Celal BAŞLANGIÇ
Zırhlı araçlar; Polis ve Jandarma Özel Harekatı’yla ablukaya almıştı Nusaybin’in Abdulkadirpaşa Mahallesi’ni.
Tam Seyitler Camisi’nin hemen bitişiğinde bulunan ablasının evinin önünde vuruldu 50 yaşındaki Dilşah Ak. Oracıkta yitirdi yaşamını. Yanında elinden tuttuğu kızı Sevgi vardı. O da yaralandı.
Ablası Hafife Yıldırım gözlerinin önünde öldürülen kardeşi Gülşah’ın evlerinin önündeki zırhlı araçlardan açılan ateşle katledildiğini haykırıyordu.
Ama dinleyen kim! Hemen “yandaş medya” çözüvermişti olayı; “Yolda yürürken nereden geldiği belli olmayan bir kurşun isabet etti” diye.
Belli ki Mardin Valiliği “yandaş medya” kadar profesyonel yalancı değildi, 21 Şubat 2016’da durumu bir “mazeret”le açıklayıverdi:
“Nusaybin ilçemizde güvenlik tedbiri görevini icra eden bir zırhlı aracımızda oluşan teknik bir arızadan dolayı ateşleme mekanizması harekete geçmiş, olay sonucunda bir vatandaşımız hayatını kaybetmiş, bir vatandaşımız da yaralanmıştır.”
Bu da 16 Ağustos 2015’ten bu yana bir yıldır dokuz kentte, 35 ilçede 111 kez ilan edilen sokağa çıkma yasakları boyunca yaşamını yitiren 321’den fazla sivilden devletin valileri tarafından “resmi kurşunla” öldürüldüğü kabul edilen ilk ve tek örnekti. Bu kabulde de “teknik arıza” vardı ama katledilen Dilşah Ak’ın adı bile yoktu.
Aslında bu Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt sorununda 90 yılı aşkın süredir varolan bir “teknik arıza”sıydı ve hala sürüyordu.
Nusaybin’deki tel örgülerin bazısındaki yasak levhasında “girmek yasaktır” yazıyor.
NUSAYBİN’DE GÖZDE SPOR SLALOM!
Diyarbakır’dan Mardin’e, oradan da Suriye sınırının sıfır noktası boyunca uzanan tarihi İpek Yolu’na inmiştik. Amacımız bir yıl içerisinde tam yedi kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen, şiddetli çarpışmaların, ölümlerin, yıkımların olduğu Nusaybin’e varmaktı.
1 Ekim 2015’te başlayan yasakların ilk altısı üç günle 14 gün arasında sona ermişti. En uzun olanı sonuncusuydu. 14 Mart’ta ilan edilen yasak Nusaybin’de tam 134 gün, 24 saat aralıksız uygulanmış, 25 Temmuz’da sonlandırılmıştı. Şu anda sadece geceleri uygulanıyordu Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı.
Sınır boyunca uzanan Berlin-Bağdat Demiryolu ayırıyordu bu bölgede Suriye’yle Türkiye’yi. Sınır boyunca her 500 metrede bir nöbetçi kuleleri, her 100 metrede bir avcı çukuru, mayın tarlaları, iz tarlaları vardı Türkiye tarafında.
Sokağa çıkma yasakları, çatışmalar boyunca Habur sınır kapısına uzanan İpek Yolu aylarca kapalı kalmıştı. Irak Kürdistanı’na ve ötesine mal taşıyan kamyonlar, TIR’lar bozuk ve dar olan Midyat-İdil yolunu kullandılar. O yol da İdil’de, Cizre’de, Silopi’de çatışmalar olduğu zaman kapanıyordu. Kilometrelerce kuyruklar oluşuyordu.
Şimdi aynı güzargahta sadece arama noktalarında kuyruk var. Nusaybin’in girişleri ve çıkışlarında kontrol noktaları oluşturulmuş. Araçların içindeki çantalar, valizler kontrol ediliyor. Arama yapan güvenlik güçlerinin elinde bir tür okul yıllığına ya da fotoğraflı kataloğa benzeyen bir defter var. Araçlardakileri de bu defterdeki fotoğraftan kontrol ediyorlar. Bunun nasıl birşey olduğunu sonradan kentteki avukatlardan öğrenecektik.
Sorunsuz girdik ilçeye ancak esas büyük sorunun yedi defada yaklaşık 165 gün kesintisiz 24 saat sokağa çıkma yasağı uygulanan Nusaybin merkezinde olduğunu gördük. Kentin dört bir yanı, ana caddeleri, ara sokakları polis noktalarıyla, tel örgüler, beton ve çelik bloklarla kapatılmıştı. Koca koca mahalleler tel örgülerle çevrilmişti. Ana yollardaki, ara sokaklardaki polis bariyerleri yayaları da, sürücüleri de kış olimpiyatlarında slalom yapan kayakçılara çevirmişti.
Zorlukla ulaşıyoruz Nusaybin Belediyesi’ne. Hele bilmeyen için yolunu bulup Nusaybin’de bir yerden bir yere gitmek dünyanın en zor işlerinden birisi.
Belediye Eş Başkanları Sara Kaya ve Cengiz Kök’ün odaları “kriz merkezi” gibi çalışıyor. Nusaybin’de yaşanan bütün sorunlar belediyenin başkanlık odasında toplanmış sanki.
Barınmadan gıda yardımına kadar herkes sorununu çözmek için kendi yerel yönetimlerine başvuruyor. Zaten yardım isteyecek başka bir yerleri, gidecek başka bir kapıları da yok insanların.
Çözülmesi en zor sorun barınma olarak görülüyor. Binlerce aile evsiz kalmış.
Bir yandan gelenlerin sorunlarına çözüm ararken, diğer yandan da Nusaybin’in içinde bulunduğu güçlüklerle ilgili bilgi veriyorlar Kaya ve Kök.
Bu fotoğraf belki de kentte yaşanan yıkımı en iyi anlatan kare.
EN BÜYÜK SORUN BARINMA
Kente girdiğimizde gördüğümüz tel örgülerle çevrilmiş mahalleler ve hala daha buraların yasak bölge olması sorunun en büyük kaynağı.
Nusaybin’in 15 mahallesi var. Altısı tümüyle tellerle çevrili. Tümüyle yasak bölge. Bu alanda belediyenin 11 bin abonesi var. Bunlardan üç bini işyeri, sekiz bini de konut. Toplamda 40-50 bine yakın insan yaşıyormuş bu altı mahallede.
Yol boyunca gelirken de dikkatimizi çekmişti, insanlar tel örgülerin arkasındaki evlerine bakıyorlardı; sağlam mı, yıkılmış mı diye. Kimi evler moloz yığınına dönmüştü. Kimileri de sapasağlam ayakta duruyordu ancak içlerine girip yaşamak yasaktı.
Kentteki operasyonların 1 Haziran’da bittiği resmen açıklanmıştı. Ancak kesintisiz 24 saat sokağa çıkma yasağı 25 Temmuz’a kadar sürdürüldü. Operasyonların bittiği gün açıklama yapan Nusaybin Kaymakamı Murat Sarı ilçe merkezine yapılacak tel örgü ve demir barikatların esnafın hasar tespitinin yapılması ve tahrip olan altyapının yapımı için kısa süreliğine olacağını açıklamış. Ancak üzerinden 80’den fazla gün geçmesine rağmen ne tel örgüler, ne demir bariyerler kaldırılmış. Üç binden fazla esnaf, 50 bine yakın insan evlerine gidemiyor.
Mahalleleri kuşatan tel örgülerin üzerine asılmış iki tip “yasak” levhası dikkat çekiyor.
Birinde yürüyen bir insan figürünün üstündeki kırmızı bir dairede tek çarpı işareti var. Levhada “Tel örgüden geçmek yasaktır” yazıyor. Yani “insan geçemez!”
İkincisinde ise yine kırmızı bir dairenin üzerindeki tek çapraz “yasak” işaretinin içinde “dur” diyen bir el var. Aynen Demokrat Parti’nin seçimlerde kullandığı “Yeter söz milletin!” afişinde olduğu gibi. Hani baş parmağını avuç içine kıvırsa “Rabia” işareti olacak. Üzerinde de “girmek yasaktır” yazıyor.
Geçen yüzyılda doğusu ile batısı arasında örülmüştü Berlin Duvarı. Yaşadığımız yüzyılın başında İsrail, Filistinlilere karşı örmüştü “utanç duvarı”nı. Nusaybin’de de şimdi tel örgülerden oluşan “utanç duvarları” var.
Belediye Eş Başkanı Kaya, “İnsanlar 1990’larda olduğu gibi batıya göçmedi. Zaten o tarihlerde göçenlerin yüde 90’ı da geri geldi. Çevre köylere, ilçelere, illere dağıldılar. Midyat’a, Akarsu’ya, Mardin’e gittiler. Batıya giden parmakla sayılacak kadar az. Çünkü büyük bir güvensizlik var. Bir ara köylerde çadırlarda yaşadılar. İnsanlar yıkılan evlerinin yerine çadır kurup yaşamaya hazır. Yasağı kaldırsalar, sağlam evlere insanlar yerleşse barınma sorununun en az yüzde 40’ı çözülür” diyor.
Belediye olarak birkaç kez mülki amire yaptıkları başvuruda da aynı yanıtı almışlar:
“Burada ne yapılacağını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı biliyor. Elimizde yıkılacak yerlerin üç boyutlu uydu görüntüleri var. Kimse mağdur olmayacak, zararları karşılanacak.”
Tel örgülerin arkasında yıkık evler olduğu gibi sapasağlam ayakta duranları da var. Ancak hepsi yıkılıyor. Kimse ne olacağını bilmiyor. Herkes bütün ev eşyasını bırakıp çıkmış. Şimdi gittikleri yerlerde, kiraladıkları evlerde ihtiyaçları var. Ancak içeri girip almaları imkansız. Bir ara dilekçeyle emniyete başvurup kendilerine verilecek gün ve saatte güvenlik güçleri eşliğinde evlerine gidip eşyalarını alabilecekleri bildirilmiş. Bu mekanizma da pek işlememiş. Bazı gidenler evlerinin önceden talan edildiğini, televizyonlarının, buzdolaplarının götürüldüğünü görmüş. Geri kalan eşyaları da kullanılamayacak hale getirilmiş. Hatta bir kişi evini görmek için dilekçe vermiş. Göreceği gün sürekli ertelenmiş, “Bugün git, yarın evini görürsün” diye. Adama üçüncü kez verilen randevuyla evini görmeye gitmiş. Ama gittiğinde karşılaştığı manzara karşısında şok geçirmiş. Çünkü bir dozer üç katlı evini daha yeni başlamış yukarıdan aşağıya doğru yıkmaya. Gördüğüne, göreceğine pişman olmuş.
Bir başka tip yasak levhası da “insan giremez” kıvamında
‘COĞRAFYA KADERDİR’
Nusaybin’de karşılaştığımız insanlar yaşanan çatışmalı süreçte ya eşyalarını, ya evini ya da çocuğunu yitirmiş. Hepsini birden yitiren acılı insanların sayısı da az değil.
Nusaybin’e gittiğimizde belediyelere kayyum atanması gündemdeydi. Henüz KHK’ya dönüşmemişti. Böyle bir uygulamanın yaratacağı sonuçları değerlendirirken aslında daha kayyum atanmadan, şu anda yaşanan durumun da çok farksız olmadığını söylüyordu belediye eş başkanları:
“Zaten şu anda fiili bir kayyum uygulaması var. Nusaybin’in sokaklarındaki, caddelerindeki bütün parke taşları sökülüp yerine asfalt döşeniyor. Altyapı çalışmaları yürütülüyor. Kanalizasyon yapılıyor ama bütün bu çalışmalarda belediyemiz devre dışı. İş makinalarımız zaten CPS ile izleniyor. Her gün iş makinasını kullanacak şoförlerin kimlikleri jandarmaya bildiriliyor.”
Bu arada bir kadın giriyor içeri. Doğruca Eş Başkan Kaya’ya gidip hayli düşük sesle birşeyler fısıldıyor kulağına.
Beş çocuğu varmış kadının, kocası terk etmiş. Çocuklarından biri sara hastası. Önce gönderilen gıda yardımı için teşekkür etmiş. Sonra da “Bu Nusaybin’in sıcaklarına biz dayanıyoruz ama sara hastası kızım dayanamıyor. Bir vantilatör olursa…”
“Çözmeye çalışırız” diyor Kaya, “Temin eder etmez sana ulaştırırız.”
Şu ana kadar ihtiyaç sahibi 10 bin aileye ulaşılmış. Diyarbakır merkezli Rojava Yardımlaşma Derneği de bölgenin her yerine yetişme çabasında. Gıda dağıtımının yanı sıra çamaşır makinesi, buzdolabı gibi beyaz eşya yardımı yapılmış.
Büyük bir travma yaşıyor Nusaybin. Hem çatışmada yitirdikleri canlarının acısını yaşıyorlar, hem de evsiz, eşyasız, işsiz kalmanın.
Bir Nusaybinli “Hep biz öldük, burada kalmak için öldük” diyor. Bir başka biraz da teselli eder tonda karşılık veriyor:
“Coğrafya kaderdir.”
“Kader” olan coğrafya ne yazık ki buralarda “keder”e dönüşmüş durumda.
SÜRECEK
Sur’dan Şırnak’a 1
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları



























































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021