Taha Akyol
Sayın Hamza Yerlikaya hiç şüphesiz “asrın güreşçisi”dir, defalarca bayrağımızı göndere çektirmiş, İstiklal Marşımızı çaldırmıştır.
Elbette kendisiyle iftihar ederiz.
Fakat kamu bankalarının yönetim kuruluna atamalarda böyle bir kıstas var mı?
Bir AK Parti milletvekili bu atamayı savunarak şöyle konuşmuştu:
“Hamza Yerlikaya gibi bu vatanı seven bütün sporcularımıza ne yapsak azdır. Eğer Hamza’dan rahatsız oluyorsanız vatan sevginizden şüphe etmeniz lazım.”
İyi de vatanseverliğin asıl gereği, devlette liyakat ilkesini hakim kılmak değil midir?
Hem, pek çok vatansever ve başarılı sporcumuz var; her birine yönetim kurulu üyeliği bulabilir miyiz?..
YÖNETİM SORUNU
Aslında sorun kişisel atamaların ötesinde ciddi bir yönetim sorunudur. Kurumlar, kurallar, vatanseverlik ve iktidarın sıkça telaffuz ettiği İslami değerler gibi kavramlar üzerinde ciddiyetle düşünmemizi gerektirmektedir.
Hamza Yerlikaya eski AK Parti milletvekili olmasaydı bu atama yapılır mıydı?
Geçen dönemlerde milletvekili olmuş veya seçimlere girip kaybetmiş AK Partili isimler yüksek yargı üyeliklerine, yüksek bürokrasiye, kamu bankalarının yönetim kurullarına, bakan yardımcılıklarına atanıyor.
İster istemez Yerlikaya’nın eski AKP milletvekili olduğu geliyor insanın aklına.
Yüksek makamlarda yüksek maaşlı bir görevi olduğu halde, ikinci, üçüncü yüksek maaşlı kurul üyeliklerine atamalar yapıldığına dair sık sık haberler çıkıyor.
CB hükümet sisteminde, Bakan Yardımcılığı diye makamlar ihdas edilmesi de bu bakımdan ilginçtir.
CB SİSTEMİNDE
Devlet ve idare geleneğimizde “müsteşarlık”lar vardı. Hizmet kademelerinden yetişerek gelmiş, yılların tecrübesine sahip vasıflı bürokratlardı.
Donanımlarıyla devlette devamlığı temsil ederlerdi.
CB sisteminde bu kaldırıldı, “Bakan yardımcılığı” makamı ihdas edildi. Seçim kaybetmiş AK Partililer veya siyaseten tercih edilmiş isimler atanıyor.
Elbette değerli isimler var ama ‘siyaseten’ atanmış isimler çok.
Hele de sayıları bilinmeyen ‘başdanışmanlık’ kadroları…
İktidar farkında mı? Gittikçe daha fazla ödüllendirme yapmak, daha çok ödül makamları ihdas etmek ihtiyacını duyuyor; bu iyi işaret değildir.
“Hukuki rasyonel bürokrasi”nin özellikleri olan liyakat, ehliyet, uzmanlık, kıdem ve terfi gibi kavramların bozulmasının işaretidir. İsterseniz Koçi Bey Risalesi’ne bir bakın…
TUNUSLU HAYRETTİN PAŞA
Daha yakın bir tarihte, Sultan Abdülhamid’in reformist sadrazamı Tunuslu Hayrettin Paşa… Abdülhamid’e verdiği reform layihalarında hep “devletimizdeki intizamsızlık” sorununu vurguluyor, bunu gidermek için devlette “yetki ve sorumlulukların” sadakat değil liyakat ilkesine göre ve emirle değil kanunla tespit edilmesini öneriyordu… Kurallar ve kurumlar devleti yani…
Abdülhamid ise “sadakat”i esas alıyordu, reform önerisini kabul etmemişti.
Tunuslu Hayrettin Paşa da İslamcıydı ama dünyadaki gelişmeleri çok iyi izleyen, açık fikirli ve hukuk formasyonu yüksek bir aydındı. Sonra çekip gitti maalesef.
Bekir Karlığa Hocamızın “Tunuslu Hayreddin Paşa ve Tanzimat” kitabını önemle tavsiye ederim.
EMANETİ EHLİNE VERMEK
İslam’da “emaneti ehline vermek” şeklinde bir ahlaki tavsiye vardır. Tarihte “kurallar ve kurumlar” haline gelmediği için kimileri uymuş, kimileri uymamış…
Kanunla objektif tanımlar yapılmazsa, işimize geleni ‘ehliyetli’ saymak çok kolaydır.
Vatanseverlik diyerek, devrim veya dava diyerek, devletin âli menfaatleri diyerek en olmadık liyakatsizlikler bile savunulabilmiştir.
Hatta, kuralların ve kurumların güçlenmesini bırakın, bir KHK ile, bir CB Kararnamesi ile kurumların yapısal kurallarını değiştirip siyasi atamalar yapmak bu sistemde çok kolay.
‘Bağımsız’ Merkez Bankası’ndaki atama şartlarının değiştirilmesi, rektörlük şartlarının değiştirilmesi bunun örnekleri…
Demek ki, İslami olsun, felsefi olsun soyut değerler yeterli değil. Öyle konuşup aksini yapmak her zaman mümkün.
“Devletteki intizamsızlığı” gören merhum Cevdet Paşa taa yüz elli yıl önce “devlet-i muntazama” demişti; yani muntazam devlet, kurallarla ve kurumlarla muntazam işleyen devlet…
Şimdi ise 2020 yılındayız!
Kısaca, tek çıkar yol bütün denetim kurumlarıyla modern hukuk devletidir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025