Pelin CENGİZ
Kapitalizmin kaleleri pozisyonundaki endüstri şirketleri, anlı şanlı markaları için kara bir hafta. Skandallar adeta çorap söküğü gibi art arda geldi. Her biri dünya kamuoyunda ses getirirken, kapitalizmi eleştiren yazıların sayısında da artış vardı. Yıllarca yatırım yaptıkları, istihdam yarattıkları ve yenilikçiliğe milyonlarca dolar akıttıkları için “takdir” toplamış küçük bir grubun perde arkasında ne dolaplar çevirdiği gözler önüne serildi.
Gelelim geçen hafta kapitalizmin kalelerinde bir bir ortaya çıkan skandallara…
İlki, ABD’li enerji devi Exxon’dan. Exxon’un 1970’lerden beri kendisine çalışan bilim insanlarının iklim değişikliğinin insan eliyle yaratıldığını bildiğini, bu bilgilerin şirket yönetimine sunulduğu, şirketin bunun önüne geçmek yerine dezenformasyon kampanyalarına ve iklim inkârcılığı üzerine lobi faaliyetlerine yöneldiği ortaya çıktı.
Şu anda ABD’de en fazla nefret edilen kişi bir hedge fon yöneticisi Martin Shkreli. AIDS hastaları için hayati Daraprim ilacını üreten Turing Pharmaceutical’ın haklarını satın alan Shkreli’nin ilk işi ilacın fiyatını yüzde 5000 artırmak oldu. Tek bir hapı 13,5 dolardan 750 dolara yükseltti. Fiyatın neden bu kadar arttığını soranlara Twitter’dan “moron” diyerek, fiyatın hâlâ düşük olduğunu söyledi. Bu tarz karaborsacılık kapitalizm geleneğinde epeyce yaygın, hele de ilaç endüstrisinde…
124 kişinin ölümüne neden olan hatalı kontak anahtarı fiyaskosunu örtmek için General Motors, 900 milyon dolarlık anlaşmaya gitmek zorunda kaldı. Ölenlerin yakınları cezalandırma bekleyedursun, şirketin hatayı 10 yıldan beri bildiği ama hatalı araçları 2014’e kadar piyasadan çekmediği anlaşıldı. Skandal ortaya çıktıktan sonra 30 milyon aracı geri çağırdı. Elbette, kurbanların ailelerine ödeme yapmaktansa geri çağırmanın maliyeti şirket için çok daha az maliyetli oldu. Anlaşmayla, hiçbir yönetici hakkında soruşturma açılmayacağı gibi şirketin sicili de temizlenecek.
Skandallar içinde en fazla ses getireni şüphesiz VW’de yaşananlar oldu. Alman otomotiv deviVolkswagen, uzun bir inkâr döneminden sonra 11 milyon dizel otomobilin çevre emisyon değerlerini kasıtlı olarak çarpıttığını kabul etti. Müşteriler doğa dostu bir araba aldıklarını düşünürken yasal nitrojen oksit oranının 35 kat fazlasını atmosfere salarak, küresel ısınmaya katkıda bulundu.
Olayın ortaya çıkmasıyla önce Volkswagen’in alt markaları olan Audi, Skoda ve Seat’a yansıyan skandal ardından diğer Alman otomobil üreticisi BMW’ye de sıçradı. Ülkenin en prestijli şirketlerinden Daimler de emisyon değerleriyle oynamakla suçlanıyor.
Geçen yıl 202,5 milyar euro satış yapan VW yönetimini Kuzey Kore’nin yönetim şekline benzetenSüddeutsche Zeitung, şirketin otokratik liderlik tarzıyla, işlevsel bir yönetim şeklinden uzak yönetildiğini belirtiyor. Şirketin kendini tüm dünyadan izole ettiğini, mühendis kadrosunun çevreyle ilgili yasa ve düzenlemelere karşı ciddi bir düşmanlık beslediği kaydediliyor.
Aslında hileyi ortaya çıkartan VW’e karşı 18 milyar dolarlık dava açan EPA (Environmental Protection Agency) değildi, International Council on Clean Transportation’ın VW’nin başarılarını inceleyip taklit etmesi için işe aldığı mühendisler durumu tesadüfen ortaya çıkardı.
Kapitalizmin mülkiyet yasaları altında şirketler, kendi geliştirdikleri yazılımlarla topluma ve doğaya ne kadar zarar verirlerse versinler, hiçbir şeffaflığa gerek duymadan bu yazılımların tüm haklarına tek başlarına sahipler. ABD’nin düzenleyici kurumları, bu şirketlerin sadece beyanlarına dayanarak bu şirketleri denetliyor.
Kapitalizmin sadece bir haftaya sığdırdığı bu skandallar, mevcut hukuk sisteminin zenginlerin mülkiyet haklarını korumaktan ibaret olduğunu gösteriyor. Bunu söyleyen sadece sosyalistler değil. Nasdaq.com’da bir yazar, “Kapitalizm için kötü bir haftaydı” diye yazdıktan sonra yazısına Marx’ın ünlü cümlesini eklemiş: “Kapitalizm, yok oluşunun tohumlarını kendi içinde taşır.”
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022