Burhanettin DURAN
Ortadoğu'da yeni bir dönüşüm döneminin işaretlerinin belirdiğini ve Türkiye'nin buna hazırlıklı olması gerektiğini bir süredir yazıyorum. Temel sebep ABD ve Avrupa cenahından esen kaos rüzgârları olsa da bölgenin çatışma ve rekabeti zaten bir hayli derinlerde. Dolayısıyla Başkan Trump'ın ülkesine yeni rol biçme arayışı henüz bir netliğe kavuşmadan bile bölgemizde hareketlenme başladı.
Suriye iç savaşının olumsuz sonuçları ile uğraşan Türkiye de bu hareketlenmenin merkezinde olmaktan kaçınamaz. Deaş, FETÖ ve PKK- PYD ile mücadele önceliğimiz makro denklemlerdeki yaklaşımlarımızı kuşkusuz etkiliyor. Ancak yakın vadeli öncelikler önümüzdeki on ya da yirmi yıllık yeni dönemin dinamiklerini analizden bizi mahrum etmemeli. Zira Türkiye iç iktidar konsolidasyonuna sahip bir ülke olarak bölgedeki muhtemel yeni güç mücadelesinde "oyun değiştirici" aktörlerden birisi.
Bu aktörlüğün rasyonel stratejiler takip edilerek milli menfaatleri maksimize eden bir yolda kullanılması gerekiyor. Hem de Arap Baharı döneminde üstlenilen "etkin rolün" ürettiği sonuçların muhasebesini yaparak.
Bush yönetiminin agresif müdahaleciliğinden sonra gelen Obama, değer söylemli ancak dar menfaat tanımlı bir politika izledi. Dünya düzeninde "kurumsal çok taraflılığı" takip ederken bölgemizde güç rekabetini kızıştıran ve yerel aktörlerin önünü açan bir yaklaşımı benimsedi. Böylece Ortadoğu halklarının katılım talepleri otoriter rejimlerin demir pençesine ve iç savaşların ateşine teslim edildi.
"Arap isyanlarının" baharı ve kışı yaşadığı Obama döneminde Batılı liberal değerlerin iflası apaçık hal aldı. Çok taraflılık, insan hakları ve demokrasi artık siyasetin meşrulaştırıcı değerleri olmaktan çıktı. Trump bu iflasın mirası üzerinde "ticari menfaatlerin" ve "kuvvetlinin" sorumsuz sesini daha da yükseltecek bir yolda.
Türkiye'nin, Obama'nın "Arap isyanları" politikasından en fazla zarar gören ülkeler arasında olduğunu sık söylüyoruz. ABD'nin özellikle Suriye iç savaşına yönelik sözlerinin hiçbirini tutmaması, Rusya'yı ana aktör haline getirmesi, İran'ın önünü iyice açması ve PYDYPG'yi desteklemesi sebebiyle...
Gerçekliğin diğer yüzü de Ankara'nın Fırat Kalkanı operasyonu ve PYD'yi hedef alma kararında geç kaldığıdır. Diplomasi ve işbirliği arayışının yanı sıra sert güç unsurlarını kullanmaya daha erken başlamalıydık. Bugün Türkiye'nin Trump yönetimine gösterdiği "ihtiyatlı ve realist" yaklaşımda geçmişin derslerinin izleri bulunuyor.
Yine Menbiç ve Rakka hedefleri sahada güçlü olanın müzakere edebileceği realitesine dayanıyor. Trump döneminin bölgenin kaosunu ve İran- Körfez arasındaki kutuplaşmayı büyüteceğini öngörüyoruz. Bu ikinci bir fırtına dönemi de olabilir; kısa vadeli bir kaostan sonra yeni dengelenme dönemi de gelebilir. İran'ın sınırlandırılması ve Filistin meselesinde iki devlet çözümü dahil her şeyi yeniden tartışmaya açan Trump'ın ne yapacağına bağlı olarak... Türkiye bir yandan ABD ve Rusya ile pazarlıklar yoluyla Suriye'den kaynaklanan sorunları çözmeye çalışıyor. Diğer yandan da Trump döneminin olası etkilerini tahmin ederek çıkabilecek yeni sorunları yönetme arayışında. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Körfez seyahatinde liderlere verdiği işbirliği mesajları rasyonel ve uzun vadeyi gören bir sağduyunun eseri. KİK ile serbest bölge kurma ve güvenlikte işbirliği arayışı da bunun uzantısı. İran'a yapılan "Pers milliyetçiliği" eleştirisi de. İsrail'e ezan yasağı uygulamasının yanlış olduğu uyarısı da...
Evet, Suudi Arabistan, Mısır, İsrail ve Türkiye ne yapacağı henüz belirsiz olan Trump yönetimi ile yeni bir ilişki tarzı arıyor. İran ise Obama döneminde yakaladığı "kazanımları" nasıl koruyacağı derdinde. Bölgesel güçlerin büyük güçlere kendi gündemlerini yüklemeye çalışan politikaları sınırlı etkide bulunmaya mahkûm. Asıl çözüm bu ülkelerin sorunlarını kendi aralarında çözebilecek bir vasat oluşturmalarında.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020