Aydın ENGİN
Bir avuç değil çok avuç İstanbullu bir araya geldi; kafa kafaya verdi, kafasının basmadığına itiraz etti, düzeltilinceye kadar direndi;kafasının almadıkları için bir değil bir çok bilen, uzman buldu, danıştı; tam altı ay boyunca çalıştı ve ortaya bir sözleşme çıktı: İstanbul Sözleşmesi!..
Kendilerini “İstanbul Hepimizin Girişimi” diye adlandıran su katılmamış ölçüde sivil bir hareketin hazırladığı bir sözleşmeden söz ediyorum. Bir hafta kadar önce T24 sözleşmenin tam metnini yayınlamıştı. Gözünüzden kaçtıysa tıklayın ve okuyun.
Okudunuz mu? (Okumadınızsa dönün bir satır yukarıya, tıklayın ve mutlaka okuyun…)
* * *
Sözleşme kent yönetiminde galiba bir ilk. Çünkü belediye yönetimine gelip kenti yönetmeye aday olanlardan isteklerini, seçmen olarak koşullarını sıralamakla yetinmiyor; yerel yönetimlerde katılımcı demokrasinin gereklerini yerine getirme kararlılığını ilan ediyor.
Hedeflerini pek yalın özetlemişler:
“İstanbul Sözleşmesi, ortaya koyduğu yeni yaklaşımla, mahalleyi, ilçeyi, kenti istediği gibi yönetme ve kullanma hakkını elinde tuttuğunu düşünen yerel ve merkezi yöneticilere ‘artık son’ diyor. Girişim, yerel seçimlerde her partiden adayın bu anlayışı benimsemesi için çaba gösterecek ve seçilecek yöneticilerin bu zihniyete uygun olarak çalışmasını takip edecek.”
Aktardığım paragraftaki son iki sözcüğün altını çizmek gerek: Takip edecek!..
* * *
Yerel seçimlere şunun şurasında 66 gün kaldı. 67. gün sandık başına gidilecek.
Soruyu “Acep bu yerel seçimde hangi partiye ve hangi adaya oy vereyim” diye koyarsak bugüne kadar olanı bir dört yıl daha yaşamaya razı olmuşuz demektir.
İstanbul Sözleşmesi farklı bir soruya ebelik ediyor:
- Bu yerel seçimde benden oyumu isteyenler Sözleşme’yi eksiksiz olarak benimsediklerini ilan ediyorlarsa ve dört yıl boyunca alacakları bütün kararlarda benim de katılımımı sağlayacaklarsa oyumu alabilirler. Yoksa oy da yok !..
Aslında daha kestirme de sorulabilir:
- Beton, asfalt, egzoz gazı, trafik kuyruğu, her boş alana çok katlı ve beton insan siloları dikilen, insanların boş vakitlerini AVM’lerde geçirmeye zorlandığı, bir kentte yaşamak istiyor muyuz, istemiyor muyuz?
Ben istemiyorum. İstanbul sözleşmesini o yüzden imzaladım.
Siz ?
* * *
Bu yazı sadece İstanbullu okurlara seslenen bir yazı değil. Hiç değil.
Alın sözleşme metnini, başına –meselâ- Muğla sözleşmesi, Adana sözleşmesi, Siirt sözleşmesi, Trabzon sözleşmesi, Zonguldak sözleşmesi, Kırklareli sözleşmesi koyun. Hasılı hangi kentteyseniz o kentin sözleşmesi yapın.
Sakın akıl verdiğimi düşünmeyin. Şimdiden pek çok kentte oy avcılığına tenezzül etmeyen, katılımcı demokrasiyi savunan, Sözleşme’yi benimseyen adaylar çıktı. Batman’da, Antalya’da seçmen yurttaşlar kolları çoktan sıvadı. Harıl harıl imza topluyorlar. Rize’de bir aday Sözleşme’yi seçim programının merkezine yerleştirdi…
Bence siz şu Sözleşme’yi imzalayın ve imza atınca görevini yapmış gibi rehavete kapılmadan siyaset cambazlarına ders verecek bir yurttaşlık, bir hemşehrilik sınavına hazırlanın…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021