Mehmet TIRAŞ

İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
26.02.2024
469

12 Şubat 2024 Tarihinde “Erzincan’ın İliç ilçesinde” altın madeninde 10 milyon metreküp toprak kitlesinin altında kalan 9 işçinin kurtarılmayı beklemesi, iş cinayetlerini tekrar gündeme getirdi.

Bu maden ocağını işleten Kanadalı ANAGOLD firmasının Türkiye’de ortağının Çalık Grubu; Çalık grubunun da Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın olması da derinlemesine sorgulanması gereken başka bir siyasal facia.

Anagold şirketinin “devlete olan 7.5 milyon dolar vergi borcunun silinmiş” olduğunu öğrendik.

Neden acaba?

Bu firma çevre konusunda çok etkili önlemler mi aldı, iş güvenliği için büyük bir hassasiyet mi gösterdi, ekonomiye büyük bir katma değer mi sağladı?

Aksine biz bu topraklarda vahşi toplu iş cinayetlerine tanıklık edip duruyoruz.

Hiçbir yöneticinin ve maden ocağı sahibinin ceza almadığı, yapanın yanına kar kaldığı ve unutulup gittiklerini canımız acıyarak izliyoruz.

 İliç’teki iş cinayeti de diğer iş cinayetleri gibi hiçbir yetkili ve maden sahibi ceza almadan unutulur gider.

Cinayet ekonomisinden yana bir siyasal düzen var çünkü…

İliç’te meydana gelen  toprak kayması sonrası öğrendik ki  1923’den AKP iktidara gelene kadar  “bin 200 tane maden ruhsatı verilirken, AKP döneminde ise tam 368 bin maden ruhsatı verilmiş.”

368 bin ruhsat ne demek, ülke rant uğruna delik deşik edilmiş ve insanlarımız iş cinayetlerine can vermiş…

 İliç’teki toprak kaymasından sonra 8 kişinin gözaltına alındığı 6 kişi tutuklanırken, 2 kişi de kontrollü olarak serbest bırakıldı.

Bir de siyasal iktidar ittifakı Mecliste araştırma komisyonu kurulmasına öncülük etti.

Sonuç çıkar mı;ANAP Hükümetlerinde Adalet Bakanlığı yapmış olan Oltan Sungurlu, ”Bu ülkede  bir olay ve sorun komisyona havale edildiyse bu işin kapanacağı anlamına gelir” demişti, onu anımsadım…

Siz hiç, iş cinayetinden bir iş insanı veya şirket yöneticisi ya da kamu görevlisinin, “hüküm giydiğini”  duydunuz mu?

Hatırlatayım:

“13 Mart 2014 yılında Soma’da maden ocağında ölen 301 işçinin ölümüne sebep veren, hiçbir yetkili ceza almadı ve tutuklu sanık ta kalmadı.”

Ama…

Sosyal medya hesabından partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiği için 30 bin kişi şuan cezaevlerinde tutuklu…

İş cinayetleri Türkiye’de seri hale geldi.

Yıllardır bu ülkede her gün 5 işçi iş kazasından ölmekte…

7 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor…

Kan donduran bu toplumsal gerçeği görmezden geliyoruz.

Vicdanlar kaybolmuş durumda…

Yönetimde tavana bakıyor.

Dehşet verici bilanço ortada:

“AKP’nin 21 yıllık iktidarında 32 bin 630 işçi, cinayet ekonomisinin sonucu iş kazasında öldü. Siz bunu iş cinayeti olarak okuyun.”

Türkiye’de bir yılda ölen işçi ölümleri, AB üyesi ülkelerinde iş kazalarında ölen işçi sayısının, tam 7 katı…

Kıyaslamam yaşananların kaza değil cinayet olduğunu ispatlıyor…

Maliyetleri insan canına kıyarak düşüren zihniyet katil bir zihniyettir.

AB ve ABD’de yarım asırdır Maden ocaklarında ölümlü iş kazları olmuyor.

 Bu gerçeği bizim sendikacılar ve ülkeyi yönetenler bilmiyor mu?

Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)’un verilerine göre:

Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, Çin’den sonra da dünyada ikinci sırada yer alıyor.

Ne gariptir ki bu ülkede toplu ölümler olmadıkça iş cinayetleri ve can güvenliği gündeme gelmiyor.

Ülkenin tepe noktasında olan kişi çok soğukkanlı bir şekilde iş cinayetleri için  bu işin fıtratında var”  demişti…

Bu zihniyetin yönettiği ülkede iş cinayetleri önlenebilir mi?

Zaten “Yargı bağımsız ve tarafsız olmadığı ve yargı kararlarının uygulanmadığı bir yerde”  iş cinayetlerini durduramazsınız?

                                                                          ***

“Dostum Mehmet Altan 21 Şubat 2024 Tarihli   “Seri Katiller” başlıklı yazısında unutulan ve sorumlularının ceza almadığı toplu iş cinayetlerinden söz etti.

Tuzla tersanesindeki işçi ölümleri ve ruhsatsız çalışan Davut Paşa havai fişek atölyesinde patlama sonucu vahşice ölen 21 işçinin ölümlerini hatırlattı. İliç dahil bugüne kadar ölen emekçi insanlarımız AB üyesi ülkenin vatandaşları olsalardı, şimdi yaşıyor olacaklarını hatırlatıyor...

Çok çarpıcı ve hazin bir durum…

Burada insan değil de devletin kutsandığı değişmedikçe hiçbir şey değişmeyecek” diyordu.

                                                                          ***

Gerçek özgürlüğün sahiplerinin örgütleri olan işçi konfederasyonları ve sendikaları iş cinayetleri konusunda bir araya gelip, ortak bir basın açıklaması zahmetinde bile bulunmuyorlar…

İşçi sendikalarının kimisi işçi ölümlerini ahirete yönelik dualarla geçiştiriyorlar.

İktidara yakın bir işçi konfederasyonun genel kurulunda, iş cinayetlerini “işin fıtratında var” diyen kişi, delegeler tarafından tepki göreceğe yerde ayakta alkışlanıyor, övgü dolu sloganlarla karşılanıyorsa...

O ülkede toplu iş cinayetleri biter mi?

Biz insanı en kutsal canlı olarak içselleştiren  Avrupa Birliği (AB) standartlarında bir demokrasiyi hayata geçirmediğimiz ve hukuk toplumu olmadığımız  sürece; iş cinayetleri hep “İşin fıtratında var” değerlendirilecek, toplu  iş cinayetleri de devam edecek.

Ben yazıyı bitirdiğimde yetkililer İliç’te 9 işçiyi arama çalışmasını sonlandırdıklarını açıklıyordu.

Olan çaresiz ve talihsiz yoksul insanlarımıza oluyor…

(*)2010 yılından beri AB üyesi ülkelerinde doğaya zarar verdiği için Altın maden araması yaptırılmıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar