İbrahim Kahveci
TÜİK’in “Yaşam Memnuniyeti” çalışmasına göre (2024) ülkemizin en büyük sorunları:
1-Hayat pahalılığı işsizlik ve yoksulluk %48,7
2-Eğitim %15,7
3-Adalet %8,2
Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada 10 yıl sonra nüfusumuzun azalmaya başlayacağını belirterek “Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir” dedi.
Peki, Erdoğan’ın savaştan bile daha tehlikeli olarak nitelendirdiği bu soruna toplum neden ilgi görülmüyor?
Bu sorunun cevabı aslında çok basit: Toplumlar sorunlarla yüzleştiklerinde o sorunu algılıyor; öncesinde ise o sorunu söyleyenleri ya zindana atıyor ya da toplumdan dışlıyor. Tarih hep böyle gelmiştir ve böyle yaşanmıştır.
O nedenle aydınlar hep zulüm görmüş vasatlık ise hep kabul görmüştür.
YAPISAL SORUNLAR
Bugün Erdoğan’ı çok sert eleştiren biri olarak yazıyorum. Benim için hayat pahalılığı ve/veya yargı çok önemli sorun değildir. Bizler için geçim derdi ve/veya haksız zindana atılmak geçici bir kişisel sorundur. Yarın yeni bir yönetim gelir ve çok kısa sürede bu iki temel sorunu çözebilirler.
Asıl sorunlarımız yapısaldır ve çözümü çok büyük emek gerektirir. Benim Erdoğan ve AK Partiye karşı duruşumun ana nedeni bunlardır.
Maaşı yetmiyor diye oy tercihini değiştiren benim için çok önemli değildir. Asıl önemli olan şey ÜLKEMİN gelecek kuşaklarını düşünerek yapısal sorunlara çözüm istemektir.
Mesela eğitim sorunu ve onun dış yansıması olan teknoloji düzeyimizin durması yapısal bir sorundur. Türkiye’de 2007 yılından beri teknoloji düzeyi yerinde saymaktadır. Ve gelecek kuşaklar bu bilimsel duruştan çok daha fazla olumsuz etkilenecektir. (Kalıcı fakirlik)
Teknolojisi duran bir ülkeden bir de iyi eğitimliler göç edip gidiyorsa korkum kat be kat daha fazla artmaktadır.
Unutmayın, KAÇILAN ÜLKE her zaman zayıflar ve bir süre sonra ayakta duramaz. Türkiye maalesef kaçılan ülkedir ve Erdoğan ise onlar için “giderlerse gitsinler” diyecek kadar sorundan bihaberdir.
NÜFUS SORUNU
Türkiye’de 2014 sonrası yapısal yıkım adına adeta ne varsa yaşanıyor.
Mesela Ak Parti’nin ilk iki döneminde düzelen gelir dağılımı 2014 sonrası yeniden bozulmaya başlanıyor. 2014 sonrası mesela yolsuzluk endeksinde hızla artışa geçiyoruz.
2014 sonrası en büyük yıkımı nüfus sorununda yaşamaya başlıyoruz. 2014’de başlayan yıkım 2017 Başkanlık Sistemi ile adeta katmerleniyor.
2014 yılında ülke nüfusu 77 milyon 696 bin kişi iken doğan bebek sayısı 1 milyon 351 bin… Ve 2023: Ülke nüfusu 85 milyon 372 bin kişiye çıkıyor ama ülkemizde doğan bebek sayısı 958 bine geriliyor. (2024 rakamı henüz açıklanmadı ama muhtemelen 950 binin altına düşecektir)
Doğum çağındaki kadın başına doğum sayısı 2014 yılında 2,19 iken bu oran 2023 yılında 1,51’e gerilemiş oldu. Doğan bebek sayısı yüzde 29 azaldığından nüfus piramitimizde 0-9 yaş grubunda azalma çoktan başlamıştır.
Daha 5-6 yıl önce Avrupa’da doğum oranında bile birinci olan Türkiye şimdilerde AB ortalamasının bile altına düşmüş durumda.
Türkiye’de yaşlı nüfus hızla artarken çocuk nüfus hızla geriliyor.
Bakınız yaşlı nüfus sorunu halen bizde yüksek değil çünkü daha yeni yaşlanıyoruz. Burada iki ayrıntı çok çok önemli:
1-Bizler zenginleşmeden yaşlanıyoruz. Oysa yaşlı ülkelerin büyük kısmı zenginleşmenin ardından yaşlanmaya başladılar. Bu durumda bizler yaşlı ve fakir ülke olacağız.
2-Bizim nüfus dengemiz çok çok hızlı bozuluyor. Yani genç nüfus oranındaki düşüşle yaşlı nüfus oranındaki artış hızı çok fazla. Bu durumu sindirerek, hazmederek taşıyacak noktada değiliz. Yaşadığımız şeyi şöyle izah edebiliriz: 80 ve 90’lı yıllarda Türkiye’de yüksek enflasyon vardı ama oranlar yılda yıla 50-60’dan 70-80’e değişiyordu. Oysa Türkiye 2021-22 yıllarında birden ve çok sert şekilde yüzde 20’li enflasyondan yüzde 80-90’lı enflasyona ulaştı. Adeta şok etkisi yaşadık.
Gelelim nüfusun neden düşeceği sorununa…
Bu konuda geçmişte çok sayıda yazılar yazdım. Ülkede kriz dönemlerinde azalmaya başlayan doğum oranlarının krizlerden sonra arttığını defalarca verdim.
Türkiye 2014 sonrası BÜYÜK BUHRAN yaşamaya başladı.
Ülkemizde umutlar azalırken umutsuzluk hızla arttı. Yüzde 42’lerde seyreden 1 sonraki yıl iyi olacak diyenler yüzde 21’lere gerilerken, daha kötü olacak diyenler yüzde 9’lardan yüzde 26’lara yükseldi.
Gelir dağılımı bozuldu ve fakirlik hızla arttı.
Şimdi burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değindiği farklı konuya yine bakacağım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan KADEM Kongresinde nüfus sorununa dikkat çekerken şu nedenleri öne çıkartıyor:
-1960’larda yanlış bir iş yaparak doğum kontrol sistemiyle Türk nüfusunu azalttılar.
-CHP’li belediyeler cinsiyetsizleştirme programına destek veriyor. LGBT yüzünden nüfus artmıyor.
-Neo-liberal kültür aile düzenini yok ediyor, aile kurmak ve çocuk sahibi olmak daha önce olmadığı kadar örselenmiş durumda. Bugün pek çok ailenin 25, 30 ve 35 yaşına gelmiş çocuklarını evlenip yuva kurmaya, çocuk sahibi olmaya ne yazık ki ikna edemediğini görüyoruz. İnşaat sektörünün 4+1 veya 3+1 değil, daha ziyade stüdyo tarzı 1+1 konutlar yapmaya yöneldi. Asıl tehlike burada, çünkü gençler tak başına yaşıyor ve 1+1 onlara yetiyor.”
Evet, Erdoğan’a göre Türkiye’nin nüfus sorunu bu nedenlerle oluşmuş.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise nüfus sorununa şu nedenleri sebep görmüştü:
-1980 darbesi sonrası “en fazla 2 çocuk politikası” ile doğurganlığın azaltılması
-Ve refah artışı… Refah artışı doğurganlığı azalttı
Bu konuşmaları görünce insanın içi kararıyor. Çünkü sorun tespit edilemeyince çözüme de ulaşılamıyor.
Önce şu konuyu tekrar soralım: 2014 sonrasına kadar Avrupa’da ilk sırada olan doğum sayımız ve oranımız ne oldu da bu kadar kısa sürede Avrupa ortalamasının bile gerisine düştü?
2014 sonrası aşırı refah artışı mı yaşadık; yoksa tam tersine büyük bir BUHRAN içinde miyiz?
Bakınız 2014 sonrası yaşanan büyük çöküşte ana nedenlerden biri de ev sahipliği meselesidir. Aile kurmak ve çocuk sahibi olmak için geleceğe umutla bakmak ve iyi bir barınma imkanının sağlanmış olması gerekiyor.
2013 yılından 2024 yılına Türkiye’de “hane sayısı” 6 milyon 388 bin artarak 27 milyon 516 bine yükseldi. Yeni oluşan bu 6 milyon 388 bin hanenin tam 3 milyon 212 bini kiracı olarak yaşıyor.
Gençlerin geleceğe yönelik umutları çökmüş durumda ve en acı tarafı da gençlerin ev sahibi olmak ve yuva kurmak imkanları yok edilmiş durumda.
Sanırım Erdoğan şunu görmüyor: Kendi yakınlarındakiler lüks arabalarda pudra şekeri koklayacak duruma gelmiş olabilir ama ülke gençliği açlık sorunu ile kıvranıyor. İyi bir eğitim alsalar bile LİYAKAT sistemi olmadığından iyi bir işe giremeyebiliyorlar. İslam’ın “işi ehline verin” emri maalesef Hükümet Müslümanlığında yok.
Umut yok
Ev yok
Liyakat yok
Çocuk yok…
Buna rağmen işi yok LGBT yok CHP gibi akılalmaz yerlere taşımak başka bir yetenek sanırım. Sorumsuz bir yönetimin sorunu hep başkalarına atması tam da bu olsa gerek.
Gençler neden gelecek arayışında sanırım anlamışsınızdır. Onlar çapulcu değil; bu ülkenin gerçek sahipleridir. Haklarını ve geleceklerini arıyorlar.
Lütfen azıcık rakamlara bakınız ve öyle sözler söyleyiniz. Akıl ve bilim gidince geriye altı bomboş laflar kalıyor.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025