Fehmi KORU
Önce şu satırları okuyalım:
“(..) Muhalefet, dış politika konusunda taban eğilimleri açısından istenilen performansı üretemiyor. İktidar ve Erdoğan ise dış politika konularında giderek desteğini yükseltiyor.
“Erdoğan, sürekli dış gezilere gidiyor. Ülkenin gündemini yukarı çekiyor. İçeriye yönelik, muhalefetin ihtiyaç duyduğu tartışma malzemelerini vermiyor. Uluslararası toplantılarda belirleyici bir etki ortaya çıkarıyor. Türkiye’nin çıkarlarından taviz vermemesi ve atacağı adımları kararlılıkla sürdürmesi tabanda Erdoğan’a yönelik sahiplenmeyi yükseltiyor. Eleştirileri ise azaltıyor.
“Bunun yanında muhalefetin uluslararası çevrelerle Erdoğan karşıtlığında sürdürdükleri ittifak eski ivmesini kaybetti. Son 10 yıllık dönemde uluslararası çevrelerde sürdürülen, Erdoğan’a yönelik saldırılar, itibarsızlaştırma girişimleri, ‘diktatör’ ya da ‘tek adam’ söylemleri gibi kampanyalar limitini doldurdu. Muhalefetin Erdoğan’a yönelik söylemleri Batı’da eskisi kadar alıcı bulmuyor.
“Seçim dönemi öncesi ve sonrasında AK Parti çevrelerinde içe yönelik tartışmalar da tavsadı. İşte en son deprem sonrası kriz yönetimindeki iktidarın gösterdiği başarı, ekonomide yaşanan toparlanma, bakanların kendi görev alanlarında olumlu algılarının yükselmesi iktidara yönelik eleştirileri azaltıyor.” (Siyahlar yazara ait).
Yukarıda alıntıladığım satırlar, AK Parti’ye araştırma ve raporlarıyla lojistik destek sağladığı bilinen SETA kurumunun önemli isimlerinden biri olan Nebi Miş tarafından kaleme alındı ve sürekli yazarı olduğu AK Parti’nin itibarına sahip Türkiye gazetesinde bugün yayımlandı.
Belli çevrelerde uzun zamandan beri ısrarla sorulup duran “İktidarın politikalarının belirlenmesinde kimler etkili?” sorusuna cevap teşkil edebileceği için özellikle önemsedim bu yazıyı. Yazarın kimliği ve yazdığı gazetenin gördüğü itibar yanında, yazının alıntıladığım bölümünün uygulanan politikalarla da örtüşmesi SETA’nın bu alanda etkili olduğunu gösteriyor.
SETA’dan destek aldığı bilinen hükümetin önemli bir üyesinin dün Osmaniye’de yaptığı konuşma da bugünkü gazetelerde yer almakta.
Ekonomiden sorumlu Hazine bakanı Berat Albayrak’ın konuşması…
O da müjdelerle dolu şu konuşmayı yaptı dün:
“2018 yılı ekim ayında enflasyon yüzde 25.2 seviyesindeydi ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyle birlikte 2019 yılı eylül- ekim aylarında tek haneye ve yıl sonu 2019 yeni ekonomi programındaki hedeflediğimiz oranın altında 11.8 oranında yılı kapattı. 2020 yılının çok net ifade ediyorum hafif dalgalanma olsa da mayıs- haziranla birlikte Türkiye tek haneli, kalıcı enflasyon hedeflerine ulaşıp 3 yıllık yeni ekonomi programında hedeflediğimiz, 2020 enflasyonu yüzde 8.5 hedefini inşallah başaracağız ve 3 yıllık yeni ekonomi programında da yüzde 5’in altı hedefimizi de 2022 yılında en güçlü performansımızla ulaşacağız. 2020 yılında da enflasyonla mücadele noktasında çok kararlı duruşumuz devam edecek. Enflasyonla mücadele, faizle mücadele iş dünyası açısından maliyetlerin ve faizlerin düşmesiyle birlikte yatırım, istihdam iklimi, ekonomik özgüven iklimi daha ileri gidecek ve bu da yatırım iklimin ötesinde Türkiye’nin bölgesel etkinliğinde çok daha farklar ortaya koyacak.”
Belli ki, ülkeye politikalarıyla istikamet biçenler, bizim yaşadığımızdan çok farklı bir tablonun varlığına inanıyorlar.
Dış politikada hiçbir zorlukla karşılaşmayan, tam tersine her yerde itibar gören bir ülke Türkiye ve ekonomisi de emin ellerde ve her geçen gün daha da güzelleşiyor, onlara göre…
Oysa kamuoyu yoklamaları hayli zamandır çok farklı bir Türkiye tablosu çiziyor.
Türkiye’nin anketlere yansıyan tablosu
İsterseniz önce ekonomik gerçeklerle o tabloyu okumaya başlayalım.
Güvenilir bir araştırma kurumunun geçen yılın sonunda yapıp bu yılın ilk haftasında yayımladığı ‘Türkiye’nin Nabzı’ araştırmasında kendilerine “Türkiye iyiye mi, yoksa kötüye doğru mu gidiyor?” sorusu yöneltilenlerin yarıya yakını (yüzde 45.8) “Kötüye gidiyor” cevabını vermekte. “Türkiye kötüye doğru gidiyor” kanaatini seslendirenlerin yarıdan fazlası (24.8) AK Parti seçmeni.
Kanaatin sebebini teşkil edebilecek ipuçlarını aynı araştırmanın değişik sorularından alabiliyoruz. “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna “Ekonomidir” (42.4) ile “İşsizliktir” (18.1) cevabını verenlerin toplamı yüzde 60.5…
AK Parti iktidarı boyunca nadir görülmüş bir durum bu. [Aynı kurumun 31 Mart 2019 seçimi öncesinde yaptığı araştırmada oran 74.3’tü; onun sandığa nasıl yansıdığını biliyoruz: Ankara, İstanbul dahil pek çok büyükşehir belediyesini o seçimde kaybetti AK Parti.]
Daha da önemlisi, “Ekonomi ve işsizlik sorunlarının 2020 yılında çözülebileceğine inanıyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplar: Yüzde 67.6’sı ekonominin, yüzde 73.8’i de işsizlik sorununun çözülemeyeceği kanaatinde. [Aynı insanlar ülkede ‘adaletsizlik’ diye bir sorun olduğuna da inanıyor ve yüzde 82.1’i bunun bu yıl düzelemeyeceğini düşünüyor.]
“Son bir yıl içerisinde sizin veya ailenizin geçim şartları/refah düzeyi nasıl değişti?” sorusuna “Kötüleşti” cevabını verenler (57.0), “İyileşti” diyenlerden (16.3) çok daha fazla.
“Ekonomi kötü yönetiliyor” diyor cevap verenlerin yüzde 61.9’u. Böyle düşünenlerin içinde hayli fazla (35.9) AK Parti seçmeni de var.
Hükümetin dış politikasına yönelik kanaatler de var araştırmalarda, onlara da biraz yakından bakabiliriz.
Bir başka kurumun yeni araştırmasında, ankete katılanların yüzde 58.7’si Libya’ya asker göndermeye karşı çıkıyor, ABD ve İran arasındaki gerilimde yüzde 71.9 “Tarafsız kalınmalı” diyor, “Avrupa Birliği’ne üye olmalıyız” diyenlerin oranı da yüzde 55.3’e varıyor.
Bu ikinci araştırmada da “Ekonomi ve işsizlik başlıkları en önemli sorun” (toplamı 54.6) cevabı ağırlıkta.
[İlk araştırmada Libya’ya asker göndermeyi onaylamayanların oranı 49.7; AB üyeliğini arzu edenlerin oranı da yüzde 53.7 görünüyor. Farklı iki kurumun bir ay arayla yaptığı araştırmaların sonuçları iç ve dış politikalara bakışta birbiriyle örtüşüyor. Ortak bulgu, “İyiye gitmiyoruz, önemli politik kararları onaylamıyorum” diye özetlenebilir.]
Gerçek tablonun bu iki araştırmanın bulguları istikametinde olduğunu düşünmek için başkaca da sebepler var: En azından, market alışverişi resmi enflasyon rakamlarına ters bir algı veriyor; dışa dönük arayışlarda sonuç alınamadığı ise giderek yerleşen bir kanaat.
SETA’da etkin yazarın ve ülkenin ekonomisinden sorumlu bakanın söyledikleri ile çelişen gerçekler bunlar ve yönetimin bu gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor.
Bunu kim yapacak?
“Medya” demeyin de ne derseniz deyin lütfen.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025