Hilâl KAPLAN
Başbakan Erdoğan, neden ülkedeki muhalefet partilerine toz yutturan bir lider olduğunu bir kez daha kanıtladı. Nerdeyse her güne ölüm haberleriyle uyanmaya alıştığımız bir dönemde Oslo benzeri bir sürecin yeniden başlayabileceğini söyledi. Dünya üzerindeki çatışma süreçleri üzerine yaptığım okumaların hiçbirinde, şiddetin tavan yaptığı bir dönemde, örgütle müzakere edilebileceğini açıktan söyleyen bir lidere rastlamadım.
Öte yandan OdaTV ve Aydınlık gibi odaklar tarafından kaçıncı kez tongaya düştüğünü unuttuğumuz Kılıçdaroğlu da her zamanki tekinsiz ve güvensiz duruşuyla Başbakan Erdoğan için 'Muhatabı Öcalan'dır' demiş. CHP lideri, kendi partisinin iki senedir önerdiği 'âkil insanlar komisyonu'nun Öcalan'la değil de sevgi pıtırcığı teletabilerle muhatap olacağını sanıyordu herhalde!
Hükümet, müzakere ihtimaline 'yeşil ışık' yakarken, 'önşartsız masaya oturmaya hazır' olduklarını beyan eden PKK'nın Avrupa kanadı da süreçte Öcalan'ın merkezî bir rolde olması gerektiğini vurguladı.
Lâkin ne hikmetse eskiden ağızlarından 'önderlik' dışında söz duymanın nerdeyse imkânsız olduğu BDP, müzakere sürecine destek olacaklarını beyan etmeleri dışında Öcalan'ı ön plana çıkaran bir tavır sergilemiyor. Hatta Öcalan'ın avukatlarından da olan milletvekili Aysel Tuğluk, geçtiğimiz hafta Taraf'ta yayınlanan yazısında Öcalan'ın bile etki edemeyeceği bir döneme girdiğimizi ifade etmişti.
Devrimci halk savaşını bitirme çağrısı yapan Öcalan'a, özellikle Silvan saldırısından itibaren (14 Temmuz 2011) 'itaatsizlik eden' Kandil'den herhangi bir açıklama gelmedi. Zira bu açıklamayı yapabilmek ve müzakereye açık olduklarını beyan edebilmek için öncelikle 'devrimci halk savaşı' stratejisinden vazgeçtiklerini ilan etmek zorundalar. Çünkü hem savaş stratejisini sürdürmek hem de masaya oturmak gibi bir seçenek söz konusu değil. Ki bu da PKK'nın geri adım attığını kabul etmesi demek oluyor.
Bu minvalde hükümet, müzakere ihtimaline sıcak baktığını ifade derek bir taşla üç kuş vurmuş oldu:
1. Çözüm yöntemi olarak savaşıp öldürmek dışındaki yöntemlere de açık olduğunu beyan etti. Böylelikle örgüt mevcut stratejisinden vazgeçmediği müdddetçe, esas savaşı sürdürme niyetinde olanın PKK olduğunu net biçimde ortaya koymuş oldu.
2. CHP'nin son süreçte hükümeti kriminalize etmek amacıyla Oslo müzakerelerini gündeme getirmesini açığa düşürmüş oldu. Mahcup bir şekilde değil, alnının akıyla Oslo sürecini başlattığını, gerekirse yeniden başlatacağını göstermiş oldu.
3. PKK'nın İmralı'ya gömdüğü Öcalan'ın tekrar sürece dahil olmasının önündeki engelin 'bozuk koster'lerden ziyade, PKK liderleri olduğuna işaret etmiş oldu.
Şimdi PKK'nın önünde iki seçenek var: Ya Esed rejimini destekleyen güçlerin taşeronluğunu sürdürmeye ve barışçıl yöntemleri denemeye hazır olan bir hükümete rağmen saldırılarına devam edecek. Ya da 'becerebiliyorsanız yapın devrimci halk savaşını' diye meydan okuyup çekilen Öcalan'ın sürece müdahil olabilmesine fırsat tanıyacak.
Seçenek hangisi olursa olsun, hükümetin 'Oslo' çıkışı siyaseten de ahlâken de doğru bir çıkıştır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019