Baskın ORAN
Nüfusumuzun %89,5’i Müslüman, %4,5’i deist, %2,7’si agnostik (Tanrı var mı yok mu emin olamayan), %1,7’si de ateist.
Bunlara ilaveten bi de Gayrimüslimler (veya E. Mahçupyan’ın terimiyle gayrivatandaşlar) var ama onların oranını artık 1000’de 1’e indirdiğimiz için saymasak da olur.
Buradan çıkan sonuç: Türkiye, “kahir ekseriyet”le Müslümandır.
***
Bunu, Diyanet’in, daha da önemlisi, AKP Gn. Bşk. ve Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın söz ve eylemlerinden anlıyoruz.
Geçen hafta da kısaca yazmıştım, CB Erdoğan TV’den de izlediğimiz bir hatim indirdi. Meğer hep yapıyormuş ama, övünmemek için olacak, bizlere duyurmuyormuş. Bunu TGRT spikerinin ifadesinden anlıyoruz: “Kabine toplantısı öncesinde günlük hatim mukabelesini yaptı.”
Spiker devam ediyor: “Ramazan ayının henüz 18. günü olmasına rağmen 15 gün içinde Kur’an-ı Kerim’in 25. cüzüne kadar gelmesi ve hatmetmeyi bitirmesine 5 cüzünün kalmış olması, sosyal medyada büyük beğeni topladı.”
(Bu durum size Trump’ın, İncil’i yukarı kaldırıp kilise önünde fotoğraf çektirmesini hatırlatmasın. Dolayısıyla, CB Erdoğan’ın dini siyasete alet ettiğini düşündürtmesin. Orası Amerika, burası Türkiye. Orada Trump’ın bu hareketini, Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın bir tür karşılığı sayılabilecek Washington DC Piskoposu M. E. Budde bizzat protesto etti: "Açık olayım; Başkan İncil’i kullandı. Yahudi-Hıristiyan geleneğinin en kutsal metni, ayrıca benim piskoposluğumun kiliselerinden birini, iznim olmadan İsa'nın öğretilerine ve kiliselerimizin temelini oluşturan her şeye karşıt bir mesaj için zemin olarak kullandı.")
***
Yine CB Erdoğan, Osmanlı döneminde en yaygın adı Konstantiniyye olan ve bugünkü ismi (Rumca “şehre doğru/gidiyorum anlamında) İs tin Polin’den bozma İstanbul olan kentin fethi yıldönümünde önemli, bilgi verici bir konuşma yaptı:
"Ecdadımız, fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil, asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp, fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar (…) Bunlar, inanın dört dörtlük cahili cühela. Sorun bunlara fethin manası nedir diye, bilmezler. Fetih, açmaktır. Fetih, gönülleri özellikle kazanmaktır. Ama bunlar bunu bilmezler.”
Cahili cühela gibi gözükmeyeyim ama, bir miktar okuyup-yazmışlığım olmakla birlikte ben de bilmiyordum “fetih”in gönülleri kazanmak demek olduğunu.
***
CB Erdoğan, Osmanlı’nın Bizans’ta “beklenen bir kurtarıcı gibi” karşılandığını da aktardı: “İşte Fatih'in surlardan içeri girerken Rum bayanlarının 'Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz' deyişi bu hazırlığın bir ifadesidir."
Yine itiraf edeyim, bu sözü daha ilkokulda okumuştum ama “Rum bayanlarının” söylediğini şimdi öğrendim. Diğer yandan, bu sözün çok farklı bir ortamda ve amaçla söylendiğini sanıyordum ben. Şöyle ki:
Y. Beyazıt’ın Anadolu Hisarı’nı yaptırmasından itibaren Osmanlı saldırısının geldiğini gören Bizans, askerî yardım için Papalığa başvurmuş. Fakat Roma bu fırsatı ganimet bilip Ortodoks Bizans’ın Katolik Papa’ya bağlanmasını şart koşmuştu. Bizans da buna 1439’da mecburen boyun eğmişti.
Ben sanıyordum ki, 4. Haçlı Seferi’nin Konstantinopolis’i 1204’te yağmalayıp Ortodoks rahibelere toplu tecavüze kadar görülmedik bir mezalim yapması anılarının üzerine bi de bu dinsel aşağılanma olayı binince, Konstantinopolis Grandükü L. Notaras etmiştir bu sözü; “Rum bayanları” değil.
***
Ecdadımızın, fethettiği yerlerde “insanlık için iyi, doğru, güzel, faydalı, hayırlı olan ne varsa hepsine” sahip çıktığını dile getiren CB Erdoğan İstanbul’dan örnek verdi: "Ayasofya, dinî bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur.”
Demek ki bu 29 Mayıs’ta Fetih Suresi’nin Ayasofya’da okunması anlamsız değilmiş. Bu konu önemli; üzerinde durmaya değer. Önce, “Fetih hakkı” terimi:
Teorik olarak yaklaşırsak, İslam’da gaza diye bişey var: İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Gayrimüslimlere karşı yapılan kutsal savaş. Katılanlara gazi, ölenlere şehit, ele geçirilen mallara da ganimet deniyor. Ayrıca Hz. Muhammed'in vasiyeti var: "İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, konu fetheden asker ne güzel askerdir."
Pratik olarak yaklaşırsak: O kadar can alıyor/veriyor, masraf da ediyor; tabii ki bu fethin bi de hakkı olacak.
“Yerle yeksan edilmek yerine” meselesine gelince: Ben bunu da tam bilmiyormuşum. Şöyle sanıyordum: Fatih, Konstantinopolis’i D. Roma’yı yıkmak için fethetmedi. Osmanlı yapısı içinde diriltmek, kendisini de D. Roma İmparatoru yapmak için fethetti. Nitekim, kendisiyle birlikte kullanılmaya başlanan “Sultan-ı İklim-i Rum” (Roma İllerinin Sultanı) unvanı var. Kendi imparatorluğunu niye yerle yeksan etsin yahu?
Üstelik, yaptırdığı Topkapı Sarayı surları içinde kalan Aya İrini kilisesini, 300 m ötedeki Ayasofya’nın aksine camiye çevirmeyip, Ortodoks annesine kilise olarak muhafaza eden bir oğuldan bahsediyoruz. (Ayrıntı vermeden durmak güç: Bu annenin adı Mara Despina Hatun. Veya, meşrebinize göre tercih ederseniz, Hüma Hatun binti Abdullah. Yani, Allah’ın kulunun kızı. Cariyelerin babası Abdullah olarak kayda geçiyor.)
***
Fethin 567. yıldönümünde netice-i kelâm:
Konstantinopolis’in, kuşatma uzayınca yeniçerilere 3 günü aşmamak şartıyla verilen yağma izni sonucu ele geçirilmesi, 15. yy. ortamına tam oturan bir olaydır; o dönemde işler böyle idi. Diğer yandan, anlıyoruz ki Osmanlı toprak kazanmayı değil, çürümüş Bizans’a medeniyeti ve Hakk’ın dinini götürmeyi hedeflemiştir.
***
Şu anda günceldir diye yazdığım bu fetih konusunu artık burada bitirelim, çünkü şu sıralarda bambaşka bir konuyla uğraşıyorum: Emperyalizm. Batı’nın çeşitli ülke ve halkları işgal etmek için kullandığı meşrulaştırmalar özellikle ilginç.
Bir kere, “üstün” insanlar olarak, “geri halklar”ı medenileştirmenin, onlara “uygarlık” götürmenin “beyaz adamın sorumluluğu” olduğunu söylüyorlar. Bunun en tanınmış temsilcisi de “White Man’s Burden” (Beyaz Adam’ın Görevi; 1899) şiiriyle İngiliz şair Rudyard Kipling.
İkincisi, bu işi yapmanın “Tanrı’nın emri” (God’s Will) olduğunu söylüyorlar. Yani oralara gidecekler, Hıristiyanlığı götürecekler, putperestlere iman taşıyıp onların ruhlarını kurtaracaklar.
Nası meşrulaştırma ama!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024