Aydın ENGİN
Bekçilere silah taşıma dahil polis memurlarının hemen bütün yetkilerinin verilmesine ilişkin yasa tasarısı Meclis gündeminde ve yasalaşmasının eli kulağında.
Arkadaş sohbetlerinde başlayan bir kuşku, hatta kaygı ve hatta korku sosyal medyada dillendirilmeye başladı. Yakında gazete yazılarına konu olacak; hatta belki olmuştur bile.
Söylenen ne?
Bekçiler silah taşıyacak, devletin zor kullanma tekelinin bir parçası olacak, kimlik sorgulayacak, üstbaş arayabilecek, toplumsal olaylara müdahale edebilecek, araç durdurabilecek, "ehliyet, ruhsat" diyebilecek, bagaj arayabilecek…
Eee, bunları tümünü polis yapabiliyor, bir de bekçiler yapsa ne olur?
Aralarında uçurumlar mı var?
Nitekim İçişleri Bakanlığı açıklama yaptı, "Bekçilerin yüzde 92’si lise ve üstü okullardan mezun" dedi.
Eeee? Rahatlayalım mı yani?
Sorun bekçilere bu yetkilerin verilmesiyse ve bundan ibaretse bence rahatlayalım.
Ama çok daha ürkütücü bir soruyu da tartışalım…
* * *
Ordu olabileceği kadar "ehlileştirildi". Genel Kurmay başkanından nizamiye nöbetçisine kadar Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandı. Jandarma’nın başında artık dört yıldızlı bir general değil, onun da üstü konumunda olan içişleri bakanı var.
Bütün bu köklü değişiklikler orduyu başına buyruk ve kendini devletin sahibi sanan bir güç olmaktan çıkarıp seçilmişlerin yönetimine bağlayan ve böylece Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana sürüp giden "askeri vesayet rejimi"ne nokta koyan uygulamalar, adımlar ise demokratik bir kazanım olarak desteklemek gerekir.
Ama ya bundan ibaret değilse?
Çok daha uğursuz ve bir vesayet rejimini yıkıp yerine "başka bir vesayet rejimi" inşa etme planının ön adımlarıysa?
Hatırlayın, bu yılın hemen başında toplanan "Şehir Güvenliği Sempozyumu"nda konuşan AKP Reisi ne dedi?
"...içerideki güvenliği de sadece kolluk kuvvetleriyle sağlayamayacağımız bir dönemdeyiz…"
Bu ne demek? Polis, jandarma yetmiyor. Daha büyük bir kolluk kuvveti lazım.
* * *
En geç 1923’te genel seçim var. Üstelik "AKP 1923’e kadar dayanamaz. Bir erken hatta baskın seçim mümkün" diyenler var ve haksız da değiller.
Erken ya da baskın ya da zamanında, o seçimde sadece milletvekilleri değil, cumhurbaşkanı da seçilecek.
Ve bugünden hiç duraksamadan söylemeliyiz: AKP’nin Meclis’te tek başına iktidar olmasına yetecek bir çoğunluk bir yana, AKP’nin Reisi'nin yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi bile pek mümkün değil.
Peki demokrasinin en biçimsel yanına, yani sandığa indirgenmiş bir seçimde AKP "Sandıktan çıkamadım. Demokrasinin gereği budur. İktidarı kazanana devrediyorum" diyecek midir?
Soruya Siyasal İslam'ın 200 yıllık iktidar susuzluğunu 2002‘den beri kana kana giderdiğini ve artık iktidarı yitirmeye asla yanaşmayacağını göz önüne alarak ve AKP’nin tarikatların, islamı vakıfların siyasal temsilcisi olduğu gerçeğine bakarak cevap arayalım.
Siyasal İslam iktidarını demokratik yollardan devam ettiremezse ne yapar?
Peki, demokratik olmayan yollarla iktidarı sürdürmek ne gibi güç ve yöntemlerle mümkün olabilir?

Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021