Akın ÖZÇER
Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Theresa May, Başkan Donald Trump’ın Washington’da kabul ettiği ilk yabancı devlet temsilcisi olma onuruna erişti. Bu aslında iki ülkenin 200 yılı aşkın bir geçmişe uzanan, zaman içindeki iniş ve çıkışlara karşın silahlı çatışmadan sağlam bir ittifaka evrilmiş, hatta Winston Churchill’in ünlü Fulton diskurunda dile getirdiği gibi “özel ilişki” (special relantionship) niteliği kazanmış olan tarihi bağları dikkate alındığında şaşırtıcı bir buluşma değildi. Trump’un dış politikasının dümenini yeni ufuklara kırdığı ABD ile Brexit kararını hayata geçirmeye hazırlanan BK’nın bu koşullarda daha da yakınlaşmaları doğaldı.
Doğal olmayan Obama doktrininin iki ülke arasındaki bu özel ilişkiyi tehdit etmiş olmasıydı. Nitekim 2015’in Nisan ayında Kongre’ye gönderilen notta Obama yönetiminin stratejik öncelikleri arasında BK ile ilişkiler yer almıyordu. Ayrıca Kongre Araştırma Servisi’nin (Congressional Research Service) Brexit referandumu öncesinde hazırladığı belgede de BK’nın AB’den çıkmasının ülkede yol açacağı siyasi ve ekonomik sorunlar vurgulanıyordu. Başka bir deyişle Obama, Trump’un önceki gün dile getirdiği gibi ne Brexit’i “harika”, ne de bu kararı alan BK halkını “akıllı” ilan edecek bir yerde duruyordu.
Barack Obama ayrıca Brexit referandumu ertesinde istifa etmek zorunda kalan Cameron ile ABD’nin özel ilişki içinde olduğu bir ülke Başbakanı ile olması gereken bir ilişki kurmadı. Geçen yıl The Atlantic’ten Jeffrey Goldberg’e verdiği mülâkatta Kaddafi’nin düşmesinden sonra Libya’da oluşan kaostan Cameron’un sorumlu olduğunu söyledi. Hatta Cameron’u birçok şeyden ötürü “dalgın” olmakla suçladı. Bu nedenle Trump-May görüşmesiyle iki ülke arasındaki tarihi özel ilişkinin yeniden canlandığını vurgulamakta yarar var.
Aslında “özel ilişki” Atlantik’in iki yakasında aynı şekilde algılanmıyor. Bu kavram Birleşik Krallık’ ta “British” kimliğinin bir parçası olarak görülürken, ABD cephesinde 70’li yıllardan bu yana çok tartışılıyor. Örneğin Time 1970’de bu konuda şöyle yazıyordu: “BK’nın büyük devlet statüsünü hızla kaybederek ikinci sınıf ülke konumuna gerilemesi, ABD ile ittifakını dengesiz ve yararsız hale getirdi. “Time’a göre, BK imparatorluğunun son kalıntılarını tasfiye ederken, ince diplomasisi de Amerikan politikaları üzerindeki etkisini kaybetmeye başlamıştı.
O dönemde BK’nın küresel başarısızlığı genel kabul görmekteydi. Öyle ki bir Amerikalı açısından BK’nın küresel rolü “dünya çevresinde dönen bir kelebeğin kanat çırpmasından” ibaretti. Bu trajik gerilemeyi Thatcher durdurmuş, BK ile ABD arasındaki özel ilişki, Demir Leydi’yi Ronald Reagan’la vals yaparken gösteren ünlü fotoğrafın temsil ettiği gibi, bir süre için yeniden sağlamlaşmıştı. O yıllarda patlak veren Falkland (Malvinas) krizi de Britanya Aslanı’nın tüm pençelerinin dökülmediğini ve ikinci sınıf bir dünya gücü sayılamayacağını ortaya koymuştu. Ama bu durum, yukarıda da belirtildiği gibi, Barack Obama yönetimiyle birlikte BK aleyhine yeniden değişmişti.
Geçen yıl iki ülkede meydana gelen iki “inanılmaz gelişme” ise her şeyi BK lehine bir kez daha değiştirecekti. BK’da 23 Haziran’daki Brexit referandumu anketlerin gösterdiğinin aksine “leave” opsiyonunun zaferiyle sonuçlanacak, 8 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerini de favori olmayan Donald Trump kazanacaktı.
Theresa May, ABD seçimleri sonuçlanır sonuçlanmaz Facebook hesabından iki ülke arasında mevcut özel ilişkiyi vurguladı: “BK ve ABD’nin özgürlük, demokrasi ve hür teşebbüs üzerine kurulmuş, kalıcı ve ayrıcalıklı ilişkileri var. Ticaret, güvenlik ve savunma alanlarında yakın ve güçlü ortaklarız ve öyle de kalacağız.”
May’in Washington ziyareti öncesinde Amerikan-Britanya ekseninin güçleneceği, tarihi özel ilişkinin canlanacağı öngörüsünün NATO’yu artık “miadını doldurmuş” bir ittifak olarak gören bir ABD Başkanı ile ne kadar mümkün olacağı soru işaretiydi. Ama ikilinin düzenlediği basın toplantısında May’in yaptığı “Trump yüzde yüz NATO’nun arkasında” açıklaması bu soru işaretini bir nebze ortadan kaldırdı. BK için Avrupa’dan siyasi, ticari ve ekonomik kopuş ortak “güvenlik” boyutunun da ortadan kalkması gerektiği anlamına gelmiyordu. Kaldı ki Trump yönetiminde başta Savunma Bakanı James Mattis gibi şahsiyetler, NATO ile ilişkileri ve özellikle Atlantik İttifakı’nın direği BK’nın savunmasını bir kenara bırakmayacaklardı.
Bununla birlikte, canlandırılmış Amerikan-Britanya ittifakında artık bazı şeyler değişiyordu. May’in açıklamasına bakılırsa, ABD ve BK bundan böyle “egemen devletlerin içişlerine” karışmayacaklardı. Doktrin değişikliği açıklaması, Trump’ın “ABD artık dünya jandarması olmayacak” sözleriyle de örtüşüyordu. May bu sözleri Philadelphia’da Cumhuriyetçi Parti üyelerinin katıldığı bir konferansta sarf etmiş ve aynen şunları söylemişti: “BK ve ABD’nin kendi imajlarına uygun bir dünyayı yeniden yaratmak için egemen devletlere müdahale ettikleri dönem artık bitti.” May’a göre 90’lı yıllardan bu yana Irak’a, 11 Eylül’den sonra Afganistan’a müdahaleler gibi “geçmişteki hataları yinelememek” ama “gerçek tehditler karşısında da hareketsiz kalmamak” gerekiyordu.
Amerikan-Britanya özel ilişkisinin yeniden canlandırılmasıyla Batı’da oluşan bu Anglosakson eksen ve söylemindeki bu değişikliğin uygulamada tam olarak ne anlama geldiği önümüzdeki dönemde açıklık kazanacak kuşkusuz. İttifakın bu aşamada somut veçhesini AB’den ayrılan BK’nın ABD ile ikili bir serbest ticaret anlaşması yapma gereksinimi oluşturuyor. Ama tabii BK AB ile ilişkilerini resmen kesene kadar -ki yaklaşık iki yıl alabilir- bu konuyu müzakere dahi edemiyor. Bununla birlikte böyle bir anlaşmanın imzalanması ve Trump’ın pek de sıcak bakmadığı görülen AB ile Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTİP) ile Serbest Ticaret Anlaşması’nın (TAFTA) rafa kaldırılması halinde, Transatlantik ilişkilerde olduğu gibi, Avrupa içinde de dengelerin BK lehine ya da AB aleyhine bozulacağına kuşku yok.
Başbakan Theresa May, Washington ziyaretinin hemen ardından Ankara’ya geldi. Bu ziyaret ilk bakışta güçlenen Amerikan-Britanya ittifakının Türkiye’ye atfettiği önemin işareti gibi görünüyor. Türkiye-BK ilişkileri açısından değerlendirildiğinde, Londra açısından öncelikli hususun ABD ile olduğu gibi Türkiye ile de ikili serbest ticaret anlaşması, ayrıca ekonomik bağların güçlendirilmesi olduğu söylenebilir. Örneğin Le Monde gibi Trump (ve Erdoğan) karşıtı bir gazetenin “Theresa May: Washington’da bir Avrupalı” (Theresa May, une Européenne à Washington) başlıklı başyazısının eleştirel nitelikli değerlendirmesi bu yönde.
Aslında Le Monde ’un Trump karşıtlığı nedeniyle ABD ile BK arasında yeniden canlanan özel ilişkinin geleceğine dair beklentisi de iyimser değil. Gazete Trump ile May’in birbirlerine yakınlaşma ihtiyacını kabul etmekle birlikte aralarında görüş ayrılıkları bulunduğunu, BK’nın çıkarının AB’nin devamından yana olduğunu, ABD Başkanı’nın ise tam da aksini dilediği izlenimi edinildiğini yazıyor. Bu bağlamda Churchill’den bu yana idealize edilen özel ilişkinin geleceğinin de Trump’ın öngörülemeyen kişiliğinden ötürü belirsiz olduğunun altı çiziliyor.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018