Düzce Üniversitesi Başhekimi Prof.Dr. Bünyamin Dikkici basın organlarının karşısına geçerek, son haftalarda hakkında yürütülen karalama kampanyalarına belgelerle yanıt verdi.

Saydam Restorant’ın ikinci katında yapılan toplantıya yerel TV’ler başta olmak üzere, mahalli gazete ve haber ajansları yoğun ilgi gösterdi.

Birileri tarafından “ kadrolu günah keçisi “ ilan edildiğini söyleyen Bünyamin Dikici; Düzce Üniversitesi Rektörü Sayın Şerifoğlu'na, ek hastane binası süreci  devam ederken topa girerek Bünyamin Dikici’yi Düzce kamuoyu ile akademik dünyada töhmet altında bırakan suçlamalar yönelten Vakıf başkanı Çakar ve basın sözcüsü Darıyerli’ye cevaplamaları gereken sorular sordu.

1: Ek hastane binası ile ilgili proje çalışmaları süreç kesintiye uğramadan devam ederken sizler; kimlerin talimatı ile ek hastane inşaatı Dikici’nin şikâyet etmesiyle savcılık tarafından durduruldu ‘ diyerek kamuoyunu yanlış yönlendiriyorsunuz?

2:  15 bin metrekare olan “ akıllı “ diye tabir edilen rektörlük binasının projesi 60 bin liraya çizilirken; başlangıçta 10 bin,daha sonra 12 bin metrekareye çıkan ek hastane inşaatı projesi neden 450 bin + KDV’ye çiziliyor?

3: Kamu hizmetlerinde 450 bin lira gibi büyük bir rakam rekabet ortamı sağlanmadan; hiç bir pazarlık yapılmadan, ihale edilmeden, adrese teslim İL-TE Mimarlık firmasına neden veriliyor?

4: Üniversite yönetimi ile proje müellifi İL-TE Mimarlık arasında poliklinik yapımı için sözleşme imzalanırken,birim fiyatları sözleşmede olmamasına rağmen neden hastane inşaatı üzerinden yapılıyor. Arada oluşan fark birilerinin cebine mi giriyor?

5:Resmi sözleşmede 12.000 metrekare inşaat yapılacakken zaman içinde bu rakam 28 bin 583 metre kareye nasıl çıkıyor? Bu iş için Kalkınma Bakanlığından onay alınması gerekmiyor mu?

Bünyamin Dikici’nin belgelerle anlattığı ek hastane binası ile ilgili soruları daha da çoğaltabiliriz.

Şimdilik şunu söylemekle yetinelim:

Düzce Üniversitesi ek poliklinik binasını ellerine yüzlerine bulaştıranlar, işin içinden çıkamayacaklarını anlayınca Dikici’yi ‘günah keçisi ‘ ilan etmekten geri durmuyor, olayın hukuk nezdince cevap bulmasına dahi tahammül gösteremiyorlar.

Bu kadar tahammülsüzlüğün olması, insanın aklına “acaba üstünü örtmek istedikleri bazı usulsüz harcamalar mı var?” sorusunu ister istemez getiriliyor.  

************************ ********************************* ******************************

Rektör ayıp etti

Türkiye’de en fazla mobbing’in (yıldırma, bezdirme) Düzce Üniversitesi’nde olduğu dün bir kez daha tescillendi.

Rektör Şerifoğlu dün, eşine az rastlanır bir uygulamaya daha imza attı. Üniversiteden iki memuru Dikici’nin basın toplantısını baştan sona kayıt altına alması için görevlendirdi.

Düzce Üniversitesi’nin sınırları dışında ücreti ödenerek kiralanan özel bir mekanda yapılan basın toplantısını kamera ile kayıt altına aldıran bir zihniyet,  demokrat olabilir mi?

12 Eylül ve 28 Şubat artığı bu tür faşist zihniyetle, üniversitede iç huzur sağlana bilir mi?

Şerifoğlu’nun basına ve düşündüğünü söyleme özgürlüğüne yönelik bu tutumunu kınıyorum.