Etyen MAHÇUPYAN
Tarih boyunca insanoğlu kültürden ve coğrafyadan etkilenmeyen, olabildiğince geniş bir zamanı kuşatan birtakım 'doğruların' peşinden koştu...
Modern ideolojiler de böyle kuruldu. Kabaca ifade etmek gerekirse liberalizm, kapitalizm içinde bir 'doğruyu', sosyalizm ise kapitalizme alternatif bir 'doğruyu' temsil etti. Ne var ki ideolojiler nesnel bir varoluş halinin mantıksal sonuçları olarak değil, söz konusu varoluş halinin algılanma ve yorumlanma biçiminin uzantısı olarak anlam kazanırlar. Kısacası liberalizm ve sosyalizm kapitalizmin değil, modernliğin çizdiği bir anlam çerçevesi içinde yer alır. Öte yandan kapitalizm ile modernlik bire bir çakışan iki olgu değil... İçinden geçtiğimiz süreçte yaşanan zihniyet dönüşümü, modernliğin biteceğini ama kapitalizmin yeni bir adaptasyonla devam edeceğini ima ediyor. Bunun nedeni kapitalizmin aksine, modernliğin bir zihniyet temelinin olması...
Ne var ki modern ideolojiler bu gerçeği kavramakta zorlanıyorlar. Bu da anlaşılır bir şey... İdeolojinizin zihniyet zeminini anlama çabası, kaçınılmaz olarak söz konusu ideolojinin 'geçici' olduğunu ifade eder ve bu durumda o ideolojiyi mutlaklaştırmanız pek mümkün olmaz. Öyle bir durumda 'siyaset' kaçınılmaz olarak ideolojik farklılıkların dışına çıkar ve zihniyete referans vermeye başlar. Aslında bugün olan da bu... Hayatın akışı ideolojik direncin üstesinden gelmiş ve siyaseti zihniyet zeminine çekmiş durumda. Liberalizm ise bununla mücadele etme yeteneğine sahip olmadığı ölçüde, bizatihi gerçekliği görmezden gelmeye çalışıyor.
Bu durumla ilgili basit gözlemlerden birisi liberallerin hâlâ kapitalizm ile demokrasi arasında bir nedensellik ilişkisi olduğuna vehmetmeleri. Liberalizmi kapitalizmin 'doğru' yaşanması olarak sunduğunuz ölçüde, liberalizm ile 'doğru' demokrasi arasında da nedensellik vehmedebiliyorsunuz. Nitekim liberaller 'liberal olmayan' demokrasilerin kapitalizm içinde yer alabileceği gözlemini yaparak bizleri uyarmayı görev addediyorlar. Oysa günümüzde bizzat demokrasinin anlamı değişiyor ve demokrat zihniyet içinde yeniden şekilleniyor. Bunun anlamı liberal demokrasinin artık 'doğru' bir demokrasi olmadığıdır.
Liberallerin bu gelişmeye verdikleri tepki ise, modernliğin bilgi kuramının dışında kalan demokratlığı görmezden gelmekten ve hâlâ otoriter sosyalistlerle mücadele içinde olduklarını varsaymaktan ibaret. Örneğin Atilla Yayla, Taraf gazetesindeki 6 Aralık 2011 tarihli yazısını Wall Street işgalcilerinden hareketle liberal kapitalizmin çökeceğini söyleyenlerin eleştirisine ayırmıştı. Yayla'nın eleştirdiği pozisyonun gerçekten de anlamlı bir tarafı yok... Ama ilginç olan Yayla'nın hâlâ söz konusu pozisyonu muhatap alarak kendi konumunu inşa etmesi ve bu tutumuyla toplumsal dinamiği taşıyan siyasi tartışmanın dışında kaldığını görmemesi.
Bu tutumda liberallerin kendilerini koruma kaygılarının da olduğunu teslim etmek gerek. Nedenini anlamak için Yayla'nın zikredilen yazısına dönebiliriz. Yayla'nın öne sürdüğü üç tezden birincisi liberal düşüncenin bir zorunlu ilerleme fikrine dayanmaması. Yani işler kötüye gitmişse suç liberalizmin değil, insanların... Ne var ki ortada süreklilik arz eden bir adaletsizlik ve eşitsizlik varsa, bunu insanların üzerine yıkmak ideolojiyi aklamıyor, onu tümüyle etkisiz ve anlamsız kılıyor. Diğer bir deyişle liberalizm gerçeklikle bağı olmayan idealize edilmiş bir referansa dönüşüyor ve apolitik hale geliyor. Kısacası liberalizmi aklama çabası, aslında liberalizmi de öldürüyor. İkinci tez liberal kapitalizmin bir 'kurgu' olmayıp kendiliğinden gelişen bir olgu olduğu ve bu nedenle bütünüyle ortadan kaldırılamayacağı. Ne var ki bu önerme ancak piyasa sistemi için geçerli olabilir. Oysa liberal kapitalizm olası piyasa sistemleri içinde sadece bir alternatif. Yayla, liberalizmin sırtını evrensel bir olguya dayayarak, ideolojiyi de evrenselleştirmek istiyor belki, ama gerçek hayat bunun tam tersi yönde işaretler taşıyor. Çünkü 'liberal kapitalizm' bir kendiliğindenlik hali değil, güç dengelerini yansıtan ideolojik bir kurgu.
Yayla'nın üçüncü tezi bu tespiti daha da berraklaştırıyor... Yayla'ya göre bir ülkenin zenginliği, nasıl dağılmış olursa olsun, o ülkenin zenginliğidir ve zenginler daha fazla tüketseler bile nihayette o zenginliği yatırıma dönüştüreceklerdir. Ama işin temeli de zaten bu: Bu zenginler acaba neye yatırım yapıyorlar? Hangi teknolojiyi destekliyorlar? Bu kararlarıyla elde ettikleri siyasi gücü nasıl kullanıyorlar? Söz konusu kararlar tüm toplumu etkilediğine göre, niçin sadece zenginler tarafından alınıyor? Bu sistemin meşruiyeti nereden geliyor? Bu tür sorular liberalizmin aslında var olan güç dengesini meşrulaştıran bir ideoloji olduğunu, dolayısıyla haksızlık ve eşitsizliklerin, yani antidemokratik sistemin sorumluluğunu taşıdığını ima ediyor.
Liberaller var olduğu sürece liberalizmin de yaşayacağından emin olabiliriz. Çünkü o da aynen sosyalizm gibi, gerçekliğe muhtaç olmayan bir ideoloji... Gerçeklik ise kendi mecrasında akıyor ve onu kavrayacak yeni ideolojileri tomurcuklandırıyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024