Ahmet TAŞGETİREN
15 Temmuz'la ilgili davalar başladı.
Hepsi 15 Temmuz etrafında açılan birçok dava var.
Yargılamaların askeri ayağı var, sivil ayağı var, siyasi ayağı var. (Ya da olacak)
Aklıma gelen soru şu:
- Acaba, 15 Temmuz'un tam nasıl gerçekleştiğine ilişkin bütün yapıyı okuyabilen bir kişi, kurum var mı?
Açılan davalardan herhangi birisinde “Darbe girişimi” bütün boyutlarıyla okunabilmiş mi?
Mesela tam da “Kim kimdir? Darbe kalkışması şu şu ekipler tarafından gerçekleştirilmiştir” denebiliyor mu?
İddianameler var, şimdi savunmalar başladı. Savunmalarla birlikte yeni iddialar ortaya çıkıyor.
Yargı bir süreç işidir, işin kuralı budur. İddialar olacak, savunmalar olacak ve bunun içinden hüküm çıkacak.
Bir soru üzerinde herhalde pek çok durulacak gibi görünüyor. Nedir o?
- Darbe başlamadan önlenebilir miydi, bu kadar insanın şehit olmasına ya da yaralanmasına yol açılmayabilir miydi?
Bu sorunun şu ana kadar odaklaştığı nokta, MİT ile Genelkurmay Başkanlığı, sonra da MİT - Genelkurmay - Başbakan - Cumhurbaşkanı arasındaki ilk temasların sağlıklı işleyip işlemediği meselesi ile ilgili.
İkinci bir nokta da, Genelkurmay'ın darbe girişiminden emin olunduktan sonraki reflekslerinin sağlıklı olup olmadığı ile ilgili.
Birinci konu, TSK'daki hareketliliği MİT'e ihbar eden O.K. isimli Binbaşı'nın ihbar muhtevasının algılanmasında problem yaşandığı izlenimi ortaya koyuyor.
Binbaşı'nın ifadesini Yeni Şafak muhabiri Osman Özgan haberleştirdi. İfadenin konumuzla ilgili en çarpıcı boyutu kalkışmaya katılan bir Yarbay'ın kendisine “Bu gece faaliyetimiz olacak... Çok kan akacak” dediği bilgisi. Bunun yanında Binbaşı, kendi kanaati olarak da MİT'teki görevlilere şunları söylüyor:
“Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum. Bana (MİT’te) ne olacağını sordular, ben de büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. ‘Çok kan akacak’ dediklerine göre, bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ’cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor. Bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim.”
Evet Binbaşı böyle söylüyor:
- Çok kan akacak, dendi.
- Bu bir darbe olabilir.
Bu bilgi MİT'e ulaştığında saat henüz 14.30. Yani gün ortası.
Şimdi bundan sonra ne yaparsınız artık?
MİT'in, Genelkurmay'ın “Evet bir darbe girişimi ile karşı karşıyayız” kanaatine ulaştığı, daha ötede Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bu kanaate ulaştığı saat hangi saattir?
Sayın Cumhurbaşkanı “Darbeyi eniştemden öğrendim” demişti.
Başbakan MİT'in kendisini aramamasından yakındı.
N'oldu o arada?
Bir iletişimsizlik mi oldu, MİT- Genelkurmay arasında bir algılama zaafı mı oldu, ne oldu?
Bir de, diyelim bir darbe girişimi olduğu kanaatine varıldı, deniyor ki, “Genelkurmay Başkanı şöyle değil de böyle bir uygulama yapsaydı, darbe önlenirdi.” Bunu söyleyen Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı. Şöyle diyor: "TSK'da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz 'personel kışlayı terk etmesin' emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016'da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı."
Bir mesele daha var: “Darbe lideri” olmakla yargılanan Akın Öztürk Genelkurmay Başkanı'nın yanında, onun talimatı ile darbecileri engellemeye çalıştığını söylüyor. Benzeri bir iddia yine darbe suçlamasıyla yargılanan Mehmet Dişli'ye ait. Her ikisi, “Genelkurmay Başkanı'na sorun” diyorlar.
Başa dönelim. Bir yargı süreci yaşıyoruz. Henüz bilinmezleri çok bir hadise 15 Temmuz.
En basitinden şunu söyleyelim:
- Zirvelerde iletişimsizlik olduysa problem.
- MİT- Genelkurmay seviyesinde algılama zaafı oldu ise daha büyük bir problem.
- Müdahalede geç kalınması ise çok daha ciddi bir zaaf.
249 şehit var ortada.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025