Fehim TAŞTEKİN
Libya’da silahların zoruyla oluşan ‘dehşet dengesi’ sürdürülebilir değil. Bu durum tarafları ya savaşa ya da müzakere masasına çekecek.
Hikâyeyi azıcık geriden alalım:
– Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin çıkarlarını Libya’da İhvan’ın (Müslüman Kardeşler) olası zaferine bağlıyor.
– Mısır lideri Abdülfettah el Sisi, 1200 km’lik sınır komşusu Libya’nın İhvan’ın eline geçmesini ve Türkiye’nin bu ülkede üslenmesini ulusal güvenliğe tehdit sayıyor.
– Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan, İhvan kuşağına yatırım yapan Türkiye ve Katar’la Libya’da hesaplaşıyor.
– Rusya, Kuzey Afrika’nın giriş kapısında ayağına yer açmak, Suriye’den sonra Akdeniz’de ikinci bir deniz üssü, Latin Amerika bağlantısı için kara üssü ve eskiye dayalı ekonomik çıkarlarını temin etmek istiyor.
– Eski sömürgeci İtalya, başta ENI’nin enerji projeleri olmak üzere çıkarlarını sürdürmek için Trablus hükümetine yakın çalışıyor.
– Fransa, Türkiye’nin Libya hamlesini Mağrib’deki nüfuz alanlarında kendisine meydan okuma olarak görüyor.
– Bazı AB üyelerinin ilgisi ise Libya’nın petrol-doğalgaz arzında güvenli kaynak ve Afrika’dan göçü kesen bir set olma işlevine dönmesini arzu etmekle sınırlı.
– Libya’ya epey zamandır kayıtsız kalan ABD ise Rusya’nın artan rolü karşısında Türkiye’nin müdahalesini değerli buluyor.
Bunlar son dönemece kadar belirleyici olan motivasyonlar.
***
Bu amaçlar uğruna son birkaç ay içinde hasımlardan dramatik adımlar geldi.
Türkiye, Libya’da parmağı olanların hepsinden daha fazla risk alarak savaşa kendi askeri, istihbari ve teknik unsurlarının yanı sıra kiralık milisleriyle dahil oldu. Bu müdahaleyle Trablus’un Halife Hafter’in komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’nun eline düşmesini önlemekle kalmayıp Vatiyye Üssü’nü bir Türk üssüne dönüştürme şansını yakaladı. Sırada Mısrata’da bir deniz üssü edinmek var. Bir denge oluştu ama asıl dengenin kurulacağı yer Petrol Hilali idi. Buraya erişmenin yolu Sirte ve Cufra’yı ele geçirmekten geçiyor. Bu bölgeye sıra gelince Rusya ve Mısır’ın kırmızı çizgileri belirdi.
Petrol Hilali, Libya’nın hidrokarbon zenginliğinin yüzde 60’ına tekabül ediyor. Sirte, petrol ve doğalgaz hatlarının çıkış terminaline giden körfezin başını tutuyor. Cufra’daki üs ise askeri operasyonlar ve Petrol Hilali’nin korunmasında kritik bir yer. Bu bölge, kontrol edenin elini güçlendiriyor.
Hafter güçleri burayı kaybederse kabilelerin saf değiştirmesi de muhtemel. Trablus güçlerinin burayı alamaması ise ülkenin bölünme senaryosunu ciddiye bindiriyor. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji savaşıyla bağlantılı hamlelerinin sonuç getirmesi de Libya’nın doğusunda statükonun değiştirilmesini gerektiriyor.
Sirte ve Cufra hedefe konulunca Sisi de önce Halife Hafter ve Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’i yanına alıp ateşkes çağrısı yaptı. Karşılık bulmayınca aşiret liderlerinin çağrısı ve Temsilciler Meclisi’ni davetine atfen 20 Temmuz’da sınır ötesi operasyon için meclisten tezkere geçirdi. Tezkerede Türkiye ve Libya zikredilmeden ‘stratejik batı cephesinde silahlı cani milisler ve yabancı terörist unsurlara karşı ulusal güvenliği savunmak’tan söz ediliyor. Bu yetkilendirmeden sonra, nereye ne zaman müdahale edileceğine Sisi karar verecek. Mısır Anayasası’nın 152. maddesi savaş ilan etme ya da sınır ötesine asker gönderme yetkisi için ulusal güvenlik konseyinin tavsiyesi ve meclisin üçte ikisinin onayını şart koşuyor. Konseyin yeşil ışık yaktığı tezkere, 640 koltuklu mecliste 510 vekilin katılımıyla düzenlenen gizli oturumda oy birliği ile onayladı.
Sıradaki soru, Mısır gerçekten müdahale edecek mi? Ciddi ekonomik krize ilaveten Nil üzerinde Etiyopya ile baraj gerilimi büyürken Mısır’ın uzun soluklu bir savaşa giremeyeceği öngörülüyor. Ordunun sınırdan 1000-1200 km ötedeki Sirte’ye karadan ulaşıp etkili olabilmesi de zor. Kara harekâtı bahse açık bir konu fakat hava operasyonları ve kabilelerin silahlandırılması olası seçenekler arasında.
***
Bu durum Türkiye ile Mısır’ı doğrudan karşı karşıya getirebilir. Suud-Emirlikler ikilisi Mısır’ı bu senaryoya itebilir ama Kahire’nin istediği daha çok bir caydırıcılık inşa etmek, uluslararası aktörlere elektrik vermek ve mevcut denge üzerinden müzakerelere gitmek. Bir kere Sirte-Cufra restleşmesi ABD’yi tetikledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron bir süredir Başkan Donald Trump’ı etkilemeye çalışıyordu ve Mısır sayesinde bu nispeten oldu.
Türkiye’nin müdahalesini “Rusların hesabını bozar” ümidiyle destekleyen ABD, NATO’daki müttefiki ile Orta Doğu’daki ortağının savaşa tutuşmasını istemez. O yüzden Libya’da ‘aylak’ olmayı seçen Trump, Erdoğan, Sisi, Macron ve BAE’nin fiili yöneticisi Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ile tek tek görüştü.
Çıkan sonuç Türkiye’den yana tutumun dengelendiğini gösteriyor. Şöyle ki, Mısır Devlet Başkanlığı’na göre Trump, Sisi’nin kaygılarına hak verip Kahire’nin siyasi çözüm girişimine desteğini ifade etti.
Trump-Macron görüşmesiyle ilgili olarak da Beyaz Saray Sözcüsü Judd Deere’ye göre iki lider yabancı güç ve silahların varlığı ile durumun şiddetlendiği Libya’da gerilimi düşürmenin yollarını konuştu. Macron “Libya hakkında arkadaşım @realDonaldTrump ile büyük tartışma” tweet’iyle bir şeyler kopardığı havasını verdi.
Deere, Zayed ile görüşmeyi de “İki lider yabancı güçlerin uzaklaştırılması yoluyla Libya’daki tırmanışın düşürülmesinin önemi dahil bir dizi bölgesel güvenlik meselesini görüştü” notuyla paylaştı.
Bu trafikten Türkiye’yi önemsemekle beraber NATO içinde Fransa’yı daha fazla üzmekten kaçınan, Mısır’ın kaygılarına hak veren, Türkiye’yi kasıtla ‘yabancı güçler çekilmeli’ taleplerine anlayış gösteren bir Trump izlenimi ediniyoruz.
Belli ki kasım seçimi öncesi Trump başına iş açılmasını istemiyor; Türkiye’nin dahli, Mısır’ın müdahale hazırlığı ve Rusya’nın arabulucu pozuyla oluşan yeni denge üzerinden bir müzakere masasını önceliyor.
AB ve BM’den de yabancı müdahaleye karşı çıkan açıklamalar geldi. Ankara bu uyarıları -Mısır’a karşı yapılmış gibi- üzerine alınmasa da Türkiye bundan vareste değil.
***
Bu işin bir de öteki komşularla ilgili boyutları var. Türkiye ve Mısır’ın oyunu büyütmesi Cezayir’i de tetikledi. Cezayir temelde yabancı müdahaleye karşı. 1990’larda ordu ile İslamcılar arasında yaşanan acımasız savaşın yaralarını taşıyan Cezayir, sınırın ötesinde İslamcıların palazlanmasını tehlikeli buluyor. Ama Libya yüzünden kendi içindeki İslamcıları alevlendirmekten de çekiniyor. Ayrıca Türkiye ile ilişkileri önemsiyor. Beri tarafta Cezayir, Mısır’ın da Libya’ya girmesine sıcak bakmıyor. Hatta Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Mısır’ın kabileleri silahlandırma planına “Çok tehlikeli… Yeni bir Somali ile karşı karşıya kalırız… Bu çözüm değil” diyerek karşı çıktı. Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum’un dün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile de paylaştığı Cezayir’in duruşu şöyle:
“Ateşkes yürürlüğe girmeli, dış müdahale olmamalı, silah ambargosuna uyulmalı, sorun savaşla değil diyalogla çözülmeli.”
Bir diğer komşu Tunus’ta da iktidar ortağı Nahda’nın (İhvan) Trablus’tan yana tutumuna rağmen Cumhurbaşkanı Kays Said yabancı müdahaleye karşı çıkıyor. Hatta Said geçen ay Paris ziyareti sırasında “Tunus bizden yana” diyen Ankara’yı epey üzen şu açıklamayı yaptı:
“Trablus’taki yetkililer uluslararası meşruiyete dayanıyor fakat bu meşruiyet devam edemiyor. Geçici bir meşruiyet ve yerine Libya halkının iradesinden doğan yeni bir meşru hükümet gelmeli. Tunus bölünmeyi kabul etmeyecek.”
Halbuki bir süre öncesine kadar Libya’ya müdahale için Tunus’ta üslenme düşleri kuruluyordu.
***
Oluşan bu tabloya rağmen Türkiye hazırlıkların sürdüğü Sirte operasyonunu başlatır mı? Her halükarda yeni cephe açmanın uluslararası maliyeti yükseliyor. Yine de Erdoğan, Sirte-Cufra düğümünü çözecek bir maymuncuk bulmada ısrarlı. Sirte’nin batısında Geryan cephesi tahkim ediliyor. Türk askeri kargo uçakları Vatiyye ve Mısrata üslerine inmeye devam ediyor. Bir yandan para ve milis lazım; o yüzden MSB Hulusi Akar soluğu Doha’da alıyor. AB’de Fransız hamlelerini bloke edecek bir ortak lazım; Libya ile İtalya arasında minik bir ada devleti olan Malta kıymete biniyor. Malta İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanı Byron Camilleri ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti İçişleri Bakanı Fethi Başağa birlikte Ankara’da ağırlanıyor. Malta’nın operasyonlarda rampa olacağı iddiası konuşuluyor ama bu AB ailesinden bir ülke için ‘imkânsız’ bir talep. Fransa ve Almanya’nın İtalya’yı yanına alıp Türkiye’yi yaptırım ile tehdit etmesi AB’deki durumun Ankara’nın hesap ettiği gibi gitmediğini gösteriyor.
Sorunun yanıtı için dönüp bir de Türk-Rus diyalog masasına bakmak gerekiyor. Mısır’ın manevrasını tamamlayan bir Rus diplomasisi var.
22 Temmuz’da Libya üzerine Türk-Rus Yüksek Düzeyli İstişareleri’nden çıkan sonuç açıklandı. Ortak bildiride üç vurgu önemliydi:
– “Libya’nın egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık.”
– “Krizin askeri çözümü olmadığı, sorunun ancak Libyalıların öncülüğünde, Libyalıların sahiplendiği ve BM’nin kolaylaştırıcı olduğu bir siyasi süreçle çözülebileceğine dair inanç.”
– “BM Güvenlik Konseyi’nce belirlenen terörist gruplarla mücadeleye devam etme gerekliliği.”
Yerel ve uluslararası aktörlerin tutumunun yol açtığı fren sesi işte bu bildiriden geliyor. Üç maddenin de birincil muhatabı savaşın doğrudan tarafı haline gelen Türkiye. Sonuçta Rusya, özel harp şirketi Wagner’in rolüne rağmen hem Trablus hem Tobruk tarafıyla temas yürütebiliyor. Açık tutulan Rus kapısı aynı zamanda ötekilerle konuşmak için. Astana’nın Libya versiyonu için sıradaki tur Moskova’da yapılacak.
Saray’dan İbrahim Kalın, Reuters’a, “Güvenilir ve sürdürülebilir bir ateşkes üzerinde çalışmak üzere Rusya ile anlaştık” demiş. Bir de Cufra ve Sirte’den çekilme şartını yinelemiş. Süleyman Demirel’in lafıyla konuşursak ‘dünün güneşiyle bugünün çamaşırını kurutmaya çalışıyorlar.’ Ama kurumaz. Aktörler limitlerini zorluyor ama güncellenen koşullar karşılıklı tavizlerle uzlaşmayı dayatıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025