Fehmi KORU
Referandumu kalabalık bir heyet halinde gözlemleyip sonuçlarını rapora bağlayan AGİT bir Avrupa kurumu…
İsmi üstünde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı…
‘Evet’ oylarının yüzde 50’den fazla çıkması üzerine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı arayan ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin referandum başarısını kutladı.
Buna karşılık Avrupa ülkelerinden ses çıkmadı…
Üstelik.. Almanya Şansölyesi Angela Merkel.. AGİT raporunu bekleyeceklerini açıkladı.
Ankara’dan “Avrupa, Avrupa, duy sesimizi” seslerinin yükseldiği yeni bir ortama girdik.
Türkiye Avrupa’nın nesi oluyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın bir bürokrat dün öğleden sonra şu mesajı dünya ile paylaştı:

Kızgın ve hesap soran bir mesaj bu.
Öyle ya, Avrupa bizim neyimiz oluyor da, ülkemizde hangi sistemin geçerli olacağına dair bir referandumda taraf tutuyor?
Referandum kampanyası henüz başlamamış iken.. sonradan en fazla sürtüşme yaşadığımız ülkelerden birinin diplomatik temsilcileri ile sohbet etme imkânı bulmuştum.
Onların ülkesinde bizim referandumdan önce bir seçim yaşanacaktı ve partilerin seçim kampanyalarının üç ana tartışma maddesinden biri, belki de en önemlisi, Türkiye idi.
Diplomatlar,bana, “Türkiye çoktandır bizim için bir dış ilişkiler konusu değil, bir iç mesele” dediler…
Gerçekten de öyledir. Avrupa ülkelerinde son yapılan seçimlerde, Türkiye’ye karşı tavır alan hükümetler ve partiler yükseliyor, yumuşak ve anlayışlı davrananlar ise geriliyor.
Bu bir realite.
Almanya’da da yakında seçim var ve Merkel zorlanıyorsa, sebebi hükümetinin Türkiye politikasıdır.
Merkel’in “Referandum sonucunu değerlendirmek için AGİT raporunu bekleyeceğiz” demesinin altında bu durum ve o tespite dayalı ihtiyat yatıyor.
Neden öyle, neden bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye bir ‘iç mesele’?
Sorunun cevabı çok basit: Almanya, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Fransa, hatta İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde hatırı sayılır bir Türk vatandaşı varlığı söz konusu.
Milyonlarca vatandaşımızın çoğu üç-dört nesildir yaşadıkları o ülkelerin de vatandaşı…
Oralarda yaşıyor ve vatandaş oldukları için seçimlerinde oy da kullanıyorlar…
Bazılarında yerel ve genel yönetimde Türkler yer alıyor, bakan oluyor…
Tabii hemen hepsinde Türkiye’deki siyasetin etkileri de hissediliyor. Burada ne oluyorsa oralara da yansıyor. Sevinçlerimiz veya kederlerimiz onların da sevinci veya kederi oluyor; sorunlarımız da sorunu…
Alın size bir gazete haberi:
“Sonuca en çok şaşıran ülkeler Almanya, Avusturya, Hollanda ve Danimarka. Bu dört ülkede ‘Evet’ oranları Türkiye’dekinin çok çok üzerinde. Avusturya’da ‘Evet’ oyları yaklaşık yüzde 73, Hollanda’da yüzde 71, Almanya’da yüzde 63, Danimarka’da yüzde 60.6. Türkiye’de ise yüzde 51.4. Almanya’da 1.4 milyon Türk seçmenin yüzde 44’ü oy kullandı. Yarısı bile değil.”
Demek ki neymiş?
Avrupalı olmak bizim tercihimiz
Olaylar hızlı geliştiği için hep unuttuğumuz bir gerçek de şu: Türkiye yarım asırdan uzun bir süredir Avrupa kurumlarının üyesidir ve Avrupa Birliği (AB) üyesi olmak da istemektedir.
Biz kendi özgür irademizle ‘Avrupalı bir ülke’ olma çabası içerisindeyiz; Osmanlı da kendisini öyle kabul ediyordu çünkü…
Avrupa ise, Türkiye’ye baktığında, bazı ortak özellikler görse bile, farklılıklarımızı da görüyor ve arzumuzu yerine getirmede zaman zaman isteksiz davranıyor.
En önemli ortak özelliğimiz Avrupa ile.. evet bildiniz.. demokrasi ile yönetilmemiz…
‘Hukuk devleti’ standartlarına uyacağımız iddiasıyla.. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne hakkımızda karar vermesi için başvuran (1987) ve kararlarının yerli uygulamalardan öncelik taşıyacağını anayasasına geçiren de biziz.
Demokrasi konusunda gerilemeler yaşandığında.. veya bizde bazı gelişmeler onlara bu hissi verdiğinde.. Avrupa kulak kabartıyor ve ses çıkarıyorsa.. sebebi budur.
AB üyesi olma arzusunu duyan ve bunu ciddi bir iradeye dönüştürerek 2004 yılı sonunda ‘adaylık’ sözü almayı başaran Türkiye’dir.
Gümrük Birliği anlaşmasıyla (1995) ekonomimizi AB üyesi olmuş gibi AB ile entegre etmedik mi? O sayede, ‘made in Turkey’ damgası taşıyan ürünler, kalite garantisine sahip olduğu için, Avrupa ülkelerinde revaç görüyor; Avrupalı evler beyaz eşya ve elektronik ürünlerimizle dolup taşıyor.
Sözün kısası şu: Artık referandum bitti. Avrupa ile hırlaşmayı geride bırakıp huzur ve istikrarımızı amaçlayan bir yaklaşımla kendi sorunlarımızı kendimiz çözmeye çalışalım.
‘Demokratik bir hukuk devleti’ nasıl çözer ise, öyle…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025