Mensur Akgün
Türkiye bir kez daha can evinden vuruldu, derinden sarsıldı. Onlarca genç insan hayatını kaybetti. Yüz elliden fazla yaralımız var. Hepimiz üzgünüz, hepimiz hiddetliyiz, hepimiz terörü lanetliyor, bir daha yaşanmaması için yapılması gerekenleri tartışıyoruz.
Kızgınlığımız sadece bu seferki terörün doğrudan sorumlusu olan PKK’ya karşı değil. PKK’ya ülkelerinde tolerans gösterenlere, ona IŞİD’e karşı diye silah temin edenlere de. Artık kandırılmak, bir şeyi yapıyormuş gibi yapmalarını görmekten bıktık.
PKK eğer terör örgütüyse terör örgütü gibi davransınlar istiyoruz. Biraz empati yapmalarını bekliyoruz. Kendi ülkelerinde eylem yapan bir terör örgütüne Türkiye’nin ya da başka bir ülkenin ne şekilde davranmasını isterlerse öyle davransınlar diyoruz.
IŞİD’e Brüksel’de, Strazburg’da ya da Berlin’de gösteri yapma özgürlüğü tanımıyorlarsa, bayraklarını, flamalarını, pankartlarını açmalarına müsaade etmiyorlarsa, PKK’ya da müsaade etmemelerini bekliyoruz.
***
Bunun bizim ne olduğumuzla, Türkiye’nin sorunlarıyla, demokrasisindeki eksikliklerle ilgisi yok. Mesele kendi içsel tutarlılıkları. Madem ki AB ve ABD PKK’yı terör örgütü olarak tanıyor, o zaman terör örgütü gibi davranmalı.
Gerçekten de müttefiklerimizin artık bir karar vermesi, NATO ittifakının gereklerini yerine getirmesi şart. Nasıl ki onlar bir saldırıya uğradığında bizim onlara destek vermemiz gerekiyorsa, onların da bize saldıran terör örgütlerine karşı destek vermesi gerekiyor.
Türkiye’yi bölmek isteyen bir terör örgütüne örtülü veya açık destek vermemeleri içinde yer aldığımız ittifakın olmazsa olmaz koşulu. Unutmayalım ki, 1949 tarihli Washington Antlaşması’nın 5’inci maddesi Türkiye’yi diğer 27 üyeyi savunma yükümlülüğüne sokuyor.
Biz bu yükümlülüğümüz yüzünden çıkabilecek nükleer bir savaşta topyekun yok olmayı göze almışken, müttefiklerimizin de bizi savunmasını; güvenliğimizi zafiyete uğratan, insanlarımızın hayatına kast eden bir terör şebekesine tolerans göstermemesini, destek vermemesini beklemek en doğal hakkımız.
Diğer yandan Türkiye’nin de belli ki “müttefiklerine” beklentilerini daha iyi anlatması, doğru kanalları kullanması, onların neden PKK ve bağlantılı örgütlerine destek verdiğini, tolerans gösterdiğini özcü (essentialist) argümanlar dışında da tartışması gerekiyor.
***
“Batı’nın” Türkiye’den oldum olası hoşlanmadığı, önyargıları olduğu gerçek. Ama madem ki bir şekilde bu küreselleşmiş dünyada bir arada yaşayacağız, o zaman onları etkilemeye, siyasetlerini, davranışlarını değiştirmeye çalışmalıyız.
Etkilemenin bir yöntemi eleştiri. Siyasi düzlemde de, basında da, düşünce kuruluşları buluşmalarında da zaten bu en çok kullanılan yöntem. Eleştirinin işe yaramadığını, karşınızdakilerin anlam dünyasına hitap etmediğini söylemek imkansız. Sessiz kalmaktansa maruz kaldığınız haksızlığı dillendirmek gerek.
Fakat “eleştiri” tek yöntem değil. Pazarlık da diplomasinin parçası. Bazen bir şey almak için bir başka şey veriyorsunuz. Ya da onların çok değer verdiği menfaatlerine zarar verebileceğinizi ima ediyor, hatta açıkça söylüyorsunuz. Elinizdeki koz coğrafyanız oluyor, demografiniz oluyor, demokrasiniz oluyor. Ev sahipliği yaptığınız mülteciler, IŞİD/DEAŞ gibi örgütlere karşı verdiğiniz savaş işinize yarıyor.
Bir başka yöntem ise hukuk. Üstünde çalışılırsa, bazı müttefiklerimizin kendi yasalarına aykırı şekilde terör örgütlerine destek verdiği, tolerans gösterdiği kendi mahkemelerine ve/veya uluslararası yargıya taşınırsa, her açıdan bambaşka bir evreye geçeriz. Mahkemelerde istediğimiz kararları elde edemesek bile caydırıcı oluruz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024