Markar ESAYAN
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'e yönelik hareketlenmeyi neye yormalıyız? Tabanda için için pişen, sonunda patlak veren ve tartışmaya açılan bir konudan mı bahsediyoruz? Yani hayatın olağan akışı içinde Diyanet sorunsallaştı da öyle mi gündeme geliyor?
Kimi yazarlar konuya böyleymiş gibi Diyanet'e kılıçlarını çekerek dahil olmuş ama emareler pek öyle değil. Aydın, yazar veya kanaat önderi olmak “her acurum var diyene tuzlukla koşturmak” olmamalı.
Hele Türkiye gibi henüz gündemi doğal biçimde oluşmayan, algı mühendisliklerinin siyaset kurumunu rehin almaya çalıştığı ülkelerde, fikir erbabı işini çok daha ciddiye almak durumunda. Eğer bir Lapon 2013'ün başında bu ülkeye yerleşmiş olsaydı, sadece gözlem yaparak şu üç yılda Türkiye'nin şahsına münhasır zor kimyasını anlamış olurdu.
Biliyorsunuz son fetva meselesinden önce de Diyanet İşleri Başkanı Görmez makam aracı üzerinden itibarsızlaştırılmak istenmiş, Sayın Cumhurbaşkanı da tavizsiz şekilde kuruma sahip çıkmıştı. Böyle saldırılarda, en yüksek perdeden tavır konmaz da tereddüt edilirse, operasyon amacına ulaşır. Söz konusu şahıslar değildir. Bu nedenle de Cumhurbaşkanı Sayın Görmez'e en iyisinden zırhlı bir araç tahsis etmiştir.
Söz konusu fetvanın 2003 yılına ait olduğu ve bunun hacklenerek siteye konduğu açıklandı.
Dün Cumhuriyet gazetesi “Diyanet'ten bir fetva skandalı daha” diye ateşe benzin taşıdı. Kürtajın dini hükmü nedir sorusuna verilen cevabı beğenmemiş Cumhuriyet'in cemaatçi “imamları”...
Fetvaların doktrinsel kısmına son günlerdeki yazılarımın ışığında yarın girmeyi planlıyorum, o yüzden bunu burada kapatalım şimdilik. Çünkü asıl mesele o değil.
Sayın Görmez'in İran ve Suudi Arabistan ziyaretlerinden ve yine bu iki ülke arasındaki idam krizinden sonraya gelen bu haberlerin anlamı ne olabilir?
Türkiye kendi iç barışını kurmaya, ekonomisini düzeltmeye, devlet aygıtını demokratik ve fonksiyonel hale getirmeye çalıştığından beri, ülkenin manevi topraklarına gömülmüş mayınları patlatmaya başladılar kendilerince.
Türkiye oyuna döndükçe, oyun içinde oyunlara maruz kaldı. Önce kendisine cemaat diyen bir paralel yapılanma kazan kaldırdı, sonra da diğer bir paralel örgüt PKK hendekler açarak mayınlar patlatmaya başladı.
Türkü Kürde, Sünniyi Aleviye, laikleri muhafazakarlara düşürmek için, Suriye'deki durum bir manivela olarak kullanıldı. Diyanet ve başkanına yapılan bu operasyonun da İran/Suud kapışması ve yine Suriye'den bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Türkmenlerin Cerablus'a doğru ilerlemeye başlamasından da…
Daha açık diyelim, bu operasyon Alevileri sözde kışkırtmak için toplumsal altyapıyı ima ediyor. Türkiye'de bir mezhepsel fay hattı yaratmaya çalışıyorlar. Sünnileri şeytanlaştırmak ve Diyanet'i itibarsızlaştırarak, mesela Alevilerin sorunlarını çözmede oynayacağı rolün şimdiden önünü almak, toplumsal barışı zedelemek için.
PKK ve HDP, Kobani ırkçılığı ile dindar Kürtleri dindar Türklerden koparmak istedi.
Paralel, Sünnileri bölmek için çabaladı.
Paralel, PKK ve beş benzemez ittifak, Suriye, DAEŞ üzerinden ülkede bir Sünni/Alevi, muhafazakar/laik kapışmasını kışkırttı.
Diyanet'e dönük operasyon da bunun hamlelerinden birisi gibi gözüküyor.
Türkiye, yanıbaşındaki Suriye'de 21. yüzyılın oyun kuralları belirlenirken, bu yüzyılı da ıskalaması için amansız bir kapana alınmaya çalışılıyor. Diyanet üzerinden açılmaya çalışılan cepheye karşı Sünni Alevi, Türk Kürt kim varsa tüm vatandaşların uyanık olması lazım.
Genelde ülkemizde devlete çok fazla rol atfedilir ve ona insanüstü bir güç vehmedilir.
Ama bir devleti asıl güçlü yapan, o ülkenin vatandaşlarının bilinçli olması ve birbirine muhabbetidir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Operasyon çökünce...
9.05.2019 - Kızgın demiri soğutma yöntemleri...
2.05.2019 - Müzik ve terör örgütü listelerinin benzerlikleri...
24.04.2019 - Taşın altına elini yine Erdoğan koydu...
21.04.2019 - Millet İttifakı neye kuluçka oldu?
18.04.2019 - Organize kötülüğün peşini bırakmayacağız...
16.04.2019 - CHP'nin 2019 resmi
13.04.2019 - Mazbata fetişizmi neye delalet?
10.04.2019 - 31 Mart’ta Türkiye neyi başardı?
3.02.2019 - Bu seçimin adaletsizliği…
28.03.2019
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
fakir pitch
Tarafta ne olup bittiğinden hiç haberiniz yoktur umarım, yoksa Hızırın adını anarak böyle şeyler yazmazdınız... Özellikle “Ben yoksam Taraf batsın diye düşünenler yanlış yapıyor" gibi laflar etmek ayıptır, günahtır. Roninin son yazısını okuyun bari...
Berk Cayangil
hos geldiniz cafer bey...