Hasan CEMAL
Diplomaside dört büyük imparatorluk geleneğinden söz edilir. İngiliz, Fransız, Rus gelenekleriyle birlikte ‘Osmanlı-Türk diplomasi geleneği’dir bunlar. Cumhuriyet, imparatorluğu yıkmıştır ama Hariciye’ye dokunmamıştır, neredeyse olduğu gibi devralmıştır Osmanlı’dan.
Hükümetin bir gece yarısı ‘torba kanun’la yapıverdiği baskın düzenlemeyle Dışişleri’nin kurumlaşması büyük bir darbe yemiş durumda. Dışarıdan atanan büyükelçiler artık merkeze döndüklerinde genel müdür, müsteşar yardımcısı ve müsteşar da olabilecekler.
Bir günde diplomat, bir günde büyükelçi olunmaz. Herkes doktor, herkes yargıç, herkes savcı, herkes subay olabiliyor mu? Emekli bir diplomat soruyor: "Bakalım, kendi başarılı Dışişleri Bakanlığı döneminde Dışişleri’ne güvenerek çalışmış Cumhurbaşkanı Gül şimdi ne yapacak..."
Dışişleri Bakanlığı’yla ilgili son talihsiz gelişmeler, Tayyip Erdoğan’ın sadece ‘monşer kompleksi’nden değil, özellikle son zamanlarda kendisine musallat olan tavizsiz-uzlaşmasız siyaset anlayışının da bir başka ürünüdür; ‘uzlaşma’yı bir zaaf olarak gören bir haleti ruhiyenin eseridir.
Tayyip Erdoğan’ın monşer kompleksi, öyle anlaşılıyor ki, Dışişleri Bakanlığı’nı gittikçe daha çok etki alanı içine alacak ve Dışişleri’nin gerçekten kurumlaşmış, ‘liyakat’e dayanan yapısını sulandıracak, vasatlaştıracak...
Yazık.
Dışişleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin en kurumlaşmış bakanlığıdır. Disipliniyle, adabıyla, hafızasıyla, dosyasıyla, yani gelenekleriyle bir ‘imparatorluk mirası’dır.
Cumhuriyet, imparatorluğu yıkmıştır ama Hariciye’ye dokunmamıştır, neredeyse olduğu gibi devralmıştır Osmanlı’dan.
Diplomaside dört büyük imparatorluk geleneğinden söz edilir. İngiliz, Fransız, Rus gelenekleriyle birlikte ‘Osmanlı-Türk diplomasi geleneği’dir bunlar.
İmparatorluk coğrafyasında Birinci Dünya Savaşı sonrası kaç devlet kurulduğu göz önünde tutulursa, Osmanlı-Türk diplomasi geleneğinin zenginlik kaynakları daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’nin Osmanlı’dan devraldığıtarih ve coğrafyası da bu ülkede diplomasinin ve geleneğinin ne kadar önemli olduğunun altını kalın olarak çizer.
Bu tarih ve coğrafyadan kaynaklanan hassas, netameli, bazen de bıçak sırtındaki dengeleri korumak ve kollamak hiç de kolay olmamıştır.
1960’lı ve '70'li yılların başarılı Dışişleri bakanlarından Adalet Partili İhsan Sabri Çağlayangil, diplomasiyi sınai-i nefise diye, yani güzel sanatlar olarak tarif eder.
Bir günde diplomat olunmaz
Diplomasi okuldan çok mesleğin kendi içinde öğrenilir. Diplomatlık bir bakıma çıraklık gibidir. Elbette tahsili vardır ama neredeyse bütün incelikleri kariyerin kendi içinde yıllar geçtikçe öğrenilir. Ustalık ancak zamanla kazanılabilir, hizmet içi eğitimle tam kıvama varılabilir diplomatlıkta. Bakanlığa girişten itibaren özel sınav sistemleri vardır.
Bir başka deyişle:
Bir günde diplomat olunmaz, bir günde büyükelçi olunmaz.
Ayrıca, herkes doktor olabiliyor mu?
Herkes yargıç, savcı olabiliyor mu?
Herkes asker, subay olabiliyor mu?
Bu mesleklere sahip olabilmenin uzun ve zahmetli bir yolu vardır, öğrenim ve eğitimden geçen...
Başka türlü kurumlaşma olmaz.
Bir ülkede kurumlaşma olmadan da doğru dürüst demokrasi olmaz. Kurumlaşma çıtasını yükseltemeyen ülkelerin demokrasi çıtası hep alçaklarda kalmıştır.
Türkiye’nin yetiştirdiği önde gelen diplomatlardan emekli bir büyükelçiyle dün sohbet ederken şöyle dedi:
“Bir ülkede kurumlaşma az, kanunlar çoksa, bil ki, demokrasiye uzak bir ülkedir o. Bizim ülkemizin de kurumlaşma halkası zayıftır. Bu açıdan Türkiye’nin nadir, belki de tek kurumlaşmış bakanlığı Dışişleri’dir. Şimdi bu da ne yazık ki sulandırılıyor. AK Partihükümetinin bir gece yarısı, ‘torba kanun’la yapıverdiği baskın düzenlemeyle Dışişleri’nin kurumlaşması büyük bir darbe yemiş durumda... Vahimdir bu gelişme... Bakalım, kendi başarılı Dışişleri Bakanlığı döneminde Dışişleri’ne güvenerek çalışmış Cumhurbaşkanı Gül şimdi ne yapacak, gerçekten merak ediyorum.”
Torba kanunla vahim düzenleme
AK Parti hükümetinin bir gece yarısı baskınıyla, anlaşılan daha önce verdiği sözü de unutarak, tam Meclis tatile girerken yaptığı ne mi? Konunun inceliklerini bir yana bırakarak neyin ne olduğu şöyle özetlenebilir:
Dışişleri Bakanlığı’nda, dışarıdan atanan büyükelçiler artık merkeze döndüklerinde genel müdür, müsteşar yardımcısı ve müsteşar da olabilecekler.
Hükümet bunun yolunu açtı.
Böylece, Dışişleri Bakanlığı’nda ‘istisnai memuriyet’in kapsamı genişletilmiş oluyor.
Hükümet, daha önce bu kapsamı daha da geniş tutan bir yasal düzenleme getirmek istemişti. Dışarıdan Dışişleri’ne yalnız büyükelçi değil, her kademede çalışacak meslek memuru atanmasını da öngören bir çalışma yapılmıştı Başbakanlık’ta...
Ama bu çalışma, Dışişleri Bakanlığı bünyesi içinde büyük ve haklı tepkilere yol açtı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da huzursuz oldu bu durumdan. Cumhurbaşkanı Gül nezdinde de bazı girişimler yapıldı.
Ama sonunda, bir gece yarısı baskınıyla, tepkiye yol açan kapsam daraltıldı ve sadece ‘dışarıdan büyükelçiler’in merkeze döndüklerinde, eskisinden farklı olarak genel müdür ve üzerindeki görevlere, yani müsteşar ve yardımcılıklarına atabilecekleri yasalaştırıldı.
Dışişleri bünyesinde haklı bir tepki dalgasına yol açan, büyük huzursuzluk yaratan durumun özeti böyle.
Dışardan atamalar genellikle askeri dönemlerde yapıldı
Geçmişi hatırlamakta yarar var.
Dışişleri’nde dışarıdan büyükelçiler, genellikle askeri yönetim dönemlerinde ve sonrasında atanmıştır. Böyle bir uygulama eskiden beri vardır.
27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle bazı asker kişiler büyükelçi olarak değişik merkezlerde görev yapmışlardı. Bu arada, bazı özel uzmanlık isteyen merkezlere de tek tük sivil kişiler büyükelçi olarak atanmışlardı.
Ama bu konuda hemen her zaman bir ölçü, bir seviye tutturulmaya çalışıldı. AK Parti’nin başlangıç döneminde de buna özen gösterildi.
Ama son birkaç yıldır kantarın topuzu kaçmaya başladı. Dışarıdan siyasi atamalarla yapılan büyükelçi sayısı 17’ye yükselmiş durumda. Bunun çoğalacağına ilişkin belirtiler de suyun yüzüne vurmaya başladı.
Ve şimdi AK Parti iktidarı bir adım daha atarak, dışarıdan tayin edilen büyükelçilerin Ankara’ya döndüklerinde genel müdür, müsteşar yardımcısı ve müsteşar olabilmelerinin de yolunu açtı, demin belirttiğim gece yarısı baskını ile...
Evet, vahim bir durum!
'Monşer' küçümsemesi büyük bir haksızlık
Sözü daha fazla uzatmak istemiyorum.
Diplomatlık dünyanın her yerinde ‘liyakat’a dayanan, geleneği, adabı, disiplini olan, ciddi bir meslek içi eğitim ve deneyim birikimi gerektiren bir meslektir.
Türkiye’de bugüne kadar bütün iktidarlar, Hariciye’ye, Dışışleri’ne özen, dikkat ve tolerans göstermişlerdir. Menderes zamanında da, Demirel zamanında da, Ecevit zamanında da, Özal zamanında da, bazı tek tük istisnalar dışında genellikle böyle olmuştur.
Diplomatlarımızı monşerler diye küçümsemeye kalkışmak büyük bir haksızlıktır. Dışişleri Bakanlığı’nın ta Osmanlı’dan gelen kurumlaşmış yapısına darbe vurmak, ‘liyakat’e dayanan kurumlaştırmasını sulandırmak büyük bir yanlıştır.
Evet, bu sadece Tayyip Erdoğan’ın ‘monşer kompleksi’nden değil, özellikle son zamanlarda kendisine musallat olan tavizsiz-uzlaşmasız siyaset anlayışının da bir başka ürünüdür; ‘uzlaşma’yı bir zaaf olarak gören bir haleti ruhiyenin eseridir.
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024