaba? diye düşünmeden edemedim. Yasa mecliste oylanacakmış. Yapılması gereken onca iş varken; demokrasiyi geliştirecek, sosyal adaleti pekiştirecek yasaları çıkarmak varken,
Nerden çıktı şimdi bu yasa tasarısı? TBMM. Yasayı görüşmeye bile uygun görmeden toptan ret etmeli ve tersine silah taşımayı zorlaştırmalıdır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Züğürt Tesellisi
27.11.2019 - Tek derdimiz referandum mu?
23.03.2017 - BU SON OLSUN !
18.07.2016 - Kimsesiz Adam
- Farkımız yok birbirimizden ama ?
4.09.2014 - Bayram benim neyime?
28.07.2014 - Aşkın demokrasi ve yaşam hakkı
23.06.2014 - HOŞ GELDİNİZ SAĞLIKÇI BAŞKAN
6.04.2014 - “Hırsızın partisinden misin? “
2.04.2014 - “Çocuk gelin” yoktur, tecavüze uğrayan kız çocuğu vardır
6.03.2014
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
Dêsimde bulunan camiler kapanmali, Atatürk heykelleri kaldirilmalidir.. "..Cumhuriyet kurulduktan sonra da Dersimdeki Kürt Aleviler yeni düzene uyum için zorlandıklarında haliyle tepki göstermişler.." Demek ki, Dêsim de katliam yapildigini kabul etmek, enazindan bu ya$am $eklini bilmek demektir.. Yani katliamdan önce Dêsim bir anlamda özerk bir ya$am sürdürüyordu.. Bundan hareketle, bugün eger katliam lanetlenecekse, "Dêsime özerklik" istegi yerine getirlimesi lazim ki, özür dileme gibi açiklamalar yerini bulsun, yoksa hepsi timsah gözya$laridir ve katliama alki$ çalmaktir.. Not; özerkligin taninmasi ile birlikte, Dêsimde bulunan camiler kapanmali, Atatürk heykelleri kaldirilmalidir.. çünkü bu iki yapi da katliamdan sonra, adeta Kizilba$lara/Alevilere gözdagi vermek için yapilmi$tir.. Ba$ka bir deyimle; katliam sonrasi sol kesim (türkçülügü esas alarak) ile müslüman kesim birlikte hareket ederek bugüne kadar katliami sürdürmeye devam etmi$lerdir..