Hasan ÖZTÜRK
Sekiz yaşında bir kızım. Küçük kardeşimle birlikte yaşıyoruz. Biz karnındayken ölmüş annemiz... Her sabah İznik Gölü'nde avlanan balıkçıların şarkılarını dinler, her akşam gölden su içen yıldızları okşarız dallarımızla. Bu göl İznik Gölüdür; hani şu, Şeyh Bedrettin'in, suyundan bir avuç alıp, avucundaki sular dökülürken de:
"-O ateş ki kalbimin içindedir
tutuşmuştur
günden güne artıyor.
Dövülmüş demir olsa dayanmaz buna
eriyecek yüreğim..."
diyerek, kıyısına sürgüne gönderildiği göl... İkiz kardeşimle birlikte bu gölden su içeriz köklerimizle. Yüzlerce yaprağımızı yelpaze yaparız sıcaktan bunalanlara. Gölgemizde yorgun insanlar oturup dinlenirler. Her sabah, dallarımıza konan küçük kuşlar, ışık vermeleri için şarkı söylerler güneş tanrılarına...
Zeytin ağaçlarıyla dostluk ederiz gün boyu. Çınar ağacıyız diye, hiç yadırgamazlar. Onlar bizi biz onları severiz. Hepsi tanırlarmış genç yaşında öldürülen annemizi. Ancak, bize hiç söz etmediler ondan. Bir ay kadar oldu annemizin kim olduğunu öğreneli. Çok genç yaşta öldürüldüğünü öğrendik onun. Geçenlerde bizi filme alıp fotoğraflarımızı çekmek için gelenler, onunla ilgili, uzun uzun konuştular. Gözlerinin içi gülen, zayıfça bir adam vardı içlerinde; daha önce de görürdüm o adamı. Sık sık ziyaretimize gelir, sevgiyle okşardı dallarımızı. Onun anlattığına göre, Nâzım Hikmet'in ölümünün birinci yıldönümünde buluşan dostları, şairi anıp şiirlerini okumuşlar. Ertesi gün de, Nâzım'ın, mezarının başına istediği çınarı dikmeye karar vermişler. Köyün üstündeki dere kenarına gidip, orada doğan küçük çınarlardan en güzelini, yani benim annemi alıp buraya getirmişler. Onu dikenlerin içinde Nâzım'ın Bursa cezaevinde birlikte yattığı İbrahim Balaban, İsmail Başaran, Bursa'dan Mimar Emin Canpolat ve bunları anlatan, gözlerinin içi gülen, zayıfça, adına Fevzi dedikleri adam da içlerinde olmak üzere,yedi kişi varmış...
Yıllar geçtikçe annem büyümüş, kendisini görenleri imrendiren bir genç olmuş. Yaşları yüze, iki yüze gelmiş zeytin ağaçlarını geçmiş boyu. O da bizim gibi İznik Gölü'nün balıkçılarının sevda türkülerini dinleyerek büyümüş... Tepedeki dalları, Bedrettin'in kapatıldığı İznik Kalesi'ni görmeye başlamış. Kuşlar, dallarında daha güzel öter, daha sevecen okşarmış onun yapraklarını güneş... Nâzım dostları, yaz günleri gölgesine gelip şiirler okurken, annem yapraklarını yelpaze yapıp serinletirmiş onları. Şu karşıdaki Ulu Çınar'la annem sevdalıymışlar
birbirlerine. Anneme, yanık şarkılar gönderirmiş rüzgârlarla Ulu Çınar. Kuşlar, dallarına konup Ulu Çınar'ın kendisi hakkında düşündüklerini anlatırlarmış anneme...
Annem çok mutlu on beş yıl geçirmiş bu gölün kıyısında. Sevgi ve saygı görmüş insanlardan... Bir gün gelmiş; üstünde kara bulutlar, altında kendisini horlayan, sövüp sayan insanlar belirmiş. Biz ağaçlar, en çok insanlardan korkarız. Fırtınadan, kardan, doludan korkmayız onlardan korktuğumuz kadar. Fırtına, kar, dolu pek pek yapraklarımızı döker, bir kaç dalımızı kırar. Ama insanlar? Dilimizi bilmedikleri için yakarışlarımızı, ağlayışlarımızı duymazlar. Hiç bir silahımız yoktur onlara karşı koyacak. Hiç bir karşılık veremeyiz saldırılarına; kaçıp kurtulmamız da olanaksızdır zaten...
İşte, benim güzel annem, bu kara yürekli, ağızlarından salyalı sövgüler akan insanları görünce çok korkmuş. Korkudan yaprakları titredikçe, onun bu haline kuşlar ötüşüp ağlamışlar. Annemin sevdalısı Ulu Çınar, öfkelenip koca dallarını sallamış ama, düşman insan olunca, o da bir şey yapamamış; umarsız beklemiş olacakları...
Sövgüler, onur kırıcı sözler yetmemiş olacak ki, bir kaç kişi ellerinde hızarlarla gelmişler bir gece. Hızarlarla bölmüşler güzel anneciğimin uykularını. Ağlamasına, yakarmasına hiç aldırış etmeden, kesip parçalamışlar her yanını. Kesenler, suçu aklını kullanamayan zavallı bir gencin üstüne atıp sıyrılmışlar işin içinden...
Haberi duyan Nâzım dostları, gelip annemin çotuğunun yanına çöküp acılarını dökmüşler toprağa... Kıyıcılar annemin ölüsünü yakıp kül etmişler... On beş yaşındaki o güzelim annemin ölümünü böyle anlattı o zayıfça, gözlerinden sevgi fışkıran adam, Nâzım'ın kız kardeşine ve dostlarına. Dostları da Nâzım'ın acısını bir kez daha yaşayarak dinlediler onu. Kardeşimle beni sevip, avuntularının bizler olduğumuzu söylediler. Annem öldükten bir yıl sonra, ilkin ben, sonra da kardeşim doğdu. Annemi kesip kül eden kıyıcılar, köküne sakladığı bizleri yok edememişlerdi. Bilseydiler bizim doğacağımızı, kökünü de kazıyıp karartırlardı geleceğimizi...
Mart'ın başıydı Nâzım dostları ziyaretimize geldiklerinde. Doğduğumdan beri köklerimi sularıyla serinleten gölü ve kışın soğuğundan yeni yeni kurtulup canlanan ovaları, içlerine doldururcasına bakıp filmlerimizi çeken, altımızda fotoğraf çektiren o güzel insanlar gittikten sonra kardeşimle konuşup dertleştik. O beni, ben onu annemizin yerine koyup uzun uzun okşadık yapraklarımızla...
Daha sonraki günler, dallarıyla barışı selamlayan zeytin ağaçlarından da dinledik annemizin öyküsünü: "Yanımızda doğdu, nasıl bilmeyiz başına gelenleri," dediler. "Yıllarca aynı güneş okşadı yapraklarımızı. Aynı kışlarda üşüdük, aynı yağmurlarda ıslandık, aynı kuşlar kondu dallarımıza" diye eklediler, zeytin ağaçları. Sizleri üzmemek için anlatmadık annenizin acı ölümünü. "Anneme kıyıp, onu yok eden insanlara ertesi yıl ürün vermediklerini söylediler... Göl, balıklarını, kerevitlerini saklamış uzun süre. Kuruyor sanmışlar insanlar Bedrettin'in gölünü. Zeytinlerin verimsizliğini, gölün balıklarını saklamasını anlamamış olacaklar ki, insanoğlu yine sürdürüyor kıyıcılığını...
Bizi görmeye gelen güzel insanlar topluluğundan, ne denli önemli bir görevimizin olduğunu öğrendiğimizde, kardeşimle nasıl da sevinmiştik. Nâzım'ın isteğiymiş başında bir çınar ağacının olması. Bizi görmeye gelen başkalarından da çok şeyler dinledik bu konuda. Nâzım, gurbet yıllarında, ne zaman ülkesini özlese, altında oturduğu çınarları anımsarmış. Ölümünü düşündüğünde de yurdunu ve altında oturduğu o ulu çınarları düşünmüş olabileceğini söyledi bizi görmeye gelenlerden Rasih Nuri dedikleri yaşlı bir Nâzım dostu...
Anıt ağaç derlermiş bize, uzun ömrümüz ve görkemli gövdemizden dolayı. Annem genç yaşında öldürüldüğü için asırlar boyu yaşayıp anıt ağaç olamadı. Bizler yaşayıp anıt ağaç oluruz belki... Dünyada iki türümüzün olduğunu, bunlardan Doğu Çınar'ı olanının Anadolu kökenli, Batı Çınarı'nın Amerika kökenli olduğunu söyledi gelenlerden biri. Nâzım'ın isteğinde bunun da etkisi olabileceğini söylediler. Anadolu'da, Hasan Bey'in vurdurduğu Anadolulu Irgat Osman bir yanında, çavdarın dibinde toprağı çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen, Anadolulu şehit Ayşe öbür yanında; Anadolu'nun bağrından fışkırmış bir çınar ağacı başucunda yatmak istemiş olabilir büyük ozan, dediler...
Kardeşim yaş olarak benimle aynı yaşta olmasına karşın, bir türlü serpilip boy atamadı. Ufak tefek sevimli bir kızdır o. Olmayacak zamanda yaprakları sararıp kuruduğunda, kışları kar altında çok üşüdüğünde, ödüm patlar ona bir şeyler olacak diye. Görmeye gelenlerin, benim gövdeme bakıp övücü sözler söylemelerine, bazılarının onu görmezden gelmelerine hiç aldırmaz kardeşim. Ablasının güzelliği konuşuldukça öylesine sevinir ki…
Zorlu bir kış geçirmiştik yine. Bahar gelip toprak ısınınca, biz de kendimize gelmeye başlamıştık. Biz çınarlar gibi, o da Anadolu'nun bağrından fışkıran, bereket tanrıçası Kibele, yeryüzüne çıkıp, bereketli elleriyle toprağı okşamıştı. Mayıs ayındaydık, dallarımıza su yürümüş, yapraklarımız tomurcuklanmıştı. Her yanımızı papatyalar sarmış, utangaç sevgililer gibi kızarmıştı gelinciklerin yanakları. İznik Gölü'nün üstündeki sis, yavaş yavaş dağılmış, tatlı tatlı göz kırpıp gülümsüyordu güneş sulara. Açık sarı baharlarla yüklüydü yaşlı zeytin ağaçları. Yüz yıllardır, açık sarı baharları lacivert meyvelere dönüştürmekten yorulmuşlardı halsiz düşmüşlerdi. Kurşuni bir sessizlik içindeydiler. Altlarını biraz sürüp, diplerine bir avuç gübreyi çok gören insanlara durmadan ürün veriyorlardı. Yorgun ve halsiz düşüp ürün veremediklerinde de insanların yüzleri bir karış asılırdı...
Hava çok güzeldi bugün. Mayıs ayını çok severdik biz kardeşimle. Soğuğu dondurmayan, güneşi yakmayan bu ayda çevremizdeki çiçeklerin kokusu başımızı döndürürdü. Bu yılki Mayıs ayı da, yine tüm güzelliğiyle kucaklıyordu bizi. Ancak, bu sabah, bizi görmeye gelen, iki Nâzım dostu, içimizi burkup gittiler. Okudukları bir şiirden, büyük ozanın böyle bir Mayıs ayında, hakkı olan özgürlüğünü isteyip, cezaevinde açlık grevi yaptığını öğrendik. İnsanların acımasızlığı bir kez daha yaktı yüreklerimizi...
Öğleden sonra bir otomobil yanaştı gölün kıyısına. İçinden iki genç indi. Birbirlerine sarılıp yürüdüler kıyısında gölün. Daha sonra da yolu geçip bizim yanımıza geldiler. Dibimize oturup kopardıkları papatyalarla fal baktılar. Papatyaların yapraklarını birer birer koparıp:"Seviyorsun, sevmiyorsun, seviyorsun, sevmiyorsun,"deyip papatya falı bakıyorlardı. Hep, seviyorsun çıkıyordu fallarında. Onların o hali annemizin sevdasını anımsatmıştı bize. Onun, Ulu Çınar'a olan sevdasını... Oğlan kalkıp iki gelincik kopardı. Kopardığı gelincikleri, kızın siyah saçlarına taktı. Kız, çok hoşlanmıştı bundan. Oğlan çevresine bakınıp, kimselerin olmadığını görünce kaçamak bir öpücük kondurdu kızın dudaklarına. Kardeşimle onlara bakıp sessice gülüşüyorduk. Bizim kendilerini seyrettiğimizden habersiz olduklarından çok rahattılar... Hep böyle olsa ya insanlar, diye geçirdim içimden... Hep bu gençler gibi sevecen olsalar ya? Genç adam, dudaklarına bir kaç kez öpücük kondurunca, kızın beyaz yüzü saçlarındaki gelincikler gibi kızarmıştı. Onların bu hali bizden çok, yaşlı zeytin ağaçlarının hoşuna gitmişti. Onlar bir türlü gençlerden ayıramıyorlardı kurşuni bakışlarını...
Hava kararıyordu yine. Gölün lacivert sularının üstüne siyah bir örtü serilecekti biraz sonra. Ulu Çınar'ın altında güneşleyen köylüler, gezmeye gelmiş yabancılar, birer birer gidiyorlardı evlerine. Biraz sonra zeytin ağaçlarının gri renklerini siyaha boyayacaktı akşam... Annemizin böyle siyah bir sessizlikte kesilip yok edilişini duyduktan sonra, her karanlık bastığında bir hüzün dolardı içimize. Gündüz olsun istiyorduk hep. Epeydir ölümü çağırır olmuştu karanlık...
Geceleri kimseler uğramaz buralara genellikle. Yaz gecelerinde sebzelerini sulayan olur ama, bu aylarda kimsecikler uğramazdı. Bu gece iki kişi dolanıyordu çevremizde; saat de ilerlemişti. Durumları da hiç güven vermiyordu çevremizde dolananların. Birinin elinde balta vardı. Gelip dibimize oturdular. Sigaralarını yakarken kibritin ışığında yüzlerini gördük. Gözlerindeki hınç korkuttu kardeşimle ikimizi. Biraz sonra da bizden söz etmeye başladılar. Nâzım’ın kız kardeşi ve dostları geldikten bir süre sonra Gazetede fotoğraflarımız çıkmıştı. Gazetede gördükleri fotoğrafımız çileden çıkarmıştı onları. Ağız dolusu sövüyorlardı. Ne Nâzım kalmıştı sövmedikleri, ne de onun için çınar dikenler. Komünistlerin ayaklarını kesmeliyiz buralardan diyorlardı.
Konuşmalarından anlamıştık kardeşimle. Öldüreceklerdi bizi bu adamlar. Çok korkmuştuk. Sonumuz annemize benzeyecek gibiydi. Niye hemen yapmıyorlardı bunu?.. Belki de zamanın biraz daha ilerlemesini, yanımızdaki yoldan geçen araçların azalmasını bekliyorlardı. Çaresizdik; yapabileceğimiz hiç bir şey yoktu kardeşimle. Bağırmak istiyorduk, sesimiz çıkmıyordu. Kaçıp kurtulmak istiyorduk kaçamıyorduk... Bir karabasandı bu. Annemin katilleri bize de kıyacaklardı. Vakit ilerledikçe açık açık söylemeye başlamışlardı bunu...
Sonumuza doğru ilerliyordu saatler. Ölümün yüreğimi dağlayan ateşinde, büyük ozanın cezaevi arkadaşlarından birinin, bizi sevmeye geldiği gün okuduğu şiir düşmüştü aklıma:
Bizim avludan mı kalkacak cenazem?
Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan?
Asansöre sığmaz tabut,
merdivenlerse daracık
Daha uzun olan şiiri korkudan anımsayamıyordum. Bizim cenazemizi nasıl taşıyacaklardı? Dibimizde oturan adamlardan birinin elindeki tenekeye bakılacak olursa, belki de yakacaklar cenazelerimizi...
Bizden ne istiyorlardı bunlar? Saçmalıyorum... Nâzım'dan ne istiyorlarsa, bizden de onu istiyorlardı. Sevginin düşmanıydılar. Yurtlarını süsleyen ağaçları kesecek kadar kıyıcı, yurtlarını süsleyen ozanları zindanlara atacak kadar canavardılar. Bizi ziyarete gelen o yaşlı adamın okuduğu şiiri düşündüm. Ne güzel söylemiş onlar için büyük ozan:
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağındaki ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına;
-çürüyen diş, dökülen et-
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.
Vakit gece yarısını geçmiş, yoldaki araç geliş gidişi de azalmıştı iyice. Elinde balta olan adam kalktı. Diğeri de kalkıp elindeki tenekeyi zeytin ağaçlarından birinin dibine bırakarak yola indi. Uzaktan gelen araçları denetliyordu. Bir araç geçerken bizden yana kaçtı. İkisi de birer ağaç bulup arkasına gizlendiler. Araç uzaklaştığında adam yeniden yola çıktı; ağaçların arasından uzaktaki araçları göremeyen, eli baltalı olana seslendi:"Başla!.."
Kardeşimden başladı adam kıyıma. Hem, sövüyor, hem de tüm hıncıyla vuruyordu baltayı kardeşime. Söverken de ağzından tükürükler saçılıyordu... Balta sesini çevredeki zeytin ağaçları ve diğer ağaçlar duymuştu. Kireç gibiydi papatyaların yüzleri; kan ağlıyordu gelincikler. Yaş içindeydi İznik Gölü'nün gözleri. Hem öldürüyor, hem sövüyordu adam sarı salyalı ağzıyla. Kuşlar uykularından uyanmış, umarsız çığlıklarla dönüyorlardı kıyıcının tepesinde... Zeytin ağaçları ağıt yakarcasına, öne arkaya sallanıyorlardı yavaş yavaş... Ve kardeşim devrildi biraz sonra. Ağaçlara çarparak uzandı boylu boyunca...
Sıra bana gelmişti. Uzaktan bir aracın geldiğini iletti gözcülük yapan. Yine saklandılar ağaçların arkasına. Yoldan geçen aracın ışıkları aydınlattı yerde yatan kardeşimin ölüsünü. Benim için de ölüm kaçınılmazdı. Saniyeler kalmıştı yaşanası dünyadan kopup gitmeye. Oysa:
Yaşamak ne güzel şey,
Anlayarak bir usta kitap gibi
bir sevda şarkısı gibi duyup
bir çocuk gibi şaşarak
YAŞAMAK...
Nâzım'ca ölecektim; vermiştim kararımı. Eli baltalı bu katil, yeşil gözlerimde korkuyu görebilmek için boşuna bakacaktı bana... Ve, öyle de yaptım. Baltayı her vuruşunda biraz daha ölüyordum. Ancak, korkunun bir tek izi bile yoktu gözlerimde. Kıyıcı bu durumumu gördükçe çılgına dönüyordu. O, kendi kendisini kestiğini bilmiyordu. Vurduğu her balta, beni sonuma yaklaştırırken, lanetim onun üstüne sıçrıyordu. Ölünceye dek onun üstünde kalacaktı bu lekeler. Gün gelecek, benim lanetimde boğulacaktı... Sonunda, annem gibi, kardeşim gibi bende kopmuştum kökümden. Kardeşimin üzerine devrildiğimde onun öldüğünü anladım. Mayıs güneşinde ısınmış olan yaprakları soğumaya başlamıştı. Bense ölmemiştim daha. Siyah geceyi yas giysisi yapmış, için için ağlayan zeytin ağaçlarını görüyordum çevremde. Son kez İznik Gölü'ne baktığımda, dalgaların gözyaşları gibi akarak kıyıya vurduklarını gördüm. Yanıma gelip beni kucaklamak istercesine çırpınıyorlardı Kendisi için en güzel dizeleri yazan İznik Göl'ü Nâzım'ın, çınarına ağlıyordu. Gözlerim bulanıklaşmaya başladığında, yakınımda parlayan bir alev gördüm. Kıyıcı baltayı bırakmış, getirdikleri tenekeyi almıştı eline. Tenekeden döktüğü gaz yağıyla toprakta kalan kökümüzü yakmak için bir kibrit çaktı. Ağzından saçılan salyalar kibriti söndürdü. İkinci kibriti yakarken salyaya batmış bir ses duydum:
-Çınar ağacının dibinde yatmak istiyormuş vatan haini
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2015
20.12.2014
7.12.2014
16.11.2014
26.10.2014
11.10.2014
27.09.2014
14.09.2014
3.09.2014
16.08.2014