Hakan AKSAY
İnsanlığın tarihi çoook uzun...
Belki 2,5 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.
Ve siz bula bula şimdiki zamanı ve burayı buldunuz doğmak ve yaşamak için!
“Yaşamak”...
Buna “yaşamak” diyoruz, değil mi?
Nefes alıyoruz, bir şeyler içiyoruz ve yiyoruz, uyuyoruz, daha bir sürü şey yapıyoruz...
Ömrümüz 60-70 yıl, ya da 80 diyelim, veya biraz daha fazla...
Koca tarih içinde bit kadar ufacık kalan o kısa ömrü harcamak için, insanlığın upuzun yürüyüşünde tam da bu zaman dilimine ve dünya coğrafyasının burasına isabet ettiniz.
Çok şanslısınız...
Dünyanın en tehlikeli yalanı
Eminim çoğunuz dünyanın en yaygın ve tehlikeli yalanına inanıyordur. Her dilde söylenen bu yalana göre, dünyanın en güzel ülkesi, en şanlı tarihi, en kahraman ve dürüst halkı vs. vs. tesadüfen insanın doğduğu yere denk gelmiştir. Daha doğrusu tersine, insan o “en”lerin ülkesine ve milletine ait olma ayrıcalığına sahip olduğuna inanır. Çin’de doğduysanız “en birinci” millet Çinliler olur, ABD’deyseniz Amerikalılar, Rusya’daysanız Ruslar, Türkiye’deyseniz Türkler...
Ne güzel bir piyango, değil mi?
Daha parmağınızı bile oynatmadan dünyanın en iyi ve en üstünleri arasına katılıverdiniz. Ülkeniz, milletiniz, dininiz, mezhebiniz falan hep “en iyi” olanı.
Bu aidiyetler uğruna savaşmaya hazırsınız.
Kiminle?
Sizin gibi “birinci sınıf” olmayanlarla.
Öteki ülkelerden, milletlerden, dinlerden, mezheplerden olanlarla.
Savaşmaya, ölmeye, öldürmeye şaşılacak kadar isteklisiniz.
Oysa zaten öleceksiniz!..
70-80 yıl kadar yaşayacaksanız, önünüzde kaç yıl kaldı ki?
Veya “düşmanlarınız”ın daha kaç yılı kaldı yaşanacak?
Zaten çok kısa olan kendi ömrünüzü ve başkalarının ömrünü özel çabalarla daha da kısaltmaya çalışmak çok aptalca değil mi size göre?
Hayatınızı yaşamaya, zamanınızı değerlendirmeye, sevmeye ve sevilmeye, zevk aldığınız ve sizi geliştirecek şeylerle uğraşmaya çalışmanız daha anlamlı olmaz mı?
...
Haklısınız...
Boş konuşuyorum.
Şimdi yaşamak ve mutlu olmak zamanı değil.
Ölmek ve öldürmek zamanı.
En azından hastalanmak, çürüyüp erimek, kudurup saldırganlaşmak zamanı...
Her gün 3 kurban veriyoruz
7 Haziran 2015’ten bu günlere kadar ülkemizde 1800’ün üzerinde insan, terör ve savaş nedeniyle hayatını kaybetmiş.
(İsteyen internette bu dönemin ayrıntılı “terör bilançosu”nu bulabilir; 594 sivil, 549 asker, 311 polis... Darbe girişimi sırasında ölenlerden Fırat Kalkanı şehitlerine kadar tüm kayıplar ortaya döküldüğünde 1808 kurban saptanmış. Bilmediğimiz ölüler, duymadığımız “etkisiz hale getirilenler” de varsa bu sayı daha da artar.)
7 Haziran 2015’ten bu yana...
Yani son 85 haftada...
Yani son 595 günde...
Ölüyoruz...
Öbek öbek ölüyoruz...
Ortalama her gün 3 kişi...
Korkunç değil mi sizce?
Bence tüyler ürpertici...
OHAL’deki halimiz...
Sadece OHAL ile geçen son 6 ayı düşünecek olursak...
103 bin 850 şüpheli hakkında işlem yapılmış...
41 bin 326 kişi tutuklanmış...
Kamudan 97 bin 679 kişi ihraç edilmiş...
HDP’nin eş başkanları da dâhil 12 milletvekili ile çok sayıda il ve ilçe yöneticisi tutuklanmış...
57 belediyeye kayyım atanmış...
Milli Eğitim Bakanlığı’nda 30 bin 395 kişinin görevine son verilmiş...
157 medya kuruluşu kapatılmış, 2 bin 500’e yakın medya emekçisi işsiz kalmış, 144 gazeteci tutuklanmış...
Sosyal medyada 3 bin 750 sosyal medya kullanıcısı hakkında adli işlem başlatılmış, 656’sı tutuklanmış, 10 bin kişinin dosyası savcılık masasında yer almış...
Nasıl?
“Cennet Vatanımız”da yarattığımız şey, tam bir cehennem ortamı değil mi?
‘Hayalim birilerini idam etmek!’
Bir kız çocuğuna mikrofon uzatıp soruyorlar:
“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?”
“Cumhurbaşkanı olmak istiyorum”, diyor. “Hedefim büyük ve artacak, basamak basamak: Muhtarlıktan başlamak istiyorum. Sonra belediye başkanı, milletvekili, sonra bakan, sonra başbakan ve sonra da cumhurbaşkanı...”
“Ne yapacaksın cumhurbaşkanı olunca?”
“Anayasa’yı değiştireceğim. Darbeciler yüzünden bir sürü sorun yaşıyoruz. Bu yüzden idam getireceğim. Anayasalar geriye dönmüyormuş, ama ben geriye döndüreceğim...”
Küçük bir kız çocuğunun ideali bu: Cumhurbaşkanı olup idam yoluyla insanları öldürmek!..
Nerelere geldik!..
Kötülük yapma ve can acıtma isteği
Kendini gazeteci sayan biri, yakalanan teröristi konuşturmak için 4 yaşındaki çocuğunun “kullanılmasını” öneriyor. “Ne şekilde kullanılması gerekiyorsa o şekilde kullanılmalı. Ahlaki sakınca yok” diye yazıyor.
Bir de kendi aklınca teröristin poposuna bir şeyler sokulması isteğini dile getirmek için “ona her gün kolonoskopi yapılmalı” gibi iğrenç bir laf edebiliyor.
Aynı türden bir başkası, Meclis’te bir kadın milletvekilinin gerçekleştirdiği protesto eyleminde porno filmlerindeki kelepçeli sahneleri görüyor.
Bazıları, bu “gazeteciler” ve benzerleri için farklı argümanları gündeme getirerek savundukları yaklaşımları çürütmeye çalışıyorlar.
Anlamı var mı?
Burada konu siyasi değil ki!
Amaç çoktan siyasetin dışına çıkmış ve “kötülük yapma arzusu”na dönüşmüş. Kendileri sırtlarını sınırsız güce dayayarak zalim ve cani olmaktan sadistçe zevk almaya başlamışlar. Düşman saydıklarına yönelik olarak “bunlara asla acımayacaksın” tutumu gözlerini kör etmiş. Açıkça birilerinin canını yakmak, içeri attırmak, ölmesini istemek hastalığıyla kudurmuş haldeler.
“Twitter sohbetleri” kusmuk gibi...
Böylelerine “aynı dilden” cevap verenler de bence bu türün farklı renginden...
Güç ve yetki sahibi olanlar, bu tür kudurmuşlukları önlemiyor. Hatta galiba tersine, böylesi karanlık ve pis kokulu ortamların yaygınlaşmasından sanki keyif duyuyor.
Yeter ki “aynı düşman”a vursunlar...
Meclis’teki dayılanmalar, saldırılar, “biz istersek yaparız, siz de kim oluyorsunuz”lar falan hep aynı kafanın ürünü.
“Ne kadar kötü olursa o kadar iyi!”
Tarihin elinden çektiğimiz piyango bileti
Milletçe ölüyoruz... Öbek öbek...
Ölmeyenler de çürüyor, hastalanıyor... Kötülük yapmak, küfretmek, aşağılamak, ağız burun kırmak, ısırmak, tuzağa düşürmek, öldürmek hırsıyla kuduruyor...
70-80 yıllık o kısacık ömürler böyle harcanıyor, böyle iyice kısaltılıyor, böyle durmadan zehirleniyor.
Korkunç bir millî intihara benziyor bütün bunlar.
İnsanlığın 2,5 milyon yıllık tarihinde sizin payınıza şimdiki zamanda ve burada yaşamak düştü.
Doğrusu büyük piyango!
Kutluyorum.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025