İhsan DAĞI
Soru bu; MHP'nin katılmadığı bir çözüm mümkün mü? AK Parti ve CHP Kürt meselesine çözümü Meclis'te aramak üzere anlaştı. Bu çok olumlu bir gelişme. BDP'nin de bu gruba katılması muhtemel. Geriye MHP kalıyor; kim ikna edebilir MHP'yi bu sürece katılması için?
Bence hiç kimse. Devlet Bahçeli, 'şeytan üçgeni' olarak nitelediği bu gruba katılmayacak ve dışarıda kalacak. Yaklaşan MHP kurultayı var. Devlet Bahçeli'ye rakip aday çıkabileceği konuşuluyor. Böyle bir durumda kimse Bahçeli'den Kürt meselesinin çözümüne 'katkı almayı' aklından bile geçirmesin. Aksine Kurultay ve üzerinde siyaset yaptıkları zemin gereği CHP'nin aldığı 'yeni inisiyatif' MHP'yi daha da sertleştirecek.
Aslında MHP uzun zamandır böyle bir fırsatın doğmasını bekliyordu; herkes bir tarafta, MHP diğer tarafta. Hangi konuda? MHP'nin varlığını, kimliğini ve geleceğini borçlu olduğu Kürt meselesi konusunda. Topun kendi sahasında oynanacağını bilen MHP 'tek başına direnecek' ve topluma dönüp 'bakın, bir tek ben kaldım' diyecek.
Şimdi CHP'nin bu konuda 'öte tarafa geçmesiyle' ve AK Parti'nin de yeniden 'çözüm' (MHP'nin deyimiyle 'yıkım') tarafında görülmesiyle MHP milliyetçi cephede rakipsiz kalacak. Kürt meselesine bakışta korkuları, endişeleri ve tepkileri tek başına temsil etme fırsatı yakalayacak. Sanırım MHP'liler böyle bir durumda oylarını yüzde 20'lere çıkarmanın hesaplarını yapıyorlar; AK Parti'nin milliyetçi, CHP'nin ulusalcı oylarının en azından bir kısmını almayı bekliyorlar.
Bu beklenti ve hesap 'öte tarafı' kilitliyor. Meclis komisyonu kurulsa bile MHP'nin dışarıda kaldığı bir süreçte AK Parti ve CHP'nin çözüm konusunda gerçekten içerikli öneriler ve modeller geliştirebileceklerini sanmıyorum. Bunun nedeni salt MHP'nin gücü değil; AK Parti ve CHP'nin korkuları... Aslında bu iki partinin korkusu; kendi milliyetçi-ulusalcı destekçilerini pusuda bekleyen, dışarıda kalan, topa girmeyen MHP'ye kaptırmak. Yanlarında MHP'yi de istemelerinin nedeni bu...
'MHP'siz olmaz' diyenler sandıkta da tek başlarına Kürt meselesini çözecek adım atmaya cesaret bulamayacaklar. Aslında korkuları tümüyle yersiz de değil. MHP'nin gücü sadece kendinden ibaret değil. AK Parti ve CHP'de de güçlü bir milliyetçi-ulusalcı damar var; hem tabanda hem de tepede... Bu partilerin tümünün 'ortak kesen'i milliyetçilik. Birinin 'milliyetçilik kimliği' sorgulanır olduğunda diğerlerine destek geçişleri olabilir.
Bu endişe MHP'yi Kürt meselesinin çözümü konusunda bir tür 'veto gücü' haline getiriyor. Gücün zemini, son yıllarda seçimlerde aldığı ortalama yüzde 15 değil; AK Parti ve CHP'deki milliyetçi ve ulusalcı oylar ve aktörler... 'Çözüm' denilen 'şey'in bunları MHP'ye doğru harekete geçirmesinden korkanlar gerekli 'cesur' adımları atamazlar.
'MHP'siz olmaz' demek, Kürt sorununu MHP'ye rehin vermek, ülkeyi çözümsüzlüğe mahkûm etmek anlamına gelir. Siyasal varlığını, kimliğini ve geleceğini borçlu olduğu bir sorunun tarih olmasını MHP'den beklemek tabii ki abes. MHP bunu yapmayacak.
Peki ya AK Parti? 2009'un 'açılım' dinamikleri ve iradesi uzun süredir mevcut değil. Çözüm için ne baskı var ne de talep. Sorunu bir şekilde 'idare ediyorlar'. 'Uludere' sorulunca aklına hemen 'tazminat' gelenlerden çözüm inisiyatifi beklemeyi safça buluyorum. Üstelik şimdilerde gözünü MHP'nin oylarına dikmişken, kendi milliyetçilerini MHP'ye kaptıracak bir riske girmez AK Parti.
Kısaca; AK Parti ve CHP'nin, Kürt meselesinde birlikte çalışma kararı almaları olumlu. Ancak bunun bir sonuç üretmesi zor. Sonuç almanın şartı 'MHP'siz de olur' diyebilmek. Aksi durum Kürt sorununun MHP'ye rehin verilmesi anlamına gelir. Bırakın MHP bu işe girmesin, AK Parti ve CHP'den seken milliyetçi-ulusalcı oyları beklesin. Var mısınız kanın durması için üç-beş oy kaybetmeye?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de Türkiye’nin öncelikli hedefi ne?
13.01.2025 - Neden normalleşme?
10.05.2024 - Seçimin kazananları, kaybedenleri
11.04.2024 - AKP’nin ve Türkiye’nin Çıkış Yolu: Yeni Anayasayla Parlamenter Rejime Dönüş
8.04.2024 - Atatürk realitesi ve Atatürkçülük: Yeniden düşünmek mümkün mü?
3.01.2024 - İYİ Parti ne yapmaya çalışıyor?
25.12.2023 - Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası
13.12.2023 - Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı var mı?
16.10.2023 - Dört yanımız düşmanlarla çevriliyse ne yaparız?
9.10.2023 - Muhalefet nereye?
17.06.2023
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Hrac Madooglu
Semavi dinlerin bu devirde birlikte yasamalari mumkun gozukmuyor. Musluman ulkelerde gayrimuslum sayisi giderek azaliyor. Turkiyede hic kalmadi gibi, nufusun %0.1i gayrimuslum. Bati ulkelerinde de Muslumanlara 20 sene oncesinin heterojen toplum anlayisi ile bakilmiyor artik. Devletlerin anayasasi insan haklarini icerse de, halkin Muslumanlara karsi olumsuz onyargilari giderek artiyor. Musevilere her yerde dusmanlik ve nefret zaten hep var. Dinin insanliga ve medeniyete verdigi hasarlar artarak devam ediyor.