Nadi ÖZTÜFEKÇİ
İslamcılarla neoliberaller her konuda anlaştı da bir türlü şu Ermeni katliamı konusunda anlaşamadı.
Çünkü iş dönüyor dolaşıyor İslam bağnazlığı ve Osmanlı İmparatorluğunun bariz suçunun kabulüne varıyor.
Çünkü ne İslamcı gericilik, ne de Osmanlı yönetim anlayışı ve felsefesi bu katliamdan ayrı tutulamaz.
Eğer bu katliamlar 7-8 sene sonra olsaydı her iki kesim için işler daha kolay olacaktı. Suçu gönül rahatlığıyla Ekim Devriminin rüzgarıyla başlamış ve genç Sovyetler Birliğinin direk desteğiyle sürdürülmüş Anadolu Devriminin sonucunda kurulan Cumhuriyete atacaklardı.
Aralarındaki tek ihtilaflı konu da hallolmuş olacaktı.
Ama öyle olmadı. Bütün bu insanlık dışı katliamlar Osmanlı döneminde ve bizzat Osmanlı Hükümet ve Padişahının bilgileri dahilinde oldu.
Kökeninde milliyetçilik, dinci bağnazlık, İslamcılık, yağmacılık yani kolay yoldan servet edinme eğilimi gibi etmenler var. O zamandan edinilen servetlerle holdingler kurmuş sermayedarlar ve gücüne güç katmış aşiretler var.
Ne var ki Anadolu Devriminden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu devrimin ruhunu kavrayamadı.
Anadolu Devrimini bir Türk Devrimi olduğunu kanıtlama kaygısı da bunda etmen oldu.
Ama asıl hastalığı; bir türlü kendisini Osmanlı'nın devamı gibi görmekten kurtulamamasıydı. Osmanlıya karşı suçluluk kompleksi devletin kuruluş kodlarından bir türlü silinemedi.
Hele son zamanlarda bu o kadar ileri gitti ki Ulusal kurtuluş savaşı adeta adil ve merhametli Osmanlı Padişahlarına yapılmış bir darbe gibi tarif edilmeye başladı
Aslında sadece İslamcılar değil, neoliberal müttefikleri de yıllardan beri Osmanlıcılık yapıyorlardı. Bu zamana kadar bu yolculuk uyum içinde buraya kadar geldi.
Said-i Nursi ve Dersim olayları bu kardeşliğin pekiştirilmesi yönünde ustaca kullanıldı.
Hatta arkasında gerici, dinci bağnazlığın, emniyet teşkilatındaki karanlık, dinci örgütlenmelerin olduğu bugün ortaya çıkmış olan Hrant Dink cinayeti bile İslamcı-Neoliberal ittifakını bozamadı.
Bu cinayetin Balyoz Davası adı verilen çadır tiyatrosunda dekor olarak kullanılmasında bizzat işbirliği yaptılar.
Ta ki Ermeni Katliamlarıyla yüzleşme zamanı gelinceye kadar....
Gerek neoliberal solcular, gerek İslamcı liberaller, gerek kimlik solcuları aralarındaki zımni ittifakı zedelemeden nasıl davranacaklarını şaşırdılar.
Dediğim gibi bu olaylar 1915’te değil de 1923’ten sonra olsaydı topu Kemalistlere atıp sıyrılacaklardı.
Sıyrılamadılar. Şu sıralar her iki tarafta karşı taraflardan sesini yükseltiyor.
Ama yine de ittifaklarını bozacak kadar bir gerginlik yaşanmıyor.
Üstelik seçimler arifesinde olduğumuzdan mesele değişik bölgelerde değişik hassasiyetler arası dengelere kurban gitti görünüyor.
Ortada bir samimiyetsizlik var ve bu yüzlek veriyor.
Ayrıca işin bir ucu da paraya dayanıyor. Bugün aşiret reislerinin siyasi partileri etkileyecek düzeyde büyümesine, Türkiye’de burjuva düzeninin mayalanmasına neden olacak büyük bir para, mal mülk söz konusu…
Ermeni tehcirinin büyük bir katliama dönüşmesinin nedenlerinden biri yukarıda değindiğim gibi yağmacılıktı.
Ermeni mallarına ve altınlarına el koyabilme amaçlı yapılan yağma katliama dönüştü.
Bu katliama dini bağnazlıkla, mal, para hırsı birlikte etmen oldu.
Yüz yıl sonrasındaki bu bakış açısının altında da bu defa kaybetme korkusu olarak yansıyan aynı etmen var.
Ancak önemli bir başka etmeni de göz ardı etmemek gerekir.
Irkçı, dinci şovenizm etkisindeki siyasi hırslar ve Osmanlının yüzyıllara dayanan, geleneksel sorun halletme ve saltanat sürdürme yöntemleri…
Osmanlının kuruluşundan bu yana iç iktidar çekişmelerinde dahi öldürme, yok etme üzerine kurulu olan yönetim anlayışı Alevilere, Kürtlere ve diğer dini azınlıklara karşı tutumlarına da yansımıştı.
Ne yazık ki liberal solcuların ve İslamcıların amansız cumhuriyet düşmanlığı üzerinden oluşturdukları ve Osmanlıcılık konusunda da söylem birliği, hatta ülkü birliğine varan ittifakları bu katliamın ardındaki nedenler konusunda körlüğe neden oldu.
Neoliberal akımın kapsayıcılığı ve yaygınlaşma konusunda ustalığı ve arkasındaki küresel destek sayesinde neoliberal söylemler, kendilerini katıksız sol ve sosyalist çizgide görenlere öylesine ustaca sirayet etmiştir ki bu ittifak esasen solun -keskin ya da ılımlı- önemli bir kesimine de yayılmıştır.
Sosyalist sol iddiasındaki önemli bir kesim uzunca bir süreden beri birçok konuda senkronize bir söylem geliştirdiklerinin farkında bile olmadan sol jargon kulvarında ama liberal-İslamcı çizgiyle aynı yönde yol aldı.
Sonuçta varılan nokta; herkesin kendi cephesinden gördüğü, görmek istediği gibi yorumladığı, ama gerçekler cephesinden baktığında görülen şekliyle, yeni Osmanlıcılık…
Ermeni katliamının ardındaki nedenlere kör bakılmasına neden olan şey, katliamın temel dürtülerine kaynaklık eden düşünceyle bunca zamandır yürütülmeye çalışılan bu temel üzerindeki ittifaktır.
Hakikat komisyonları kurulmalı gerçekler açığa çıkarılmalıdır.
Adalet her boyutuyla yerine getirilmelidir.
Ama bu 100. Yıl dönümünde tarihin en önemli facialarından biri olan Ermeni Katliamından çıkarılacak dersler konusunda da bir Hakikat Komisyonu kurulmalıdır.
Özellikle 12 Eylül faşist darbesinden bu yana işlenen, sınıfsal temelden yoksun bir cumhuriyet eleştirisi üzerine temellendirilmiş İslamcı, liberal ve solcu ittifakının neden olduğu, solun gerçeklerle, sol değerlerle, diyalektik materyalizmle, sınıf kavgasıyla, bilimsellikle çatışmasını çözebilmek üzere bir Hakikat ve Uzlaşma Komisyonuna da şiddetle ihtiyaç var.
Böylece birçok katliamın arkasındaki dinci bağnazlık, dinsel ve mezhepsel şovenizm ve kapitalizmin motor motivasyonu “kar hırsı” ile aynı köklere dayanan yağmacılık güdüsü de ele alınabilir.
Örneğin “100.000 Ermeni'yi "gerekirse kovarız" diyebilen bir diktatörün oluşmasında bu ittifakın nasıl bir rol aldığı irdelenebilir.
Bu gün köşelerinden aynı dinci şoven üslupla haykıranların bir zamanlar yol arkadaşı bellenmesindeki fiyaskonun daha kaç defa tekrarlanabileceği tartışılır belki…
Kimlik ve inançlar üzerinden yürütülen siyasi mücadelenin buna benzer nice başka katliamlara yol açabileceğini düşünmek ve tartışmak fırsatı da doğar böylelikle.
Cumhuriyetin sınıfsal temelden yoksun eleştirisinin, toplumsal ilerlemenin karşısına dikilmeye nasıl vardığı gözlemlenebilir.
Nadi Öztüfekçi
25 Nisan 2015
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2018
18.04.2018
7.02.2018
9.02.2017
15.02.2017
27.01.2017
22.01.2017
4.02.2016
11.03.2016
20.11.2015