Alper GÖRMÜŞ
Modern demokrasiler, seçilerek “yönetme hakkı” elde etmiş iktidarların, onları denetleyecek kurumlarla dengelendiği bir sistemi imâ eder; bu kurumların başta gelenleri siyasi-toplumsal muhalefet ve medyadır.
Medyanın modern demokrasilerde “dördüncü kuvvet” sayılması retorikten ibaret bir tespit değildir.
Medya, modern demokrasilerdeki “dördüncü kuvvet” işlevini, devlet iktidarının üç “kuvvet”i olan yürütme, yasama ve yargıyı denetleyerek yerine getirir.
Fakat modern demokrasilerde medyanın belki bundan da önemli bir işlevi daha vardır: Yönetilenlerin taleplerini, düşüncelerini, duygularını yönetenlere (iktidarlara) taşımak... Ki, iktidarlar nasıl bir toplumu yönettiklerini bilsinler ve toplumsal talepleri gözeten siyasetler geliştirebilsinler...
Ne var ki medya, bu rolünü uzunca bir süredir yalnız sorunlu demokrasilerde değil nispeten sorunsuz demokrasilerde de oynayamamaya başladı. (Nedenleri bu yazının konusu değil, o nedenle ayrıntılara girmiyor, herkesin tespit ettiğini bir defa daha tespit etmekle yetiniyorum.)
Aslında medyanın krizi kabaca “temsili demokrasi”nin kriziyle aynı tarihlerde başladı ve bu iki süreç birbirlerini besleyerek daha da belirgin bir hale geldiler.
İnternet, cep telefonları, sosyal ağlar...
Sonra, aşağı yukarı bu yüzyılın başından itibaren yepyeni bir şey olmaya başladı; internet, cep telefonları ve sosyal ağların siyasal-sosyal mücadelelerin başta gelen aracı haline gelmesi, her şeyi değiştirdi.
Eskiden, yönetilenler yöneticilerden (iktidarlardan) memnuniyetsizliklerini ancak geleneksel medyaların izin verdiği ölçüde ifade edebiliyorlar, protesto gösterileri de, o gösterileri örgütlemek amacıyla kullanılan araçların sınırlı kapasiteleri nedeniyle sınırlı kalıyordu.
Fakat artık 21. yüzyıldayız...
Teknoloji, her şey üzerinde olduğu gibi kitlesel eylemlerin niceliği ve niteliği üzerinde de devrimsel değişikliklere yol açtı.
Arap Baharı'nda gördük, en son geçtiğimiz Haziran'da Mısır'da gördük: Artık birkaç hafta içinde milyonlarca imza toplanabiliyor, birkaç saat içinde milyonlarca insan bir meydanda biraraya gelebiliyor, günlerce, haftalarca orada kalabiliyor.
Yeni teknolojiler, memnuniyetsizlerin eline o kadar büyük bir güç veriyor ki, memnun olmadıkları iktidarı devirmek için yeni bir seçimi beklemek onlara saçma görünmeye başlıyor.
Mesele elbette bir yanıyla temsili demokrasinin krizi ve zamanla Batı da bu meyveyi tadacak... Fakat “kriz” şimdilik sadece demokrasiyi öğrenmekte olan ya da demokrasisini henüz tam anlamıyla kökleştirememiş ülkelerin iktidarlarının karşılaştığı bir sorun niteliğinde...
Bence, 21. yüzyılın büyük sorularından biri şu olacak:
İktidarların seçimlerle gelip seçimlerle gittiği bir ülkede, seçimden diyelim bir yıl sonra milyonlarca insan sokağa çıkıp “hükümet istifa” diye dayatırsa ve eylemi “istifa”ya kadar sürdüreceğini ilan ederse, demokrasinin, demokratların buna cevabı ne olacaktır?
İnanın bu sorunun cevabı aklınıza gelen ilk cevap kadar kolay değil: “İktidarlar adaletle yönetirlerse, çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemezlerse sorun olmaz...”
Sorunun cevabı bu kadar kolay değildir, çünkü sokaklara çıkanların koyduğu ölçünün doğru ve haklı bir ölçü olduğunu bize söyleyebilecek, gitmesi istenen hükümetin meşruiyetini gerçekten de kaybettiğine hükmedebilecek âdil bir otoriteye sahip değiliz; zaten demokrasi bir anlamda böyle bir “otorite”nin reddedilmesi demek.
Mısır, bu sorunun cevabını arayabileceğimiz en iyi örnek gibi görünüyor... Çünkü orada, “yeni dördüncü kuvvet sosyal medya” aracılığıyla örgütlenip bir meydanda toplanan kalabalıklar iktidarı gönderene kadar dağılmadılar ve bu bir değil, iki kez oldu: Kalabalıklar önce bir diktatörü (Mübarek, 2011), ardından demokratik usullerle seçilmiş bir cumhurbaşkanını (Mursi, 2013) devirdiler... Mısır'da şimdi meydanlar yine dolu ve kalabalıklar üçüncü bir iktidar devirme başarısının peşindeler.
Soruya kolaycasına cevap verenler...
“Zor soru” deyip duruyurum ama, Mısır örneğinde, darbeye rağmen bu soruya çok da zorlanmadan cevap veren demokratlar da oldu. Onlar Mısır'da kabaca sandığın değil meydanların (Tahrir'in) iradesinin “meşru” olduğu kanısındaydılar...
Çünkü a) Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ülkeyi çok kötü yönetmiş, çoğunlukçuluğa yönelmişti, b) Mursi'ye git diyenlerin sayısı o kadar çoktu ki, onların iradeleri asla karşılıksız kalamazdı; hatta asıl bu demokrasinin ruhuna aykırı olurdu.
Bu yaklaşım en net ifadesini Şahin Alpay'da, şu surette buldu:
“(Mursi) halkın sadece yarıdan az fazlasının (% 51,9) katıldığı bir seçimde, oyların yarıdan az fazlasını (% 51,7) almıştı, yani iktidarı sadece çeyreklik bir azınlığa dayanıyordu. Üstelik ona oy veren bu azınlık içinde, eski rejimin adayına oy vermek istemeyen özgürlük yanlılarının hatırı sayılır payı vardı. 13 milyon oyla seçilmişti, istifası için 22 milyon seçmen imza verdi.”(Zaman, 6 Temmuz 2003).
Cengiz Çandar da 4 Temmuz'da Hürriyet'te, Tahrir'de toplanan kalabalığın büyüsüne kapıldığını gösteren bir yazı kaleme aldı:
“Soru, 30 Haziran 2011’de 'sandıktan çıktığı' halde, Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Mursi’nin nasıl olup da, tam bir yıl sonra, kendisinin çekilmesini isteyen tarihin en büyük kitle gösterilerinin hedefi haline gelmiş olması.
“(...)
“Önceki gün NYT’da yayımlanan 'Mısır: Demokratlar ve Liberaller Birbirine Karşı' başlıklı bir makale 'Mursi’yi laik ve liberal muhalefetin desteğiyle askeri darbe yoluyla devirmek, en kötü sonuç verecek gelişme' olur diye bitiyordu. Çok doğru. Seçimle gelen seçimle gitmeli.
“Bununla birlikte, tarihin büyük altüst oluşları, çok kez kitabi doğrulara riayet etmiyorlar. Eğer, Mısır halkı on milyonlar halinde, tarih rekoru kıracak şekilde, seçilmesinden bir yıl sonra Mursi’ye ve Müslüman Kardeşler iktidarına başkaldırmışsa, bu başlı başına bir tarihi olaydır ve askeri darbeye şiddetle karşı olmanız, Mısır 2013’ün sunduğu ve etkisini uzun yıllara yayacak olan 'siyaset dersi'ni ortadan kaldırmıyor: Mısır’da Müslüman Kardeşler Tecrübesi, başarısızlıkla sonuçlanmıştır!”
Çandar 14 Temmuz'da da, “Müslüman Kardeşler’e karşı 34 milyon Mısırlının ayağa kalktığını vurgulayan, Mısır’ın en önemli feministi 81 yaşındaki Neval el-Saadavi”nin “Halk Devrimi, Ne Kriz Ne de Darbe” başlıklı yazısından alıntılar yaptı:
“Tarihte her devrimin karşı-devrimi olmuştur. Bunun son örneği çok kısa süre önce Mısır’da yaşandı… Ama Müslüman Kardeşler, 30 Haziran 2013’teki son devrimi boşa çıkartmakta başarısızlığa uğradı ve başarısızlığa uğramaya devam edecek.”
Radikal'den Fehim Taştekin'in Tahrir meydanında konuştuğu “Tahrir devrimcileri” de yine aynı sayısal mantık örgüsünden hareket ediyorlardı:
“Mantıkları şöyle: 'Mübarek sokaklara 11 milyon insan döküldüğünde gitti. Mursi’ye karşı 20-30 milyon yürüdü. Bu Mursi’nin aldığı oydan çok fazla. Ama istifa etmedi, halkı dinlemedi. O gitmeyince ordu halkın arzusunu yerine getirdi.'” (Radikal, 5 Temmuz 2013).
Bir ülkenin meydanlarında iktidarı yıkmak üzere toplanmış itirazcıların, milyonlarla ifade edilen sayılarından peydahladıkları haklılık duygusunun yoğunluğunu bundan daha iyi ne anlatabilir?
Milyonların haklılık duygusu meşruiyeti garanti eder mi?
Madem “kitlelerin eylemi”nin meşruiyetini tartışmaya açtım ve böylece çok tehlikeli sulara girdim (çünkü biliyorsunuz, “kitlesel eylem” deyince akan sular derhal durmalıdır), daha fazla ilerlemeden neyi tartıştığımı açıklıkla belirteyim:
Birincisi: Diktatörlüklerden değil, iktidarların seçimlerle el değiştirdiği iyi-kötü demokrasilerden söz ediyoruz.
İkincisi: İnsanların, iktidarları protesto etmek üzere yaptıkları ve şiddet içermediği sürece meşruiyeti tartışmasız eylemlerinden söz etmiyoruz... Onların, eylemlerini iktidarın yıkılmasına kadar sürdürmelerinin meşruiyetinden söz ediyoruz...
Basit soru şu:
Meydanlarda ve sokaklarda toplanmış milyonların, taleplerini dile getirmekle yetinmeyip iktidar devrilene kadar oralarda kalmalarını “21. yüzyıl demokrasisi”nin bir normali sayarsak, ülkelerin yönetimi nasıl mümkün olacak?.. Doğacak ortamdan, devlet iktidarının silahlara hükmeden bölümünün yararlanmasının önüne nasıl geçilecek?
Öyle ya, yeni bir iktidar karşısında bu defa da “karşı taraf”, belki de daha büyük sayılarla sokakları ve meydanları doldurup “seçimi bekleyemeyiz, in aşağı” derse ne olacak? Mısır'da, Adeviye meydanında şu anda yaşanan şey bu değil mi?
Meydandakilerin niceliği, meydandakilerin niteliği...
Mısır örneğinin zenginliği sadece, bu ülkenin iki yıllık kısa bir süre içinde bir değil, iki değil tam üç kez sokakta iktidar devirme pratiğinin sahnesi olmasından kaynaklanmıyor... Mısır örneği, meydanlardaki kalabalıkların iradesini sandığın da önüne koyanların, meydanlar arasında bir hiyerarşi gözettiğini ortaya koyması nedeniyle de ilginç bir örnek teşkil ediyor...
Tahrir'de toplanıp seçilmiş bir cumhurbaşkanının istifasını talep edenlere gösterilen sempatinin, Adeviye'de toplanıp darbeci bir yönetimin istifasını talep edenlerden esirgenmesi gösterdi ki, bazıları meydanlar arasında gerçekten de böyle bir hiyerarşi gözetmektedir!
Böylece anladık ki, bazı meydanlar “daha haklı”dır... Bazı meydanların iktidar devirme talepleri, başka bazı meydanların iktidar devirme taleplerinden daha meşrudur.
Yoksa Batı'nın yeni 'bon pour l'orient'i bu mu?
19. Yüzyıl oryantalistleri, Batı toplumları için “düşük” sayıp reddettikleri bazı standartlar için 'bon pour l'orient' (“Doğu için iyi”) derlerdi...
Batı'nın Mısır örneğindeki utanç verici tepkisizliğinin altında acaba yeni bir 'bon pour l'orient' mi yatıyor?
İstenmeyen iktidarların “yeni dördüncü kuvvet sosyal medya” ve “sandık” gibi işleyen meydanlar aracılığıyla alaşağı edilmesine dayanan yeni bir “demokratik” standartla mı karşı karşıyayız?
Batı ülkeleri için ve Batı dışı ülkelerdeki “laik-seküler” iddialı iktidarlar için kabul edilmeyecek, fakat “İslamcı” iktidarları alaşağı etmede kullanılabilecek yeni bir “demokratik” standartla mı karşı karşıyayız?
Bence, böyle düşünenleri “saçmalamakla” suçlamanın mümkün olamayacağı kadar çok alâmet belirdi...
Batı'nın yeni 'bon pour l'orient'i buysa eğer, Müslüman Kardeşler gibi, demokrasiye lâyık olmadıkları söylenen siyasi akımların buna verecekleri en etkili cevap, Batı'yı şaşırtacak bir demokratik olgunluk içinde davranmak olacaktır.
Müslüman Kardeşlerin, katliamlara rağmen barışçı gösterilerde ısrar etmesi karşısında Batı'nın bunu hiç beklemediğini açığa vuran şaşkınlığı, bu cevabın ne kadar etkili olduğunu göstermiyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025