Yıldıray OĞUR
Bir ay önceki Melih Bulu’nun rektörlük ataması gibi yine bir Cumartesi sabaha karşı yayınlanan Resmi Gazete’yle Boğaziçililer, bu kez üniversitelerine Hukuk ve İletişim fakülteleri açıldığını öğrendiler.
1863’den 1971’e kadar Robert Kolej’e ve 1971’den bu yana da Boğaziçi Üniversitesi’ne, ülkemizin en ‘acil’ ihtiyacı olan bu fakülteleri açmak kimsenin aklına gelmeyince, devletimiz Melih Bulu’nun Boğaz’daki yalnızlığını gidermek için ona içini gönlünce dolduracağı bu iki fakülteyi hayırlı olsun hediyesi olarak verdi.
Fakültelerin kuruluşunun ilanından sonra “Bundan sonraki sürecin işleyişini ilgili akademik kurullarımız ile ilerleteceğiz” diyen rektör Melih Bulu için bile bu karar hoş bir sürpriz olmuş olabilir.
En azından bunu söyleyerek, 150 yıllık üniversiteye, birikimi ve ruhuyla alakasız iki yeni fakülte eklenirken, karar verme sürecinde üniversitenin akademik kurullarıyla ilerlenmediğini itiraf etmiş oldu.
Ülkemizin 71’inci iletişim fakültesi ve 85’inci hukuk fakültesi hayırlı olsun. Her yıl 15’er bir mezun veren bu fakültelerden sonra geriye iki eksiğimiz kalıyor: hukuk devleti ve özgür medya!
Yoksa, hukuku ve iletişimi İngilizce dünya literatüründen okuyacak bu elit öğrenciler, mezun olduktan sonra "Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” diye başlayan bir Resmi Gazete görünce kültürel şok yaşayabilirler.
Meselenin akademik kısmı muhakkak daha çok konuşulmayı hak ediyor.
Ama mesele artık akademik değil.
O yüzden gelin Resmi Gazete’nin bu haberiyle sevinçlere gark olanlara biraz daha yakından bakalım.
Normal şartlarda, kapısından öyle herkesin giremediği prestijli ve az nüfuslu bir okula iki yeni fakülte daha açılması gibi dar bir insan kitlesini ilgilendirecek bir habere böyle büyük tezahürat gelmesi beklenmezdi.
Ama haberi duyar duymaz, Melih Bey’i tebrik sırasına girenler, fakültelere isimler önerenler, “İlahiyat fakültesi de olursa tadından yenmez” diyenler, neredeyse bir küffar kalesi düşürülmüş gibi fetih sevinçlerine gark oldular.
Ana bu ‘sevinç’ bana herkesin bildiği o film sahnesini hatırlattı.
Hani Sezercik’in sıpası Fıstık’ın açık artırmaya çıkarıldığı o meşhur sahnedeki babası fabrikatör olan Şişko Nuri’nin sevincini:
“Benim olacak Fıstık. Bineceğim üstüne, vuracağım kırbacı, vuracağım kırbacı. Babam çok zengin benim çuvalla para verir gene de alır. Oh ya, alacak babam.”
Bilmiyorum ne kadar farkındalar ama bazı iktidar destekçilerinin Boğaziçi meselesindeki halleri Şişko Nuri’ye çok benziyor.
Ama bir kısmı hala, zengin babasına güvenip öksüz Sezercik’in sıpasına şımarıkça göz koymayı, elitlere, oligarşiye, statükoya karşı mücadele sanıyor.
Doğrudur, Türkiye’de kendisine benzemeyenleri içine almayan, dışlayan, düşman ve tehlikeli gören oligarşik bir elit, statüko vardı.
Dışlananların bu engelleri aşmaya çalışması büyük bir toplumsal ve siyasal enerji yaratmıştı.
AK Parti, bu enerjinin bir sonucu ve daha sonra temsilcisi ve taşıyıcısı oldu.
Ama uzun süre önce bu hikaye bitti, statükoda bayrak değişimi yaşandı.
Bugün eski statükonun TSK’dan medyaya, yargıdan üniversiteye bütün kaleleri muhafazakarların elinde.
Bir zamanların meşhur yargı vesayeti de kartel medyası da el değiştirmiş durumda.
Ve devralınan bu yapılar, eski kullanım kılavuzuna uygun olarak kullanılıyorlar.
Hatta artık o kılavuza bile bakılmıyor, taktik maktik yok, bam bam bam!
Çünkü muhafazakar yeni statüko, ele geçirdiği kurumlarda yeni bir elit kültür yaratmakla da pek ilgili değil.
Sınıfsal ve sosyal hınç duygusu, yeni bir elit kültür yaratmayı engelleyecek kadar baskın.
Yapıcı değil, yıkıcı bir enerji bu.
Ama elitliği eksik olsa da elitizm baki.
Çünkü elitizm bir birikim ve kültür meselesi değil, bir davranış kalıbı.
Kapalı devrecilik, cemaatçilik, üstten bakmak, toplumdan kopmak, dışlamak, düşman ve tehlike olarak görmek...
Hepsinden bolca var.
Hoşuna gitmeyen, hareket eden her cismi terörist olarak görüp, suçlayabilmek daha önceki iktidarlara bile nasip olmamış ancak bir statükoya, oligarşik elit yapıya ait olabilecek bir kudret.
İnsanlar hayat pahalığından şikayet ederken onlara “3 kilo kıyma da alma kardeşim” demek, “markete alışverişe tok karnına git, çocuğunu yanına alma” diye manşetten tavsiyeler vermek, işsizliği “kimse iş beğenmiyor” diye açıklamak, “çiftçi ama Iphone 6’sı var hatta internet paketi bile almış” diye insanlara kendisi için sıradan olanı lüks olarak görmek de aslında bu yeni elitizmin tezahürleri...
Artık muhafazakarlar öz vatanında garip, öz vatanında parya değiller.
Artık sivil itaatsizlik için hapse giren Henry David Thoreau ya da onun “sen neden burada değilsin” diye sorduğu yakın arkadaşı Ralph Waldo Emerson da değiller.
Çünkü Thoreau’yu sivil itaatsizliği için hapse atan memur Sam Staples olmayı tercih ettiler.
O yüzden artık sokak röportajı veren teyzelerden, zengin beyaz Türklere kadar herkesin kalplerine Silivri korkusu salmış bir iktidarın hala birilerine elit, statüko, oligarşik yapı demesi komik oluyor.
Elinin altında lego gibi oynayabileceğin 100 küsur devlet üniversitesi ve her ay bir yenisi açılan, içini kendine yakın akademisyenlerle duvardan duvara döşediğin onlarca vakıf üniversiten varken, hala bir gözünün Boğaziçi’nde kalması da elitizme karşı aziz milletin varlık mücadelesi falan olmuyor.
Dün Prof. Murat Erdoğan Twitter’da çok iyi anlattı:
“Doğal kaynak yoksunu Türkiye'nin kalkınmasında dikey sosyal mobilizasyon kanallarının açık olması çok katkı vermiştir. Ülke kendi elitlerini böyle yaratmıştır. Okur-yazar olmayan anne-babaların prof çocukları gibi. Bugün bile havasını attığımız “güçlü Türkiye” böyle gelişmiştir. Değişmeyen kuraldır: Liyakati değil ideolojiyi ve sadakati öncelerseniz, kendi yeteneği ve çabası ile değil, mevcut güçlünün gücüyle görevlere gelen, hırsları kapasitelerini aşan, her başarılıyı kıskanan, aşağıya çekmeye çalışan kişilere kapılar açılır. Bunun kazananı ise yoktur.”
Tam olarak böyle.
Karşımızda sosyal mobilizasyonu engelleyen elitizme, oligarşiye, statükoya karşı verilen demokratik bir mücadele yok.
Popülist, narodnik, halkın iktidarı için verilen bir mücadele bile değil bu.
En küçük bağımsız alanı bile kontrol etmeye çalışan, gözünü ulaşamadığı bir başarıya dikmiş, onu ele geçirmek, vasata çekmek isteyen yeni elit sınıfın, iktidarın nomenklaturasının
istilacılığıyla karşı karşıyayız.
Ve tabii bu uğurda ülkenin en iyi üç üniversitesinden birinin bozulup harcanmasını bile ihtiras bürümüş gözler görmüyor.
Elinin altındaki at, eşek, katır, midilli, sıpa sürüsü yetmezmiş gibi ille bu sıpanın da sırtına binip kırbacını vurmak istiyor.
“Hayır” diye bağıran öksüz Sezercikler de elitist, terörist oluyor.
Üzgünüm ama artık elit de statüko da, oligarşi de, Şişko Nuri de sizsiniz..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025