Kurtuluş TAYİZ
Sonunda ABD’nin kendisi de PKK’nın milis gücü olan YPG’ye Suriye’de devlet kurduğunu itiraf etti. ABD Ulusal İstihbarat Kurumu’nun Kongre’ye sunduğu raporda YPG’yi “PKK’nın Suriye’deki milis gücü” olarak tanımladı. Daha önemlisi raporda YPG’nin, Suriye’de bir çeşit “özerk yapı” yani otonom devlet arayışı içinde olduğuna dikkat çekilmesi.
Bunun anlamı şu: ABD, Suriye’nin kuzeyinde bir terör örgütünü silahlandırıp devletleştirmeye çalışıyor!
Amerikan Anayasası’na göre de suç olan bu fiilden -Senato İstihbarat Komitesi’ne sunulan söz konusu bu rapordan sonra- normalde artık bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Ancak gerek Amerikan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ve gerekse ABD Savunma Bakanı James Mattis’in son birkaç gündür Türk meslektaşlarıyla sürdürdüğü temaslarda Amerikan yönetiminin, bu vahim hatadan-yanlıştan vazgeçeceğine dair bir işaret görünmüyor.
Aksine PKK/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde “otonom devlet” kurmak için ihtiyaç duyduğu maddi kaynak Amerikan bütçesinden sağlanacak. Amerika, 2018 bütçesinden PKK/YPG’ye alt sınırı 550 milyon dolar, üst sınırı 3 milyar dolara kadar çıkacak ciddi bir kaynak ayırdı. Bu karar, Amerikan sistemine hakim olan gücün -Kongre’ye sunulan istihbarat raporunda belirtildiği gibi- terör örgütü PKK/YPG’ye, Suriye’de otonom bir devlet oluşturması için gerekli askeri, siyasi, diplomatik, ekonomik desteği vermeyi sürdüreceğini gösteriyor.
Fakat, diğer yandan ABD’nin tuhaf bir telaş içinde olduğu da gözden kaçmıyor. Türkiye’den endişeliler. Ankara’nın, güney sınırlarımızda kurulmaya çalışılan bu “otonom devleti” tümden imkansız kılacak müdahaleler geliştirmesinden korkuyorlar. Ankara’nın Afrin’e yönelik başlattığı operasyon ile Menbiç’i de kapsayacak müdahale hazırlıklarını bu çerçevede değerlendiriyorlar.
Afrin’e müdahaleyi durduramayınca Menbiç’i masaya sürdüler. Menbiç’i de görüntüde Türkiye’yi memnun edecek şekilde halletmeye razılar aslında. Ama Türkiye’nin Afrin’den sonra Menbiç’te de durmayacağını değerlendirdiklerinden geri adım atmamayı daha doğru görüyorlar.
Türkiye için tabii öncelikli konu Fırat’ın batısı. Kendi sınırlarımızı çabucak güvenli hale getirmek zorundayız. Bu, Fırat’ın doğusunu onlara bıraktığımız ya da “tanıdığımız” anlamına gelmiyor. Ankara, Fırat’ın doğusundaki PKK varlığını tanıdığı an zaten Fırat’ın batısını da, ülkenin güneydoğusunu da kaybeder. ABD’nin Afrin ve Menbiç direnci, Ankara’yı Fırat’ın doğusuna razı etme isteğinden kaynaklanıyor.
Türkiye’nin bu aşamadan sonra ABD ile ilişkilerde korkularından başka kaybedeceği bir şey yok. Unutmayalım ki FETÖ, Türk-Amerikan “stratejik ortaklığı”nın ürünüdür. Başkentimizi bombalatan güç ABD’den başkası değildi. 15 Temmuz darbesinin arkasında ABD’nin bulunduğunun en büyük kanıtı Fetullah Gülen’in hâlâ Pensilvanya’da tutuluyor olmasıdır. Devlet için bundan başka bir kanıta gerek var mı?
PKK’yı konusu da aynı; Amerikan Ulusal İstihbarat Merkezi’nin resmi raporuna göre YPG, terör örgütü PKK’nın milis gücü ve Suriye’de otonom bir devlet kurma peşinde. Bu rapor PKK ve PYD/YPG’nin arkasında ABD’nin olduğunu bütün açıklığıyla göstermeye yetiyor. Bu yüzden Ankara’nın mevcut istikameti son derece yerinde. Üstelik -Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi- bu daha başlangıç, ısınma turları!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019