Murat AKSOY
Türkiye'de siyasetin kalbi Güneydoğu'da Diyarbakır'da atıyor. Önceki gün CHP lideri Diyarbakır'da idi. Dün ise Başbakan Erdoğan. Cumartesi günü de Devlet Bahçeli burada olacak.
Diyarbakırlılar Kürt sorunu için hala Erdoğan'ı umut olarak görüyor. Kızsalar da bu böyle. Erdoğan'ın mitingine geçmeden önce birkaç Diyarbakır gözlemi aktarayım:
- Diyarbakır'da politikleşme had safhada. Yaş düştükçe politikleşme artıyor. Ancak hemen ifade edelim ki il genelinde ikili bir ruh hali var.
- Diyarbakır AK Parti'ye mesafeli dursa da Erdoğan denilince o mesafe kısmen kapanıyor. Çözüm sürecinde olduğumuza inanıyorlar. Gerginlik olsa da umutlarını koruyorlar.
- Kepenkler kısmen kapalı. Kapatanlar da bunu yaptırdığı için alttan alta BDP'ye ve örgüte kızıyorlar.
Mitinge yaklaşık 25 bin kişi katıldı. Bu rakam 2007'ye göre belki düşük görünebilir ama şehirdeki havayı dikkate alındığında çok kötü olmadığı açık. Meydandaki pankartlardan birisi şöyle idi: "Kepenkleri kapattık gönülleri açtık da geldik".
Başbakan Erdoğan mitingde belki çok şey söylemedi ama kendisi gibi konuştu. Devletin dili ile değil milletin dili ile konuştu. Kürt sorununun varlığını bir kez daha söyledi. Sürecin arkasında olduğunu söyledi. 2005 te Diyarbakır'da söylediğinin akasında durduğunu söyledi. 2005'ten sonra yaptıklarını anlattı. Diyarbakır için yeni projelerini açıklayarak oy istedi. Elbette Kürt sorununun bir ayağı kimlik ve kültürel haklarsa diğer atağı ise aş iştir. İkisi eş zamanlı çözülmelidir.
Hem Diyarbakır'daki hava hem mitingin havası Kürt sorununun artık taşınmayacak bir noktaya geldiğini gösteriyor. AK Parti demokratik açılımı başlatarak sadece sorunu sahiplenmekle kalmadı, devletin yanlış yaptığını da kabul etti. Sorunu inkar noktasından çözüm sürecine taşıdı. Demokratik açılım sürecinde sorunun bu denli tartışılması, konuşulması bir zamanlar yasak olan federasyon gibi konuların bile tartışılabiliyor olması tek başına önemlidir. Elbette sorunun 1923'lerden itibaren başlayan sistematik yok sayma, inkar ve homojenleştirme politikasının yarattığını düşündüğünüzde; çözümün de birkaç yıl gibi kısa bir sürede çözülmesini beklemek hayalcilik olur. Çözüm herşeyden önce siyasetin kendisidir.
BDP ise son dönemde siyasal misyonunu büyük ölçüde DTK'ya devretmiş görünüyor. DTK ise bir şemsiye modeli kurarak toplumsal meşruiyetini genişletiyor. Ancak siyaseten bu meşruiteyi Kandil'in propaganda aracına dönüştürüyor. Böyle olunca BDP siyasete sahip çıkmayan tersine siyaseti daha geniş bir meşruiyet çerçevesnde DTK üzerinden toplumsal baskı ortamına teslim etmektedir. Eğer Kürt sorunu çözülecekse bunun iki ana aktörü olacaktır. Bunlardan birisi AK Parti ise ikincisi sivilliği temel alan BDP olmak durumundadır. Oysa son yıllarda yaşanan süreci şöyle özetlemek mümkün; 'Devlet demokratikleştikçe PKK otoriterleşiyor, BDP buna teslm oluyor'. Bu ise çözümün önündeki en büyük engel.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018