Yıldıray OĞUR
98 yapımı filmde iki zıt karakterli kardeş televizyon izlerken Pleasantville adlı siyah beyaz dizinin içine düşerler. Pleasantville, bir mutluluk kasabasıdır, bütün aileler mesut, bütün çocuklar başarılı, bütün sofralar tıka basa doludur. Şehirde her şey tıkır tıkır işler. Suç yoktur, trafik yoktur, Yağmur yağmaz, şimşek çakmaz. Cinsellik yoktur, tıka basa dolu kütüphanedeki kitaplar da boştur...
Geçen hafta Ankara’da resepsiyonu, Adli Yıl açılışlarında bürokratların paralel devlet performanslarını izlerken insan Pleasantville’i hatırlıyor. Bütün bir memleket aylardır bu mevzuyla sarsılırken, onlar mutlu mesut kasabalarında, Devlet Mahalleleri’nde sorunsuz yaşayıp gitmektelermiş meğer…
Hesap vermeleri gereken bir mevzu hakkında bu kayıtsızlıkları bir tarafa, bir de üstüne atar yapmasınlar mı?
Eh birinin Pleasantville’e girip hayatın gerçekleriyle onları tanıştırması gerekiyormuş demek...
İstanbul’da kıdemli bir avukata gitseniz, Yargıtay’a gitmiş davanızla ilgili, hangi dairenin cemaatin elinde olduğunu sorsanız, size şap diye daireleri sıralar hatta üstüne size bu işi halledebilecek paralel hukuk bürolarının adlarını verir. Ama Adli Yıl açılışında konuşup yargıya siyasi müdahalelerden bahseden Yargıtay Başkanı’nın bu iddialar umurunda değildir.
Hakimler görmedikleri dosyalar için Twitter’da “Selam örgütü çözüldüğünde Pers yayılmacılığının derin kökleri de sökülmüş olacaktır” yazar, savcılar Başbakan’a hakaret eder, sonun Kaddafi gibi olacak, diye tehdit eder, “Açılım sürecindeki ihanetler o kadar büyük ki” diye eser gürler, HSYK’nın dairesi haklarında tek bir soruşturma izni veremez, ama Yargıtay Başkanı’nın Devlet Mahallesi’ndeki mutlu mesut Pleasantville’nde internet çekmediği için o bunlardan da haberdar değildir ve Adli Yılı İsveç Yargıtay’ının başkanı gibi açar.
Subayların eşlerinin saçı peruk mu gerçek mi, topuklarında namaz izi var mı yok mu, içki içer mi içmez mi konularında ihtisas sahibi bir ordunun komutanı, Wikileaks belgelerinde bütün dünyanın okuduğu, sokaktaki insanların bile “şöyle şöyle yapıyorlar” diye tarif ettiği ordudaki paralel yapılanma hakkında “Konuyla ilgili MİT ve Emniyet’ten bilgi istedik, gelmedi. İmzasız ihbarla işlem başlatmayız” deyip işin içinden çıkıverir.
Peki habersiz kuş uçmaması gereken karargâhlarınıza muhtelif kargo uçakları inip kalkarken “siz ne yaptınız, hangi idari soruşturma açtınız, iddialarını soruşturdunuz mu? Yalansa çıkıp yalan dediniz mi? Yoksa muhtemelen bir paralel cuntayla birlikte yaşıyoruz da farkında değil miyiz” soruları nizamiyenin kapısından bile giremez.
En acayibi, 2010 referandumunda halkın yüzde 58’inin yargı sistemimizin tepesinde bir temyiz mahkemesine çevirdiği, büyük bir sorumluluğu emanet ettiği Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı’nın sözleri.
Ayyuka çıkmış iddialar hakkında doyurucu bir cevap vereceğine, kurumundaki paralel yapılanma hakkında "Bana da fişleme usulü bir liste geldi ve ben o listeyi kaldırdım attım, bütün kuruma ilişkin bir listeydi. Ne imza var ne bir şey var hiçbir şey yok. Kendine göre bir fişleme yapmış” deyip atar bile yaptı.
Halbuki daha bir ay önce kuruma bizzat kendisinin aldığı, Harvard’da Soas’da eğitimini tamamlamış raportör Doç. Dr. Emir Kaya kamuoyuna açık bir mektup yazıp şöyle demişti: “Fethullah Gülen cemaati olarak bilinen oluşum, Mahkemenin tüm resmî ve gayriresmî noktalarını ele geçirmiş, yumuşak-sert yöntemlerle nüfuzunu arttırmış, kendi plan ve gündemlerini en belirleyici unsur hâline getirmiştir. Bu durum, kurum içi haksızlıklar sistematiğinin olduğu kadar, büyük ölçüde kontrol altında tutulan ve kamuya açık olmayan yargılama süreçlerinin de ana etkenidir.”
Peki, haklı olarak imzasız ihbar mektuplarına, fişlemelere karşı çalışanlarını koruyan Haşim Kılıç, raportörünün isim, rakam, olay vererek anlattığı bu ciddi iddialarıyla ilgili ne yaptı? Herhangi bir idari soruşturma açtı mı? İnceleme yaptırdı mı?
Hayır, raportörü işten çıkardı.
Peki Haşim Kılıç’ın aylardır etrafta dolaşan şu sorulara en yüksek mahkemenin başkanı olarak mugalata, hukuk devleti demagojisi dışında bir cevabı var mı?
Gerçekten de Anayasa Mahkemesi’nin genel sekreteri, genel sekreter yardımcıları, bütün başraportörleri aynı cemaatin üyesi mi? Neden sadece onlar AİHM’ye staja gönderildiler? Bu tuhaf bir durum değil mi?
Mahkemenin bireysel başvuru hakkına bakan mekanizmasındaki idari kadrosunun hepsinin cemaatten olduğu doğru mu? Bu bir rastlantı mı? Fethullah Gülen aleyhine bir bireysel başvuruda bu sistemin adalet sağlayacağını garanti ediyor musunuz?
Her pazartesi saat 09.00’da mahkemede cemaatin AYM istişaresi yaptığı iddiası doğru mu? ABD Yüksek Mahkemesi’nde Mormonların ya da AİHM’de Opus Dei tarikatı üyelerinin benzer toplantıları var mıdır?
Başvurular hakkında uzman olmayan üyelerin birbirinden habersiz gibi benzer raporlar yazan başraportörler ve raportörler tarafından yönlendirildiği doğru mu?
Aksi bir örnek olan Balyoz kararında raportörlerin direnmesine rağmen kamuoyu beklentileri yüzünden karar verildiği iddiaları için ne diyorsunuz?
Twitter kararında CHP’li vekilin başvurusunun bir gün sonra incelemeye alınması, üyelerin okumadan kararın verilmesinin arkasında herhangi gibi siyasi motivasyon, mesaj verme kaygısı, organizasyon var mıdır?
HSYK’nın cemaatçi bilinen üyelerinin yakın akrabalarının mahkemede başraportör, raportör, üst düzey idari memur olarak görev yapması rastlantı mıdır, bu iki kurum arasındaki tuhaf paralellik rutin midir?
HSYK üyesi Ahmet Hamsici'nin hükümete karşı yaptığı deklarasyonun aç bir Anayasa Mahkemesi başraportörü tarafından yazıldığı doğru mudur? Bu deklarasyon üzerine bir değerlendirme yazması için aynı raportöre görev verdiğiniz doğru mu?
Mahkeme’deki bir törende "Yasamayı da, yürütmeyi de, yargıyı da hizaya soktuk, sokacağız" dediğiniz doğru mu? Söylediyseniz bu sözleri güçler aykırılığı ilkesiyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?
En son yaptığınız konuşmayı cemaatten olduğu söylenen bir raportörün hazırladığı iddiaları gerçek midir?
Mahkeme raportörlerinin yüzde 60’ının aynı cemaatin mensubu olması, 15 cemaatçi raportör yardımcısının 5 yıl sonra raportör olup 40 yıl kurumda kalmayı garantileyeceği iddiaları dedikodu mudur, bu iddialar soruşturulmayı hak etmemekte midir?
Ülkenin en önemli mahkemesinin bir cemaat tarafından ele geçirilmesi, 40 yıllık kadrolarının şekillendirilmesi gibi iddialar “yırtıp attım”la üzerini kapatabileceğiniz iddialar mıdır? Bir hukuk devletinde böyle paralel kadrolaşmaya izin verilir mi? Bu her vatandaş için endişe verici değil midir?
Bir sene sonra emekli olacağınız Anayasa Mahkemesi’ni Kemalistlerden alıp Gülenistlere teslim etmek bir liberal demokrat bir hukuk adamı için övünç kaynağı mıdır?
Sorumlu olduğunuz 70 milyon vatandaşa bir açıklama borcunuz yok mu?
Ve son soru: Pleasantville filmini izlediniz mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025