Markar ESAYAN

Karayılan endişeleri gideriyor
25.03.2013
3756

 Hasan Cemal, iyi bir gazetecinin şu veya bu gazetede çalışıp çalışmamasının iyi gazetecilik yapmaya engel olmadığını gösterdi. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’la üçüncü görüşmesini yaptı ve T24’te yayınladı. Yine ilkeli bir duruşla, durumu olduğundan daha pozitif veya negatif gösterme gayretine girmeden, resmin bütününü ortaya çıkarmaya çalışarak, haberin kendisini en öne koyarak yaptı işini. Nitekim, Karayılan nicedir söylediklerini tekrarlasa da, ortaya çok değerli bir gazetecilik işi çıktı. Çünkü bu söyleşi Kandil’in bir numarası ile, PKK’nın resmen ateşkes çağrısını yaptığı günde gerçekleştirildi. Yani Karayılan sözleri artık fiilen adımların atılmaya başlandığı bir dönemin içinde olmakla daha önemli hâle geliyor. Tebrikler Hasan Cemal.


 

Karayılan da “öyle değil” diyor

Bir süredir Taraf ’ta da devam eden barış süreci ile demokrasi arasındaki ilişkiye dair tartışmaya cevap niteliğinde o can alıcı soruyu Cemal büyük bir ustalıkla bakın nasıl soruyor: “Türkiye’de bazı çevreler diyorlar ki; bu defa Kürtler Türkleri satacak ve kendi istediklerini alırken, Erdoğan’ı da başkan baba yapacaklar; yani Kürtler kendi haklarını elde ederken Türkiye’de otoriter bir rejime kapıyı açacaklar.”

Karayılan’ın yanıtı:“Asla böyle bir durum sözkonusu değildir... Tam tersidir. Kürt sorunu ile demokrasi sorunu etle tırnak gibi iç içedir. Kürt sorununun çözümü demek, Türkiye’nin demokratikleşmesi demektir. Türkiye’de yaşayan bütün etnik ve dinsel kimlikleri reddeden değil, kabul eden bir demokratik uzlaşmayı geliştiren bir perspektifi olumlu buluyoruz biz. Ve yeni anayasada üç şey önemlidir bizim için. Yeni vatandaşlık tanımı... Kimliklerin tanımı... Türkiye ulusunun tanımı...”

Cemal sormaya devam ediyor: Murat Karayılan’a Apo’nun Nevruz çağrısındaki şu sözlerini hatırlatıyorum: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler.” Karayılan’ın yanıtı:“Doğrudur, Aynen katılıyorum.” Son olarak diyorum ki Karayılan’a: “Parmakların tetikten çekildiği, yani dağdan silah seslerinin gelmediği bir ortamda sorunu sabırla zamana yayarak ve düğümleri kolayından zoruna doğru sıraya koyarak barışa doğru yürümek mi?” Karayılan: “Doğru yöntem budur.”

 

PKK tercihini yapmış, saygı duymalı

Süreci farklı, güvenilir ve değerli kılan can alıcı noktayı ise Karayılan şöyle özetliyor: “Savaşarak mı sonuca gideceğiz? Yoksa sonuç, yani barış demokratik çözüm yoluyla mı gelecek? Aramızda tartıştık ve ikincisinde karar kıldık.”

“Biz bu arada önderliğimizin koyduğu perspektifin daha değerli, daha stratejik olduğu noktasına geldik. Çünkü bir yön tayini, bir başka deyişle Türk-Kürt ittifakını öngördüğü için onun bu perspektifinin daha değerli olduğunda karar kıldık. Bu nedenle bazı taktik avantajları değil, stratejik ekseni öne aldık. Türkiye’den koparak değil, birlikte sonuca gitme kararı aldık. Türkiye’yle ittifak temelinde Kürt sorununu çözmek ve Kürtlerle Türkler arasında ortak yaşamı tesis etme kararıdır bu...”

Karayılan, lider kadrosu içinde de Öcalan’ın barış stratejisine tam destek olduğunu söylüyor. Ama örgütün savaşan orta kademesinde soru işaretleri olduğunu ve onlarla ikna toplantıları yaptıklarını izah ediyor. Öcalan’ın da PKK’nın endişelerini bırakması uyarısını hatırlatıyor bu sözler.

 

Zenci bir başbakan çözüyor

Evet, Hürriyet ’in 15 sene evvel hakkında “Muhtar bile olamaz” diye manşet attığı “Zenci” Erdoğan, kendilerinden sadece savaşmaları, ölmeleri ve öldürmeleri beklenen Öcalan ve Kandil’dekiler, fena hâlde ezber bozuyorlar. Üstelik demokrasimiz hâlâ sorunluyken yapıyorlar bunu. Kendi kişisel hesapları için bu ortaklaşmaya gittikleri iddiaları da büyük bir haksızlık. Çözümün dindar bir partinin zenci Başbakan’ından geliyor olmasına yönelik sınıfsal bir tepki. Çünkü Erdoğan, çözüm riskini almadan da güçlü bir liderdi. Hangi sistemde otoriter bir başkan olmak daha kolaydır? Milliyetçi söylemin tavan yaptığı, şiddetle mücadelenin tüm reformların önüne geçtiği güvenlikçi bir düzende mi, yoksa barışın sağlandığı daha huzurlu bir ülkede mi?

Öcalan’ın Newroz’da okunan çağrısının ve Hasan Cemal’in Murat Karayılan röportajının süreçten samimiyetle endişe duyanların içini ferahlattığını ümit ediyorum.

 

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar