Bayram ZİLAN
“Geçmişte yaşananları bugüne getirip özür lobisi kurmanın huzurumuza katkı sağlamayacağını da asla unutmuyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun halkının güvenini desteğini almış meşru bir devlet kendisine yönelen tehlikeleri bertaraf etmekle yükümlüdür. Hiçbir ahlaksız sürece müsamaha gösterilemez. Milleti bölmeye çalışanlara izin verilemez. 1937-38’de Tunceli’de baş gösterenler isyandır. Bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir.”
Yukarıdaki sözler Devlet Bahçeli’ye ait. Bahçeli, Dersim’e giderek bu sözleri sarfetti. Aslında o kadar yol gitmesine gerek yoktu. Zira biz zaten onun “Dersim Katliamı” ile ilgili neler düşündüğünü biliyorduk.
Biz zannettik ki, Bahçeli Dersim’e gidecek, birlik beraberlik mesajları verecek, Dersimlilerin acısını paylaşacak, o coğrafyada yaşayan vatandaşları bağrına basacak…
Oysa Bahçeli tam tersini yaptı. Dersim ziyareti (ki ona göre Tunceli) “Dersim Meydan Okuması”na döndü.Bahçeli, Dersim’i ziyarete değil, işgal etti.
Geçen sene Diyarbakır’a gittiğinde de aynısını yapmıştı. Diyarbakır’lılara meydan okumuş, Kürtlere posta koymuştu.
Ne var ki, bu gibi ziyaret(?)lerin Türkiye’nin değişim ve dönüşümüne maalesef hiçbir katkısı yok. Olmuyor. Türkiye siyaseti normalleşmesi gerekirken giderek iki kutuplu bir karaktere bürünüyor.
Bir tarafta “Eski Türkiyeciler” diğer tarafta “Yeni Türkiyeciler”
Türkiye’nin önümüzdeki dönem siyasi arenasında bu iki kanat var olacak. Bu tablo aynı zamanda iki partili sistemi de kaçınılmaz kılıyor ve deyim yerindeyse Türkiye, doğal olarak iki partili bir sisteme doğru ilerliyor.
2015 Seçimleri’nden sonra bu sistemi de facto olarak yaşayacağız.
Sivil Anayasa yazımında Eski Türkiye aklı ile hareket eden siyasi partiler bir kutupta, Yeni Türkiye aklı ile hareket edenler diğer kutupta yer alacak.
Sivil Anayasa istemeyenler, devletin milletin hizmetinde olmasını, değişimi ve yenileşmeyi hazmedemeyenler, devletin geçmişiyle yüzleşmesini kaldıramayanlar, çağa ayak uyduramayanlar, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri köhne ve arkaik bir akılla okuyanlar Eski Türkiye cephesinde yer alacak. Cuntacıların yaptığı tek tipçi, mezhepçi, etnikçi anayasaları savunacak. Ama yepyeni bir anayasa yapmak isteyenler, devleti milletin emrine vermek isteyenler, Eski Türkiye’nin günahlarıyla yüzleşmek cesaretini gösterenler, Yeni Türkiye cephesinde yer alacak. Ve vatandaşını tarif etmeyen, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasayı savunacak.
İki kutuplu siyaset, kendisine yeni bir paradigma açmak isteyen halkın iradesiyle ortaya çıkmış bir değişim iradesidir. Bu iradenin temsilciliğini bugün Ak Parti yapmaktadır. Bu iradeye direnen diğer partiler ise karşı cephede antagonistik bir ittifak yapmaktadır.
Türkiye’nin cari siyaset tablosu budur.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, yerel seçimlerde de durum buydu. Normal şartlarda birbirlerini bir kaşık suda boğabilecek bütün antagonizmalar, yenilikçi harekete karşı ittifak içerisine girdiler. Yan yana durdular. Birbirlerine oy verdiler, desteklediler. Sokaklara kol kola çıktılar, meydan okumaları birlikte yaptılar.
Önümüzdeki dönem, mevcut partilerin tabelaları bir bir inecek. Herkes tek çatı altında birleşecek.
Bu çatının adı ne olacak bilmiyorum.
Ancak şunu biliyorum.
Önümüzdeki dönem siyasi mücadelenin adı: “Eski Türkiye ile Yeni Türkiye mücadelesi” olacak.
İki kutuplu Türkiye siyasetine hoş geldiniz.
Twitter: @bayramzilan
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019