Şahin ALPAY
Ben ‘68 kuşağına mensubum. Vietnam halkının bağımsızlığını elde etmek için Fransızlar ve Amerikalılar ile yerli işbirlikçilerine karşı verdiği, 1946'dan 1975'e kadar yaklaşık 30 yıl süren kurtuluş savaşı benim kuşağım üzerinde büyük bir etki yapmıştı.
Denebilir ki, mensup olduğum kuşağın gençlik çağındaki fikirlerinin oluşmasında en büyük rolü oynayan, içte Türkiye İşçi Partisi, TİP'in yaydığı sosyalizm fikirleri ise, dışarıda da Vietnam halkının verdiği kurtuluş savaşı olmuştu.
Vietnam'daki ulusal kurtuluş savaşına duyduğum derin ilgi iki ürün vermişti. Bunlardan biri, Nuri Çolakoğlu ile birlikte çevirdiğimiz, Bertrand Russell ve Russell D. Stetler'in “Vietnam'da Savaş ve Zulüm” (Sol Yayınları, 1966) adlı kitaplarıydı. Diğeri de benim çevirdiğim (M. Ardos mahlasıyla yayımlanan) Vietnam Halk Ordusu'nun ünlü komutanı Vo Nguyen Giap'ın “Halk Ordusu, Halk Savaşı” (Sol Yayınları, 1968) başlıklı kitabı. Nisan 1975'te, o sıra 12 Mart-zede bir siyasi mülteci olarak yaşadığım Stockholm'de Vietnam kurtuluş savaşının zafere ulaştığı haberini aldığımda duyduğum sevinç ve heyecanı unutamam.
Hatırlamakta yarar olabilir: Vietnam'ın komünist partisi önderliğindeki ulusal kurtuluş mücadelesinin 1946–1954 arasındaki birinci aşaması Fransız sömürgecilere ve yerli işbirlikçilerine karşı verildi. 1954'te Fransa'da iktidara gelen sosyalistler, ünlü Dien Bien Phu savaşında uğranılan yenilgiden sonra Vietnam'dan çekilmeye razı oldular. Varılan anlaşmayla 17. enlemin kuzeyi, başkenti Hanoi olan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti'nin (Kuzey Vietnam) denetimi altına girdi. Ancak Saygon merkezli Vietnam Cumhuriyeti (Güney Vietnam) anlaşmayı kabul etmedi ve ABD'nin artan desteğiyle Vietnam Halk Ordusu'na ve Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi (Viet Kong) gerillalarına karşı savaşa girdi. 1968'deki ünlü Tet taarruzu, savaşta dengeyi Kuzey lehine bozdu. Vietnam Halk Ordusu'nun Nisan 1975'te Saygon'u ele geçirmesiyle de savaş sona erdi; Güney bir yıl sonra Vietnam Demokratik Cumhuriyeti'ne katıldı. Yalnızca 1955–1975 arasındaki savaşta 3 milyon dolayında asker ve sivil Vietnamlı can verdi; 60 bin dolayında Amerikan askeri öldü.
Nha Trang, şimdilerde Vietnam'ın Bodrum'u...
Doğrusu, bir gün uzak Vietnam'ı göreceğim aklımın ucundan geçmezdi. Nasipmiş… Bu aralık ayının ilk günlerinde eşimle birlikte bir gemi seyahatiyle gittiğimiz Vietnam'da ilk durağımız kıyı kenti Nha Trang oldu. Bilmiyordum: Savaş boyunca Vietnam'daki en büyük Amerikan hava üssü burada yer almış. Budist rahipler Amerikalılarla işbirliği yapan Güney yönetimini protesto amacıyla kendilerini burada ateşe vermişler. Kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 80'i hiçbir dine inanmayan Vietnamlılar buraya, yurtsever Budist rahiplerin anısına, her yerden görünen koca bir Buda heykeli dikmişler. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Güneydoğu Asya'da gördüğümüz tapınaklar ve anıtlar, dinlerin sanata yaptığı büyük katkıyı anlatmakta… Nha Trang, şimdilerde Vietnam'ın Bodrum'u… Harika kumsalları, pırıl pırıl sularıyla bir numaralı turizm merkezi. Her yerde, yabancı şirketlerin işlettiği beş yıldızlı oteller yükseliyor. (Güzellikleri hakkında bir fikir edinmek isteyenler, internetten Nha Trang görsellerini kolaylıkla bulabilirler.)
Ertesi gün gemimiz Phu My limanına yanaştı. Oradan otobüsle bir buçuk saat süren bir yolculukla, bugün de yaygın olarak Saygon olarak anılan, 1975'te Komünist Partisi'nin kurucusu ve kurtuluş savaşının efsanevi lideri Ho Şi Minh'in (1890–1960) adı verilen, çevresiyle 12 milyon nüfuslu kente ulaştık. 1859'dan 1954'e uzanan sömürge döneminde Fransızlar tarafından kurulup imar edilen Saygon, geniş bulvarları, güzel parkları, kolonyal binaları, beş yıldızlı otelleri, Batı'nın marka eşyalarını pazarlayan modern alışveriş merkezleriyle tam bir Avrupa kenti, bir “kapitalizm kalesi” görünümünde. Saygon'u ayıran belki en önemli özellik, yolların kimi bütün bir aileyi taşıyan motosikletlerin istilası altında olması. Kuzeydeki başkent Hanoy gibi Saygon'un da kırsal bölgelerden gelen hızlı nüfus akımına uğramakta.
Saygon'da, Vietnam Halk Ordusu'nun 30 Nisan 1975 günü ele geçirmesiyle savaşı sona erdirdiği Başkanlık Sarayı'nı ziyaret ettik. Güney Vietnam diktatörlerinin şatafattan hayli uzak, savaş karargahı olarak kullanılan sarayının bıraktığı başlıca izlenim, 40 yıl önce biten Vietnam savaşının bugünkü savaşlarla mukayese edildiğinde ne denli ilkel donanımla sürdürüldüğü oldu. Bilgisayarların, internetin olmadığı, iletişimin telefonlarla ve telekslerle sağlandığı bir savaş… Hanoy'u görme fırsatı olmadı, ama anladığıma göre, 40 yıl önce gerçekleşen birleşmeye rağmen Vietnam'da kuzey ile güney arasında hâlâ (Almanya'da batı ile doğu arasındakine benzer) önemli farklar var. Bir Hanoy sakini farkı şöyle açıklıyor: “Biz geleceği düşünerek tasarruf etmeye çalışırız. Saygonlular ise bugünü yaşamaya bakıyor…” Gezi rehberimizin anlattığına göre de, kuzeye eskisi gibi “siyasi,” güneye ise “iktisadi” zihniyet egemen.
Vietnam'ın değişen uluslararası ilişkileri
Doğrusu, gençliğimin hayallerini süsleyen Vietnam ile 50 yıl sonra gözlerimle gördüğüm Vietnam arasında bu denli büyük bir kontrast olacağı aklımdan geçmemişti. Evet, Vietnam bugün de Komünist Partisi'nin otoriter tek–parti yönetimi altında. Ne var ki sanki dünyada değişmeyen tek şeyin değişim olduğunun timsali. O tarihe kadar devlet mülkiyetine dayalı bir plan ekonomisi kurmayı deneyen Vietnam, bunun çıkar yol olmadığını görüp 1986'dan itibaren (tıpkı Çin gibi) komünist partisi yönetimi altında özel mülkiyete dayalı (güya “sosyalist”) bir piyasa ekonomisi kurmaya yöneldi. 2007'de Dünya Ticaret Örgütü'ne kabul edilerek yabancı sermaye akınına uğradı. Reformlar ekonominin yaklaşık yirmi yıl süreyle yılda yüzde 7–8 büyümesini sağladı. 2008–2014 arasındaki durgunluktan sonra ekonomi 2014'ten bu yana yeniden canlanma eğilimine girdi. Dünyanın en girişimci halkları arasında sayılan Vietnamlılar arasında, kişi başına gelir hâlâ satın alma gücü paritesiyle (PPP) 5600 doları geçmiyor (Türkiye'de 19.000 dolayında). Gelir düzeyleri arasında uçurum var. Komünist Partisi, “eşdost kapitalizmi ve rant kollama”ya karşı kampanya yürütüyor. Muhalifleri baskı altında tutuyor. Yaygın insan hakları ihlalleri var. Rejimi eleştirenler “devlet çıkarlarına zarar verme” gerekçesiyle hapsediliyor.
Vietnam halkı dünyaya Fransa ve ABD'ye karşı, Çin'in desteğiyle verdiği destansı ulusal kurtuluş savaşıyla nam saldı. Bugün Vietnam'ın uluslararası ilişkileri tersine dönmüş durumda. 95 milyonluk halkın üçte ikisi 1975'ten, yani savaşın sona ermesinden sonra doğmuş; savaş yıllarını hatırlamıyor. ABD–Vietnam ilişkileri hızla yakınlaşıyor. Geçen temmuz ayında Başkan Obama Vietnam Komünist Partisi lideri Nguyen Phu Trong'u Beyaz Saray'da sıcak bir şekilde ağırladı; iki ülkenin “güç bir tarihi” geride bıraktıklarını ve gerek ticaret gerekse güvenlik alanında ilişkilerini ilerleteceklerini söyledi. Diplomatik ilişkilerin kurulduğu son 20 yılda iki ülke arasındaki ticaret hacmi 36 milyar dolardan 451 milyar dolara fırladı. Geçen yıl ABD, Vietnam'a uyguladığı silah ambargosunu kısmen kaldırdı. Dışişleri Bakanı Kerry geçen ağustosta Hanoy'a yaptığı ziyaret sırasında, insan hakları durumunun düzelmesi halinde ABD'nin silah satışlarının artacağını söyledi.
Vietnam, ABD'nin uyguladığı silah ambargosunun tamamen kalkmasını istiyor. Nedeni Çin ile gerginleşen ilişkiler. İki ülke de komünist partileri tarafından yönetilmesine, Çin'in Vietnam kurtuluş savaşına destek vermiş olmasına rağmen, ilişkileri çalkantılı oldu. 1978'de Vietnam'ın Kamboçya'yı (1989'a kadar süren) işgali ve Çin destekli Pol Pot/Kızıl Kmer yönetimini devirmesi üzerine 1979'da iki ülke arasında on binlerin can verdiği, kısa süreli bir sınır savaşı çıktı. İlişkiler 1991'de normalleştiyse de, Çin'in Nisan 2014'te Güney Çin Denizi'nde Vietnam'ın hak iddia ettiği sularda devasa bir petrol arama platformu kurmak istemesiyle yeniden gerildi.
Vietnam her bakımdan görülmeye değer bir ülke. Tarihi de derslerle dolu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020