Fehmi KORU
"Tam gerçeği hiç öğrenemeyeceğiz" demiş, siyasi tarihimize 'Danıştay Baskını' adıyla geçen olayın yıldönümünde konuşan bir hukukçu; silâhı doğrultanın kendiliğinden mi, birileri tarafından yönlendirildiği için mi, yoksa bazı yayınlardan ve konuşmalardan vazife çıkararak mı cinayeti işlediğini hiç öğrenemeyecek, bilemeyecekmişiz...
Acaba öyle mi?
Kanaatimi baştan söyleyeyim: Gerçeğin mutlaka ortaya çıkma huyu vardır... Meçhul kalmış gibi görünenler, ya öyle kalması istendiği için ya da gerçek bilindiği halde bilmez görünmek işe yaradığından 'meçhul' muamelesi görür. Kimi için 'meçhul' sanılan pek çok kişi için 'âşikâr' bir gerçekliktir; üzerinde 20 tane 'çok gizli' damgası bulunsa, kozmik kasalarda saklansa bile...
'Danıştay Baskını' olayında hiç öğrenilemeyecek, bilinemeyecek ne var? Daha ilk günden "Ben buyum" diyen bir eylem söz konusu... Birahaneden topladığı tiplerle Cumhuriyet Gazetesi bahçesine üç gün üst üste bomba atan, sonraki hedef olarak da Danıştay'ı seçen eylemci, bir polisin son dakika atikliğiyle yakalandı. Eylemcinin yakalanmayıp bıraktığı ipuçlarından cinayetin belirli bir kesime mal edilmesi üzerine oturan plan bu yüzden bozuldu.
Son anda yakalanmasa üzerinde her türlü spekülasyonun yapılabileceği bir 'gölge'ye dönüşecekti eylemci...
Bizler bilecek ve yazacaktık 'gerçeği'; planlayıcıları da gerçeği bilecekti elbette, ama başkaları tarafından öğrenilmesini istemediği için kafa karıştırmaya çaba gösterecekti. Peki 'gerçek' gizli mi kalacaktı, hiç mi ortaya çıkmayacaktı?
Yakın tarihimizde benzer bir beklentiyle tezgâhlanmış siyasi suikastlar, toplumsal hareketler 'gizli' kalabildi mi? Hayatlarını siyasi cinayetlerde kaybetmiş pek çok aydının aileleri önlerine 'gerçek' diye sunulanların doğruluğundan duydukları kuşkuyu yüksek sesle ifade ediyorlar nicedir; kendilerinin bilgisi dahiline girmiş esas 'gerçeğin' herkes tarafından bilinmesini arzulayarak...
Karanlık eylemler planlayanlar bugünün dünyasında karanlık alanda kalmayı beceremiyorlar. Her eylem sayısız elektronik iz bırakıyor arkasında; meraklı bir gözün eylemciye kadar sürmekte zorlanmayacağı, açık bir zihnin plancıyı hemen keşfedebileceği türden izler...
Önceki hafta Kastamonu'da konvoya silâhlı saldırı oldu ve yeni eylem hazırlığı haberleri gelmeye başladı. Saldırılar, karşı-saldırılar sürüyor. PKK'nın 'eylemsizlik kararı' geçerli iken meydana gelen bu eylemler herkeste kuşku uyandırdı. "Danıştay Baskını'nın gerçeği hiç öğrenilemeyecek" diyenlerin 'gizli' kalmaya mahkum sayacağı türden eylemlerin üzerinden henüz iki hafta geçmediği halde, 'gerçek', o konuda da ortalığa dökülüyor.
Başbakan Erdoğan, son iki gündür, terörü seçim öncesinde azdıran adresi açıkça veriyor...
Hadi başkaları neyse, fakat hukukçuların 'gerçek' konusunda kuşku duyması açıklanması zor bir durum; hukuk sadece 'gerçek' olgusu üzerine oturur çünkü... 'Gerçek' yoksa veya eldeki verilerden gerçeğe ulaşılamamışsa, ortada 'hüküm' veya 'karar' da olamaz. "Gerçek hiçbir zaman bilinemeyecek" gibi genellemeler bu yüzden hukukçuların ağzına yakışmıyor.
Ağızlara yakışan, "Kalmasın Allahım âlemde hiçbir hakikat nihan (gizli)" temennisidir.
19 Mayıs 2011, Perşembe
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025